20 yaşında Suriyeli üniversite öğrencileri Ömer ve Münir, Türkiye’de havalimanından ayrılmadan dolandırılmış. Bir adamdan 35 dolara aldıkları SIM kartları sahte çıkmış.
Biz, onlara bu olaydan birkaç saat sonra bir telefon dükkanında rastladık. Meslektaşım Şadi’nin dükkan çalışanıyla Türkçe, arkadaşıyla Suriye Arapçası konuştuğunu duyan Ömer, “Türkçe biliyor musunuz? Bize yardım eder misiniz” dedi.
Beş kişi, mültecilerin kaçakçılarla buluştuğu Basmane’ye gittik. Mahallede pek çok mülteci, kauçuk botlarla çıkacakları gece yolculuğuna hazırlanan mültecilerle dolup taşıyor.
Münif, Basmane’ye vardığımızda gülüyor ve “Ben Türkiye’ye geldiğimi sanıyordum, burası Suriye’ye benziyor” diyor. Mahallede birçok Suriyeli, yolculuğu beklerken çay ve sigara içiyor.
Korsan Barı
Pazarın ve kahvehanenin ötesinde İzmir’in bu mahallesi eski korsan filmlerindeki tavernalarını andırıyor. Sıra dışı ürünler dükkanları süslüyor. Örneğin para ve cep telefonlarını sarmak için kullanılan balonlar renkli bantlarla sarılıyor. İnsanlar kaçakçılık yollarını, akıntıyı ve rüzgarın ne zaman yön değiştireceğini konuşuyor.
Ve bu kişiler aynı korsanlar gibi kendi gruplarından uzaklaşmıyor.
Varışımızdan kısa bir süre sonra Şadi eski arkadaşı Mudar’a rastlıyor. Şadi, Mudar’ın İstanbul’a vardığını Facebook’ta daha önceden görmüş.
Mudar, Şadi’yi gördüğü için mutlu oluyor ve “annesi memleketlim” diyor. Ancak Mudar, Basmane’deki diğer eski arkadaşlarına mesafeli davranıyor. Örneğin arkadaşı Aboud’u senelerdir görmediğini ve savaşın onu nasıl değiştirdiğinden emin olmadığını belirtiyor ve “Burada kimseye güvenemezsiniz… eski tanıdıklarınıza bile” diyor.
Tek Şans
Ancak Mudar’a göre Şadi bir tehdit değil, çünkü üzerinde binlerce dolar taşımıyor. Yalnızca bir çantası var ve buradaki birçok diğer kişi gibi Avrupa’ya gidebilmek için hayatını riske atmak üzere değil.
Basmane’deki birçok yolcu için para ve eşyalarının çalınması ortada kalmaları anlamına geliyor. Mülteciler sırayla en büyük korkularının kaçakçılar tarafından soyulmak, tutuklanarak geri gönderilmek ve denizde boğulmak olduğunu söylüyor.
Bu kadar büyük meblağları bir daha toplamanın olanaksızlığı, herkesin çevresine kuşkuyla bakmasına neden oluyor. Daha birkaç saat önce gelen Münif bile etrafına endişeli gözlerle bakıyor ve bu yolculukta Almanya’ya ulaşmayı başaramazsa, tekrar para toplayıncaya kadar Avrupa’nın kapılarını mültecilere kapatacağından korktuğunu söylüyor.
Bu noktaya ulaşmak için ev ve arabalarını sattıklarını söyleyen Münif, iki gündür uyumadığını da ekliyor.
Münif’e neden Şam’dan uçakla ya da otobüsle gelmediğini sorduğumuzda çantasına işaret ediyor ve hayatta tek eşyasının bu olduğunu ve gözünü çantasından asla ayırmadığını söylüyor.
Tekrar Birleşenler
Bir süre sonra Mudar’ın en iyi arkadaşı Ömer, masaya yüzünde memnuniyet ifadesiyle dönüyor ve “elinde çantası olan bir arkadaşı gördüm, çanta Yunanistan’a gidiyor demek” diyor.
5’inci sınıftan beri görmediği arkadaşının zamanında çok tembel olduğunu ama iyi bir arkadaş olduğunu söylüyor.
Modar, işler yoluna girinceye kadar yalnızca kardeşine güvenmeyi tercih ettiğini belirtiyor ve “Belki bir gün güvenli bir yerde yaşadığımızda yine mutlu oluruz, ama parayı kaybedersem Suriye’ye dönmem gerekir” diyor.