Erişilebilirlik

Türkiye 24 Haziran Sonrasında Nasıl Yönetilecek?


Türkiye’nin yönetimi, 24 Haziran genel seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte tümüyle “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adı altında başkanlık sistemine geçiş yapıyor.

Türkiye, seçimlerle birlikte son dört yıl içerisinde 5’inci kez sandıkta tercihini ortaya koyarken artık yeni yönetim koşulları altına girecek. Anayasa değişikliği nedeniyle 24 Haziran sonrasında “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adı altında başkanlık sistemine resmen geçiş yapılacak.

Seçmenler, geçen yılki 16 Nisan anayasa değişikliği halk oylaması sonrasında ikinci kez Türkiye’nin yönetim değişikliğini kabul edip etmedikleri konusunda karar verecek. Çünkü CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu “Millet İttifakı” ile muhalefet cephesinden HDP’nin ortak vaadi, Türkiye’nin parlamenter sisteme geri dönüş yapması. Dolayısıyla Türkiye’nin 24 Haziran Genel Seçimleri sonucu yani parlamento seçiminde çoğunluk muhalefet partilerinden oluşursa başkanlık sistemini rafa kaldırmak için anayasa değişikliği gündeme gelecek. Ancak eğer 16 yıldır Türkiye’de iktidarda olan AKP, MHP ile birlikte oluşturduğu “Cumhur İttifakı” seçim sonuçlarında parlamentoda çoğunluğu korursa başkanlık sistemi yönetiminde ısrar edilecek.

Bu noktada, eğer Cumhurbaşkanlığı seçimini AKP’nin adayı Recep Tayyip Erdoğan kazanırsa ancak parlamentoda muhalefet çoğunluğu olursa da kaçınılmaz olarak başkanlık sisteminde çatışma yaşanacak. Erdoğan’ın, seçim öncesinde verdiği “sistemi tıkayacak herhangi bir gelişmeye izin vermeyiz” mesajı nedeniyle, cumhurbaşkanı seçilmesi ama parlamentodaki çoğunluğu kaybetmesi durumunda, TBMM’yi feshedebileceği ihtimali gündemde. Bu durumda yeniden eş zamanlı olarak TBMM ve cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılması söz konusu olabilir. Ancak Erdoğan’ın, anayasada 3’ncü kez cumhurbaşkanı seçilme yasağı bulunduğundan TBMM’yi feshedemeyeceği iddia edilmesine karşılık böylesi bir karar “seçimleri yenileme” olarak kabul edileceğinden Erdoğan’ın tekrar aday olabileceği tartışılıyor.

Ancak Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucunda hangi aday kazanırsa da Türkiye’nin yakın geleceği açısından başkanlık sistemine geçiş yaptığı gerçeği değişmeyecek. Türkiye 24 Haziran’dan sonra artık yürütmenin başı olacak cumhurbaşkanı tarafından yönetilecek.

Türkiye’nin, 16 Nisan anayasa değişikliğiyle kabul ettiği ve 24 Haziran sonrasında yürürlüğe girecek olan yeni yönetim sistemi şu özelliklere sahip görünüyor:

Cumhurbaşkanı hangi yetkilere sahip olacak?

Anayasa değişikliğine bakıldığında; “Başkan” konumundaki Cumhurbaşkanı, kendisine tanınmış yetkiler bakımından “yürütme” gücünü tek başına elinde toplanmasıyla dikkat çekiyor. Anayasa değişikliğindeki o yetkileri şöyle özetlemek mümkün:

Cumhurbaşkanı eski durumda olduğu gibi “devletin başı” olmaya devam edecek. Ama artık yürütme gücünün de başı olacak. Başbakanlık kurumu ortadan kaldırılacak.

Cumhurbaşkanı, TBMM adına Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) başkomutanı olmaya devam edecek.

Cumhurbaşkanı, kanun niteliğinde kararname yayımlayabilecek. Anayasa’da kanunla düzenlenmesi öngörülmüş ve mevcut durumda kanunlarda açıkça düzenlenmiş konularda kararname çıkarılamayacak. Cumhurbaşkanı, kararnameler veya kanunlar için yönetmelik de çıkarabilecek. Eğer TBMM, bir konuyu kanun ile düzenlerse o konuyla ilgili yayımlanmış Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ise hükümsüz (geçersiz) hale gelecek.

Cumhurbaşkanının bir veya birden fazla yardımcısı olabilecek.

Cumhurbaşkanının bir siyasi parti ile bağı olabilecek. Cumhurbaşkanının tarafsızlığına ilişkin madde anayasadan çıkarılacak.

Halk oylamasıyla cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili mevcut koşullar yanı sıra en az 100 bin seçmen tarafından da cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesi de söz konusu olacak.

TBMM’yi fesh edebilecek, OHAL’de insan haklarını askıya alabilecek

Cumhurbaşkanı, tek başına bakanları atayacak veya görevlerine son verebilecek.

Cumhurbaşkanı, üst düzey kamu yöneticilerini de atayabilecek. Bu hükümde kısıtlayıcı bir ifade bulunmaması itibariyle Türkiye’deki bürokratik yapıda “üst düzey” kavramıyla pek çok atama yetkisi, tek başına cumhurbaşkanı tarafından kullanılabilecek.

Bakanlık kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri cumhurbaşkanı tarafından kararname ile gerçekleştirilecek.

Sıkıyönetim uygulaması anayasadan çıkarılacak ancak olağanüstü hal (OHAL) ilan etme yetkisi, cumhurbaşkanına verilecek. OHAL ilanı kararları, Meclis’in onayına sunulacak.

Cumhurbaşkanına TBMM’yi fesih yetkisi verilecek. Ancak bu durumda kendi görevi de sona erecek. Eş zamanlı olarak seçimlere gidilmesi söz konusu olacak.

OHAL’in uzatma süresi ise, mevcut anayasada 3 aylık periyodlarla yapılıyor. Ancak teklif itibariyle cumhurbaşkanı, OHAL’i 4 aylık periyotlarla uzatabilecek.

Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın 104’ncü maddesindeki kanun hükmünde kararname (KHK) çıkarılmasıyla ilgili “temel haklar ve siyasi haklarla ilgili kısıtlayıcı KHK çıkarılmaması” hükmüne de tabii olmayacak. Cumhurbaşkanı, OHAL’de insan temel hak ve hürriyetleri ile siyasi haklar alanını etkileyebilecek kararname çıkarabilecek.

Yürütmenin başı cumhurbaşkanı yargılanabilecek mi?

Cumhurbaşkanı artık yürütme organı başı olması ve parti bağına sahip tarafsız olmaması itibariyle eski anayasadan farklı şekilde yargılanabilecek. AKP’nin anayasa değişikliğine ilişkin en önemli savunma noktasını Cumhurbaşkanı’nın artık yargılanabileceği argümanı idi. Ancak muhalefet, Cumhurbaşkanı ile aynı anda eğer aynı parti çoğunluğu oluşturursa yasama eliyle yargılama yapılamayacağına dikkat çekiyordu.

Şimdi ise, Cumhurbaşkanı’nın yargılanmasına ilişkin Anayasa’daki “Sorumluluk ve sorumsuzluk hali” başlıklı 105. madde tümüyle değişmiş olacak. TBMM’de ancak çoğunluk sağlanması halinde gerçekleşebilecek yargılama süreci şöyle işleyebilecek:

Cumhurbaşkanı hakkında bir suç işlediği iddiasıyla TBMM üye tam sayısının (600 milletvekili) salt çoğunluğunun (301 milletvekili) önergeyle soruşturma açılması istenebilecek.

Meclis, Cumhurbaşkanı hakkında soruşturma talebi önergesini en geç 1 ay içerisinde görüşecek. Ve üye tam sayısının (600 milletvekili) beşte üçünün (360 milletvekili) gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilecek. Hakkında soruşturma kararı verilmiş Cumhurbaşkanı ise, seçim yapılmasına karar veremeyecek.

Soruşturma açılması halinde eskiden anayasada bakanlar hakkında olduğu gibi her siyasi partiden TBMM’deki sandalye sayısına bağlı olarak temsilerin yer alacağı 15 kişilik Komisyon oluşturulacak.

Eğer Komisyon, Cumhurbaşkanı’nın yargılanması yönünde karar verirse ilgili süreç sonunda TBMM’de üye tam sayısının (600 milletvekili) üçte ikisi (400 milletvekili) gizli oyuyla Yüce Divan’a sevk edilebilecek. Bu durumda, Cumhurbaşkanı, Yüce Divan konumundaki Anayasa Mahkemesi’nde yargılanacak.

Yüce Divan’da seçilmeye engel bir suçtan mahkum edilen Cumhurbaşkanı’nın görevi sona erecek.

Cumhurbaşkanı’nın görevde işlediği iddia edilen suçlar ile yargılama ise görevi bittikten sonra yapılabilecek.

TBMM yetkileri tırpanlanıyor ve yapısı değişiyor

24 Haziran ile birlikte TBMM çatısı altında mevcut 550 olan milletvekili sayısı 600’e çıkarılacak.

Anayasa’daki TBMM yetkileriyle ilgili 87’nci madde de değişiyor. TBMM’nin mevcut anayasadaki “Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kurulu’na belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek” yetkisi elinden alınacak.

Anayasa’da “TBMM’nin bilgi edinme ve denetim yolları” başlıklı 98’nci maddesi de değişiyor. Maddeye, “Genel görüşme ve Meclis araştırmasına yürütme adına herhangi bir temsilci katılamaz” hükmü eklenecek.

Anayasa’da “TBMM’nin bilgi edinme ve denetim yolları” başlıklı 98’nci maddesindeki değişiklikte ayrıca “Milletvekilleri tarafından sözlü soru sorulması denetim yetkisi ortadan kalkacak mı?” sorusu da ortaya çıkıyor. Eski anayasada “soru” ifadesi kullanılarak yazılı ve sözlü soru sorma denetim yetkisi bulunuyordu. Ancak şimdi “yazılı soru” ifadesiyle yapılan tanımlama dikkat çekiyor. Yeni haline göre; maddeye, “Yazılı soru; yazılı olarak en geç 15 gün içerisinde cevaplanmak üzere milletvekillerinin, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlara yazılı soru sormalarından ibarettir” ifadesi ekleniyor. Dolayısıyla milletvekilleri, eski durumda yürütmenin başı olan başbakana soru sorma yetkisine sahip iken yürütme başı olacak cumhurbaşkanına soru soramayacak.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Adams soruşturmasında sorgulanacak yeni Türk işadamları var mı? – 30 Eylül
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG