ABD’deki Türklerin çatı kuruluşlarından Türk-Amerikan Dernekleri Asamblesi’nin (ATAA) bu yıl 37’inci kez düzenlediği geleneksel Türk Amerikan Ulusal Liderlik Konferansı Houston kentinde yapıldı.
ATAA Başkanı Kenan Çağlar’ın açılış sunumuyla başlayan konferansta ilk olarak, Houston Belediye Başkanı Sylvester Turner’ı temsilen Houston kenti Planlama Komisyonu üyesi Zafar Tahir kürsüye geldi.
Tahir, Houston Belediye Başkanı Turner’ın 24 Mart’ı ‘Türk-Amerikan Dernekleri Asamblesi Günü’ ilan eden beyannamesini okudu.
Houston’ın zengin bir demografik çeşitliliğe ve ticaret bakımından da birçok potansiyeli içinde barındıran bir şehir olduğunu vurgulayan Tahir, Türkleri de Houston’da yatırım yapmaya çağırdı. Tahir konuşmasında etnik ve dini azınlıkların siyasete aktif katılımının önemine dikkati çekti.
Bu yılki konferansın ana teması, ‘ABD-Türkiye İlişkileri: Siyasi, Ekonomik ve Kültürel Boyutlar’. İki gün süren konferansın ilk gününde Türk-Amerikan ilişkilerini ilgilendiren konularda uzman isimlerin konuşmacı olduğu paneller düzenlendi.
Bu kapsamda, günümüzde iki ülkeyi ilgilendiren stratejik meseleler, Trump yönetimi döneminde ilişkilerin nasıl bir şekil alacağı, Anayasa referandumu, 1915 olayları gibi konular masaya yatırıldı.
'Türkiye Trump'a yardım edebilir'
ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, hem Türkiye hem de Amerika’daki bazı iç dinamiklerin ilişkilere olumsuz etkisi olduğunu getirdi.
Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki ‘temizlik’ operasyonları, halk arasındaki aşırı kutuplaşma ve Türkiye’nin dışarıdaki imajına dair olumsuz algılara işaret eden Wilson, ABD’de de Trump yönetiminin iktidara gelmesinden sonra Amerikan politikasının uzun vadeli istikrarına dair güven eksikliği ve belirsizliklere dikkati çekti.
İlişkilerin mevcut durumunu ‘tatsız’ olarak niteleyen ve sorunların aşılmasının olağanüstü bir yetenek gerektirdiğini ifade eden Wilson, Türkiye’nin ilişkileri iyileştirmek adına, Trump yönetimine bölgede bir başarı sağlamasına yardım edebileceği önerisini ortaya attı.
Wilson, Trump’ın başarı odaklı, birşeyler başarmak isteyen bir başkan olduğunu, çalışılması zor bir ülke gördüğünde o ülkeyle çalışmak istemediğini söyledi. “Türkiye de işte Trump’ta ‘benim ihtiyacım olan ülke Türkiye’ hissiyatını uyandıracak bazı adımlar atabilir” diyen Wilson, bunun mutlaka Suriye konusunda olması gerekmediğini belirtti.
'Suriyeli Kürtler de Türkiye ile uzlaşmaları gerektiğini anlayacak'
Wilson, ABD’nin Suriye’de YPG’ye desteğini ise ‘taktiksel’ olarak nitelerken, nihayetinde Suriyeli Kürtler’in de tıpkı bugün Iraklı Kürtler’de olduğu gibi Türkiye ile anlaşmak dışında bir seçeneğinin bulunmadığını anlayacağı görüşünü dile getirdi.
Wilson ayrıca, ABD’nin YPG üzerindeki baskı gücünü Türkiye ile yaşanan sorunları idare etme ve çözmede kullanabileceğini savundu.
'Erdoğan ne pahasına olursa olsun 2023'ta iktidarda olmak istiyor'
Stratfor adlı düşünce kuruluşunun Küresel Analiz Başkan Yardımcısı Reva Goujon da, Türkiye’nin bölgesinde uzun vadeli hesaplar yaptığını, nüfuzunu ve ağırlığını genişletmek, daha geniş bir etki alanına sahip olmak istediğini söyledi.
Goujon, bu çabada Rusya, İran ve Türkiye’nin arasında bölgede bir rekabet olduğunu ve bu rekabetin gelecek yıllarda daha da hissedileceğini kaydetti.
ABD’nin ise kısa vadeli bir güvenlik odağının olduğunu, bunun ise IŞİD olduğunu belirten Goujon, Rusya’nın aslında Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esat’ın görevde kalıp kalmasının çok önemsemediğini, Ortadoğu’yu daha geniş ölçekli stratejik boyutta ABD’ye karşı elini güçlendirmek için ‘arka bahçe’ olarak kullandığını savundu.
Reva, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her ne pahasına olursa olsun 2023’te başkan olarak iktidarda olmak istediğini de söyledi.
'Diyalog devam ediyor'
Amerikan-Türk Konseyi (ATC) adlı kuruluşun başkanı Howard Beasey de, Türkiye-ABD ilişkilerindeki mevcut sorunlara rağmen aradaki diyaloğun devam ettiğini söyledi.
Beasey, ekonomik ilişkilerde sağlanan atılımların ardından son yıllarda ilişkilerin bu boyutunda bir yavaşlama görülmesinden duyduğu kaygıyı da dile getirdi.
Kürt meselesinde çözüm sürecinin önemini vurgulayan Beasey, bu sürece geri dönümesi için ABD yönetiminin kolaylaştırıcı rol oynaması gerektiğini, geçmişte bu konuda bazı fırsatların kaçırıldığını savundu.
Beasey, konuşmasında NATO'nun önemine de vurgu yaparak, NATO müttefikliğinin Türkiye ve ABD'nin güvenlik alanında yaptığı en iyi yatırım olduğunu söyledi.
'Türkiye bir dönüm noktasında'
Merkezi Washington’da bulunan Sidar Global Advisors adlı danışmanlık firmasının kurucusu ve başkanı Cenk Sidar da, anayasa referandumuyla bugün Türkiye’nin bir dönem noktasında olduğu görüşünü dile getirdi.
Sidar, referandum sonucununun ülkenin otokratik bir rejime doğru sürüklenip sürüklenmeyeceği ve ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği’ açısından belirleyici olacağını savundu.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi'nden video mesaj
Konferansa ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass de video mesaj yoluyla seslendi. Bass mesajında, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerde mevcut çatlaklara rağmen iki ülkenin birbirine ihtiyaç duyduğunu, karşılıklı güçlü diyalog içerisinde olması ve birlikte çalışması gerektiğini vurguladı.
Bass, bazı çevrelerin ABD’nin Türkiye’nin başarılı olmasını engellediği şeklindeki iddialarının hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığının altını çizerek, “ABD Türkiye’nin başarılı olmasını istiyor. Türkiye’nin başarılı ve müreffeh olduğu bir gelecek bizim güçlü çıkarımıza” ifadesini kullandı.
Konferans sırasında açılan, sanatçı Ergün Nuhut'un Atatürk ve Çanakkale Savaşları konulu üç boyutlu fotoğraflardan oluşan sergisi geniş ilgi gördü. Konferansta yarın da Amerika’da yaşayan Türkler’i ilgilendiren konuların ele alınacağı paneller düzenlenecek.