Corona virüsü salgını döneminde başta ABD olmak üzere pek çok ülkede tartışılan konulardan biri, öğrencilerin sınıflarına dönüp dönmeyeceği. Uzmanlar, bu konuda alınacak kararın, enfeksiyon vakalarının ne kadar yaygın olduğuna ve alınacak önlemlere bağlı olduğunu belirtiyor.
Kamu sağlığı uzmanları, genel olarak, virüsün kontrol altına alınamadığı bölgelerdeki okulların birebir derslere başlamasının çok riskli olacağı konusunda uyarıyor. Uzmanlar, virüsün kontrol altına alınabildiği yerlerde ise okulların riski en aza indirmek amacıyla gerekli düzenlemeleri yapmaları gerektiğine dikkat çekiyor.
Okulların açılması için virüsün kontrol altına alınması gerekiyor
Virüsün kontrol altına alınmasının ölçütü ise, vakalarda gözlemlenen istikrarlı bir düşüş ve pozitif vaka sayılarının oranının yüzde 2’nin altına inmesi. Ancak virüsle ilgili çok sayıda bilinmeyenin olması sebebiyle, ABD’de her okul bölgesi ders başı yapılması konusunda farklı yaklaşım benimsiyor.
Bulgular, küçük çocukların virüsü yayma ihtimalinin düşük olmasına karşın, 10 yaş ve üstündekilerin virüsü yetişkinler gibi bulaştırabildiği yönünde. Ancak uzmanlar bu konuda daha kesin kanıtlara ihtiyaç olduğuna da dikkat çekiyor.
Çocuk ve ergenlerin semptom göstermemesinin riskleri neler?
Çocukların virüse yakalanma ya da yakalandıklarında ağır şekilde hasta olma olasılıkları yetişkinlere göre daha düşük görünse de, ciddi vakaların ya da can kayıplarının da yaşandığı biliniyor.
Çocuklar ve ergenler virüse yakalandıklarında genelde ya hiç semptom göstermiyor ya da çok hafif semptom gösteriyor. Bu da virüsü farkında olmadan başka öğrencilere, bu öğrencilerin de virüsü ailelerine ya da öğretmenlerine veya risk grubunda olan başka yetişkinlere bulaştırabilecekleri anlamına geliyor.
Riskin en aza indirilmesi için uzmanlar birebir dersler başlarken okulların gerekli düzenlemeleri yapması gerektiğine dikkat çekiyor. Okulda maske takılması, çocukların bütün gün aynı sınıfta olmasını sağlayacak şekilde hareketlerinin kısıtlanması, dersliklerde sıraların mesafe kurallarına uyularak düzenlenmesi gibi önlemlerin alınması tavsiye ediliyor.
İskandinav ülkelerinde okulların açılması vaka sayısını arttırmadı
Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezleri (CDC) öğrencilerin gruplar halinde bir araya gelmemesinin, yemekhanelerin kullanılmamasının da virüsün yayılmasını önlemeye yardımcı olacağını belirtiyor.
Vaka sayıları ABD’den daha düşük olan bazı İskandinav ülkeleri gerekli düzenlemeleri yaparak okulları yeniden açtı. Bu ülkelerde okulların yeniden açılmasına bağlı olarak salgın boyutunda yeni vakalar görülmedi. İsrail’de ise vaka sayıları düşükken yeniden açılan okullar, öğrenciler ve öğretmenler arasında salgının yayılması üzerine yeniden kapandı.
ABD’de okul bölgelerinin bazıları, sosyal mesafenin korunması amacıyla sınıf dersleri ile uzaktan eğitim seçeneklerini birleştirme yoluna gidiyor. Atlanta, Los Angeles ve Houston kentlerindeki okullarsa dersleri sadece internet üzerinden yürütecek.
Okul servislerinde ne gibi önlemler alınabilir?
ABD genelinde okulların yeniden açılması tartışmasında gündeme gelen bir başka konu, okula servisle giden 26 milyon öğrencinin ulaşımının pandemi döneminde nasıl sağlanacağı. Sosyal mesafe kurallarına servislerde uyulmasını sağlamak zor.
Riski en aza indirmek amacıyla bir dizi strateji belirlenmiş olsa da, bu konuda henüz sihirli bir formül bulunmuş değil. Virüs belirtisi gösteren öğrenciler servisin önüne mi alınmalı? Ya da serviste belirli koltuklara mı oturtulmalı? Öğrenciler servise arka taraftan mı binmeli? Ya da servisler aynı anda yalnızca birkaç öğrenciyi mi taşımalı? Tüm bu sorular yanıt bekliyor.
Ulusal Öğrenci Taşımacılığı Birliği Başkanı, servis güvenliği uzmanı Steve Simmons Associated Press haber ajansına yaptığı değerlendirmede, “Diyelim öğrenci durakta bekliyor. Çocuğun annesi de yanında değil. Ateşi var. Ne yapacaksınız? Okullara öğrencilerin ulaşımını sağlayan servis görevlileri bu soruyla karşı karşıya” diyor.
Çok sayıda okul servis kullanımını belirlemek amacıyla ailelere kaç çocuğun servisle okula gideceğini ya da kaç öğrencinin okula velileri ya da yakınları tarafından bırakılacağını öğrenmeye çalışıyor.
Bazı okullar ise, emniyet ve maddiyat arasında bir tercih yapmak zorunda kalarak servis kapasitesi konusunda bir karar almaya çalışıyor. Okullar ulaşımda hijyen ve temizlik için hangi kuralların uygulanacağı konusunda da karar almak zorunda. Bu kapsamda öğrencilerin arasına ya da öğrencilerle servis şoförleri arasına bariyer konulması seçenekleri değerlendiriliyor.
Pennsylvania eyaleti ulaştırma bakanlığı, virüsün yayılması konusunda etkili olup olmadığını gösteren bir bulgu olmadığı gerekçesiyle servis şoförlerinin etrafına plastik bariyer yerleştirilmesi teklifini reddetti. New York’ta ise yanıcı olduğu gerekçesiyle servislerde el dezenfektanı bulundurulması bile yasak.
Öğrencilerin servise binip servisten indiği anların daha riskli olduğuna dikkat çekiliyor. Pennsylvania eyaletindeki okul bölgeleri, öğrencilerin servislere arka taraftan binip, servisten ön kapıdan inmeleri ya da öğrencilerin otobüste belirli koltuklara oturması gibi düzenlemeleri değerlendiriyor.
“Eve en yakın okul” seçeneği ve “yürüyen servis” önerisi
Philadelphia’da bir okul bölgesinin yeniden açılma planı, semptom gösteren öğrencilerin serviste ilk sıraya oturması ve okula ulaştığında revire götürülmesini öngörüyor. Bir başka plansa semptom gösteren öğrencilerin servise ve okula alınmaması kuralını uyguluyor.
Rhode Island’daki Providence kentinde devlet okulları, bütün öğrencilerin evlerine en yakın okulda eğitim görmesi seçeneğini değerlendirdi; ancak velilerin itirazı üzerine bu teklif geri çekildi.
Kentucky eyaleti eğitim bakanlığı da okulların, “yürüyen servisler” olarak adlandırılan ve yetişkinlerin okula yürüyerek giden öğrenci gruplarına refakat ettiği; öğrencilerin belirli saatlerde alınıp bırakıldığı bir sistemin uygulamasını öneriyor. Bu sistem şu anda en az iki eyalette uygulanıyor.