Marmara Belediyeler Birliği (MBB), sokak hayvanlarına ilişkin yaptığı araştırmaları içeren "Sokak Hayvanları Araştırma Raporu’nu yayınladı. Birlik tarafından üye belediyelerin katılımıyla hazırlanan rapor, belediyelerde veteriner hekim istihdamı, barınak sayısı ve imkanları, sokak hayvanı popülasyonu ve ihtiyaçlara ilişkin verileri sunuyor.
Marmara Bölgesi’nden altı büyükşehir, beş il, 90 ilçe ve 18 belde belediyesi olmak üzere 119 belediyenin Haziran-Temmuz 2024 tarihlerinde katılımıyla hazırlanan çalışma, güncel tartışmaya ışık tutacak nitelikte. Rapor ayrıca yerel yönetimlerin maddi imkansızlıklarına dikkat çekiyor.
Raporda öne çıkan bulgular arasında, büyükşehir belediyelerinde belediye başına ortalama 23,7 veteriner hekim düşerken, belde belediyelerinde bu sayı 0,4 olup bir veteriner hekimin bile düşmediği belirtildi.
50 belediyenin barınağı yok
Barınak durumuyla ilgili cevap veren 107 belediyeden 57'sinin barınağa sahip olduğu, 50 belediyenin ise barınağının olmadığı görüldü. Büyükşehir belediyeleri daha fazla personel ve veteriner hekim istihdam ederken, belde belediyeleri bu alanda oldukça sınırlı kaldı.
Sokak hayvanlarının tespitine yönelik çalışmalarda ise belediyelerin sadece yarısının aktif olduğu, sadece 47 belediyenin bu konuda araştırma yaptığı belirtildi.
Bu durumda 47 belediyenin sağladığı verilere göre, bu belediyelerin yönetim alanlarında tespit edilen sokak hayvanı sayısının toplamı 322 bin 711. Belediye başına düşen ortalama sokak hayvanı sayısı 6 bin 866 iken barınaklarda bulunan hayvan sayısı 18 bin 726.
Tedavi odası, barınma ünitesi, ameliyathane, yoğun bakım ünitesi ve rehabilitasyon merkezi gibi imkanların belde belediyelerinde hiç bulunmadığını da ortaya koyan araştırma, hayvan bakımında da ciddi yetersizlikler olduğunu tespit etti. 119 belediyeden 12’si bu alanda faaliyet yürütmediğini bildirdi.
Rapor yukardaki tabloya ilişkin şu değerlendirmeyi sundu: “Tedavi odası, barınma ünitesi, ameliyathane, yoğun bakım ünitesi ve rehabilitasyon merkezi gibi ekipmanların o ilçe sınırlarında olup olmadığını ölçen bu sorunun sonuçlarına göre ekipman dağılımı, büyükşehir belediyelerinde oldukça yaygınken, ilçe ve belde belediyelerinde bu tür imkanlar daha sınırlıdır. Ekipman yetersizliği barınaktaki hayvan sayısının azlığını da açıklayabilir nitelikte görülebilir.”
84 belediye barınağında 1416 personelin çalıştığını tespit eden rapor, bunlardan 254’ünün veteriner olduğuna yer verdi. Bu veriler ışında şu değerlendirme raporda yer buldu:
“Büyükşehir belediyeleri, büyükşehir ilçe belediyelerine kıyasla daha az sayıda barınak bulundursa da barınaklarda çalışan personel ve veteriner hekim sayısı açısından oldukça benzer bir tablo çizmektedir. Bu durum, büyükşehir belediyelerinin geniş yetki alanlarına rağmen etkin bir şekilde hizmet sunduklarını göstermektedir.
İl ve ilçe belediyelerinde ise bu tür imkanların sınırlı olduğu, ancak yine de belli bir seviyede hizmet sağlandığı görülmektedir. Bu farklar, belediyelerin yetki ve kaynaklarının farklılıklarından kaynaklanmaktadır."
Zorluklar ve çözüm önerileri neler?
Belediyelerin veteriner hekim yetersizliği, barınak kapasite eksikliği, finansal zorluklar ve mevzuat kaynaklı zorluklar yaşadığına da dikkat çeken raporda öne çıkan çözüm önerileri ise şöyle sıralandı:
- Belediyelerin etkin popülasyon kontrolü ve yönetimi için kısırlaştırma ve aşılamada asgari kriterler belirlenmelidir.
- Sokak hayvanları yönetimi tek elden ve koordineli şekilde yürütülmeli, veteriner işleri müdürlükleri kurulmalıdır.
- Hayvan hastaneleri ve bakım evlerinde çalışan personelin güvenliği için çalışmalar yapılmalıdır.
- Alanda çalışan tüm kurum ve aktörlerin bir araya geldiği ve fikir alışverişinde bulunduğu ortamlar yaratılmalıdır.
- Sokak hayvanlarının bakım ve rehabilitasyonuna yönelik belediyelere daha fazla bütçe ayrılmalıdır. Mali zorluk yaşayan belediyelere ilgili Bakanlıklar tarafından destek sağlanmalıdır.
- Merkezi yönetim, arazi tahsisi ve finansal imkanlar konusunda belediyelere katkıda bulunmalıdır.
Rapor ayrıca araştırmaya katılan belediyelerin son bir yıldaki kısırlaştırma ve aşılama verilerine de yer verdi. Bu verilere göre belediyelerin 180 bin 868 hayvanı son bir yılda kısırlaştırdığı ve bu işleme ihtiyaç duyan halen 457 bin 39 hayvan olduğu bildirildi. Son bir yılda 281 bin 867 hayvan aşılanırken aşıya ihtiyaç duyan hayvan sayısı ise 832 bin 913 olarak açıklandı.
Raporda, belediyelerin yaşadığı bir diğer zorluk olarak, sokak hayvanlarına yönelik çalışmaları yürütecek özelleşmiş birim ve personel eksikliğine dikkat çekildi, “Sınırlı kaynaklara sahip birçok belediye; barınma, beslenme, aşılama ve kısırlaştırma gibi temel hizmetleri sağlayamamaktadır” ifadeleri yer aldı.
5199 sayılı kanun, sadece nüfusu 25 bini aşan belediyelerin hayvanlar için bakımevleri kurmasını zorunlu kılıyor.
“Bölgedeki tüm sokak hayvanları göz önüne alındığında, kapasite ve şartların yetersiz kalması, hizmetlerin yeterli düzeyde sağlanmasını engellemektedir” diyen MBB raporu, “Fiziki mekân yetersizliği nedeniyle yasaklı ırkların birlikte barındırılması, hayvanların birbirine zarar verme riskini artırmaktadır. Ayrıca finansal kapasite ve ilgili birimlere ayrılan bütçelerin yetersizliği, hayvanlar için gerekli olan tıbbi malzeme, ilaç, demirbaş, kafes ve klinik ekipman gibi ihtiyaçların temin edilmesinde güçlükler yaratmaktadır” değerlendirmesine yer verdi.
İmamoğlu: “O masada biz yokuz. Böyle bir ‘çözüm’ Türkiye’nin tüm belediyelerini zora sokar”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da İstanbul Vakfı Kurban Bağışı Konserve Dağıtımı'nın ardından yaptığı açıklamada, sokak hayvanları yasası Meclis gündemindeyken yerel yönetimlerin masada olmadığını belirterek tepki gösterdi.
Meclis Komisyonu'ndaki sokak hayvanlarıyla ilgili kanun teklifi görüşmelerine ilişkin soruya yanıt veren İmamoğlu, “Hayvan haklarıyla ilgili Meclis'teki süreçleri takip ediyoruz, oluşturduğumuz raporları paylaşıyoruz. Ne yazık ki bu süreç, belediyelerle ilgili anormal bir yük ve çok üst seviyede sorumluluk yükleyen maddelere sahipken hiçbir belediyeyle, hiçbir konuda Türkiye Belediyeler Birliği de dahil, bir irtibat kurulmadan bu sürecin geliştirilmesini asla kabul etmemiz mümkün değil” dedi.
Ötanazi ifadesi sorulan İmamoğlu, “İçeriğine girmiyorum. Komisyondan önce bu iş, işi bilenlerin işi. Bu işi uygulayacak olan belediyelerin işi” dedi.
İmamoğlu şunları söyledi: “O masada biz yokuz. Belediyeler yok, ilçe belediyeleri yok, sivil toplum kuruluşları yok... Ondan sonra demokrasi, özgürlük lafları edeceksiniz. Benim acilen uyarım, önerim AK Parti'nin o masalarında oturan arkadaşlara; böyle bir çözüm arayışı içinde olurlarsa Türkiye'nin bütün belediyelerini zor duruma sokarlar. Bunun A partisi, B partisi yok. Oturalım, konuşalım, toplumsal vicdanı önümüze koyalım, süreç yönetimini önümüze koyalım, bütçe yönetimini önümüze koyalım ve bütüncül düşünelim.”
İmamoğlu, “Kanun adımını yanlış yaparsanız, bir düğmeyi yanlış iliklerseniz devam eder gider. Meselenin özü budur. Yapmayın bunu milletimize, kurumlarımıza... Bu yanlıştan dönün. Oturalım, konuşalım, bunun yöntemi var” çağrısı yaptı.