Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin güvenli bölge oluşturmayı hedeflediğini yineleyerek, “Vicdan ve vizyon sahibi tüm ülkelerden, milyonlarca Suriyeli'nin vatan hasretini bitirecek bu projeye destek olmalarını bekliyoruz. Amerika’nın ülkemize verdiği sözler tutulmazsa, harekatımızı kaldığı yerden bu sefer çok daha büyük bir kararlılıkla devam ettireceğiz” dedi.
Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüşmek üzere Soçi’ye gidişi öncesinde Esenboğa Havalimanı’nda yaptığı açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yürüttüğü Barış Pınarı Harekatı’nda ateşkes sürecinin bugün sona erecek olmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
ABD’nin 17 Ekim’de Başkan Yardımcısı Mike Pence’le müzakere ettikleri ortak açıklamadaki şartlara uymasını beklediklerine işaret eden Erdoğan, Barış Pınarı Harekatı’na ara verme süresinin bugün saat 22.00’de sona ereceğini anımsatarak, Suriye konusunda özetle, “Daha önce ifade ettiğimiz gibi harekatın iki temel hedefi bulunuyor. Bunlardan ilki 32 kilometre derinliğinde 444 kilometre Irak sınırından Cerablus’a olan bu bölgede tamamıyla terör örgütlerinden temizlenmesidir. Şimdiye kadar 2 bin 200 kilometrekarelik alan teröristlerden arındırılmış, 160 yerleşim biriminde kontrol sağlanmıştır. 9 Ekim’den bu yana 775 terörist etkisiz hale getirilmiştir. 7 kahraman askerimiz, 79 Suriye Milli Ordusu (Özgür Suriye Ordusu) mensubu kardeşimiz ve 20 sivil vatandaşımız terör örgütünün saldırılarında şehit olmuştur. İlgili birimlerimiz sahada süreci çok yakından takip ediyor. Amerika’nın ülkemize verdiği sözler tutulmazsa, harekatımızı kaldığı yerden bu sefer büyük bir kararlılıkla devam ettireceğiz. Harekatın ikinci hedefiyse 8 yıldır ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizin kendi topraklarına gönüllü geri dönüşlerini sağlamaktır. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla güvenli hale getirdiğimiz 4 bin kilometrelik karelik alana şimdiye kadar 365 bin sığınmacı geri döndü. Suriye’nin kuzeyinde güvenlik arttıkça gönüllü geri dönüşler de artacaktır. Barış Pınarı Harekatı’yla güvenli hale getirilecek bölgede 1 milyon, Rakka ve Deyrizor’un da buna dahil edilmesi kaydıyla 2 milyon insan buralara gönüllülük esasına dayalı olarak yerleştirilebilir ama bu uluslararası bir donörler toplantısı gerçekleştirilmesi kaydıyla. Yani Türkiye’nin tek başına yapabileceği bir şey değil” dedi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu vesilesiyle güvenli bölge projeleri hakkında 17 lidere bizzat bilgilendirmede bulunmuş olduğunu da söyleyen Erdoğan, "Vicdan ve vizyon sahibi tüm ülkelerden, milyonlarca Suriyelinin vatan hasretini bitirecek bu projeye destek olmalarını bekliyoruz. Diğer türlü Türkiye, 8 yıldır tek başına taşıdığı yükü daha fazla taşıyamaz. 'Komşuda yangın varken dumanı bize gelmesin' demek gerçekçi bir yaklaşım değildir” diye konuştu.
Erdoğan, insani gerekçelerle Türkiye’nin harekatına yönelik tepkiler geldiğini ancak sahada farklı bir gerçeklik bulunduğuna işaret ederek, “Bu iş lafla olmuyor. Eğer dürüstseniz, samimiyseniz, buraya 30 bini aşkın tırla araç gereç silah mühimmat getirdiniz. Şu anda biz bu silahların depolandığı yerleri de tespit ettik ve bu silahlar ne yazık ki son görüşme yaptığımız Amerika tarafından buraya gönderildi. Daha kim bilir nerelerden neler çıkacak? Binlerce kargo uçağıyla yine buraya gelen silah, mühimmat, araç-gereç var. Daha 2-3 hafta önce yine 400 kamyonla gönderilmiş silah, araç-gereç, mühimmat var. Şimdi ben soruyorum; yani burada bir terör devleti kurulacak. Böyle bir devletinin kurulmasına Türkiye olarak biz müsaade mi edelim? İki, bu atılan adımların tamamı da Suriye'nin bölünmesine yöneliktir. Biz buna müsaade mi edelim? Biz tam aksine Suriye'nin toprak bütünlüğüne taraftarız, bunu savunuyoruz ama diğerlerinin böyle bir durumu yok. Biz bu kararlılığımızı şu ana kadar nasıl sürdürdüysek, bundan sonra da aynı şekilde sürdüreceğiz. Şu anda çekilme devam ediyor ve az önce de savunma bakanımdan aldığım son bilgilerle de şu an itibarıyla 700- 800 kadar bir çekilme söz konusu oldu. Diğer kalan 1200, 1300 kadar olanın da süratle çıkmaya devam ettiği, onların da çıkacağı söyleniyor. Tabii biz bunların izini sürüyoruz, bunların tamamı çıkacak, çıkmadan bu süreç bitmez” diye konuştu.
“Türkiye ve Rusya terörle mücadelede hemfikirdir”
Erdoğan, “Şimdiye kadar İran’ın da katkılarıyla sahada sükunetin sağlanması, Suriye’nin istikrara kavuşması için çok ciddi çaba harcadık. Soçi Muhtırası’yla İdlib’de büyük bir insani trajedinin önüne geçtik. 16 Eylül’deki Ankara Zirvesi ise siyasi çözüm yolunda atılmış en büyük adımlardan biridir. Astana Platformu kapsamındaki gayretlerimiz neticesinde hamdolsun geçen ay Anayasa Komitesinin kuruluşunu sağladık. Komite, ilk toplantısını 30 Ekim’de Cenevre’de yapacak. Barış Pınarı Harekatı’nın tüm bu çabalara pozitif ivme katacağına inanıyorum. Türkiye ve Rusya, terörün her türlüsü ile mücadele noktasında hemfikirdir. İki ülke Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğini koruma ilkesine bağlıdır. Harekatla Suriye'nin kuzeyinde, ülkemizin güneyinde bir terör koridoru kurma planları boşa çıkartılmıştır. Suriye'nin geleceğinde, PKK/YPG gibi bölücü terör örgütlerine yer yoktur, olmamalıdır. Rusya Federasyonu’yla işbirliği içinde bölgemizi ayrılıkçı terör belasından tamamen kurtarmayı ümit ediyoruz. Bu anlayıştan hareketle değerli dostum Putin’le başta Fırat'ın doğusu olmak üzere Suriye'nin kuzeyindeki güncel durumu istişare edeceğiz. Rejim unsurlarının bulunduğu alanlardaki PKK/PYD/YPG mevcudiyetinin sonlandırılması için atılacak adımları da görüşme fırsatını bulacağız. Ayrıca anayasa komitesinin sağlıklı şekilde faaliyet göstermesi ve somut çalışmalar ortaya koyması için neler yapabileceğimizi de görüşeceğiz” dedi.
Erdoğan, Astana Süreci’nin üçüncü garantör ülkesi İran açısından yaptığı değerlendirmede de “İran’dan bazı çatlak sesler çıkıyor. Başta Ruhani, bu sesleri susturmaları gerekirdi. Bu, beni ve tüm mesai arkadaşlarımı rahatsız ediyor” ifadesini kullandı.
Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un YPG unsurlarına tanınmış 120 saat / 5 günlük süreyi uzatmak gerektiği yönündeki sözlerini de yorumlayarak, “Macron’dan şahsıma gelmiş böyle bir teklif yok. Macron zaten bu tür şeyleri teröristlerle görüşüyor daha çok ve herhalde teröristlerin ona yaptığı teklifi de dolaylı yönden bize aktarma yolunu seçmiştir. Dolayısıyla bizim bu süreç içerisinde muhatabımız Fransa olmamıştır. Biz bu süreç içerisinde görüşmelerimizi Amerika’yla yürüttük. Amerika’yla yaptığımız bu yürütmeden o da şimdi kendine göre bir şeyler çıkarmanın herhalde gayreti içerisinde” diyerek tepkisini gösterdi.
Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson'la dörtlü görüşme konusundaysa liderleri İstanbul, Şanlıurfa veya Gaziantep’te buluşmaya davet ettiğini ya da 3-4 Aralık’ta NATO Zirvesi’nde görüşme yapılabileceğini söylediğini açıkladı.