Erişilebilirlik

Kızılay'dan Suriye'de Aşılama İçin Uluslararası Destek Çağrısı


Suriye’deki iç savaş 10’ncu yılı geride bırakırken sığınmacılara ve sınır ötesine yönelik yardım faaliyetlerinde rol oynayan Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, 6 milyonu barınma ihtiyacı duyan ve 1,7 milyonu yıkık da olsa evine dönmüş Suriyeliler'in Corona virüsü salgınına karşı aşılanması için uluslararası destek gerektiğini açıkladı.

Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanı ve afet tıbbı uzmanı Kınık, VOA Türkçe’nin de aralarında bulunduğu bazı uluslararası medya kuruluşları temsilcileriyle Suriyeli sığınmacılar ve Suriye’nin içinde bulunduğu insani yardım tablosunu değerlendirdi.

Kızılay'dan Suriye'de Aşılama İçin Uluslararası Destek Çağrısı
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:13:18 0:00

Suriye’nin özellikle kuzey kesiminde bir kamu otoritesi olmadığı için buradaki kamu hizmetlerini Türkiye’nin kamu kurumları ile birlikte Kızılay’ın yürüttüğüne işaret eden Kınık, “Bizim Sağlık Bakanlığı ile birlikte Suriye’nin kuzeyinde işlettiğimiz hastane sayısı 8, tıp merkezi sayısı ise 40’tır. Bunlar sürekli çalışan ve ücretsiz hizmet üreten merkezler. Kızılay’ın burada yaklaşık 3 bin sağlık personeli çalışıyor. Covid için de koruyucu ve tedavi edici uygulamalar yapıyoruz” bilgisini paylaştı.

Dünya genelinde olduğu üzere Suriye’nin de Corona virüsü salgınından etkilendiğini kaydeden Kınık, “Ölüm istatistikleri nüfusun genç olmasından dolayı dünyaya göre düşük. Suriye içinde bugün bilinen 44 bin Covid vakası var. Bunun 21 bini İdlib ve Halep’in kuzeyinde. Bunlar bizim sağlık merkezlerimizden düzenli hizmet alıyorlar. Bunların hepsi hastanede değil, ağır olanlar hastanede. Solunum cihazları bu hastanelere sevk edildi, karantina çadırları kuruldu. Bildiğim kadarıyla Suriye’ye yönelik sınır ötesi bir aşılama programı henüz ilan edilmedi. Bu konuyla ilgili herhangi bir girişim yok” dedi.

"Suriye’de aşılama için uluslararası destek şart"

Corona virüsü salgınını önleme açısından Suriye’de birincil aktörün Dünya Sağlık Örgütü (WHO) olduğunu vurgulayan Kınık, Kızılay’ın WHO ile temas halinde olduğunu belirterek, “Aşı meselesi devletler tarafından çözülebilecek bir mesele. Aktörler burada rol alamıyor. Biz sadece uygulanması konusunda destek taahhüdümüzü verdik. Ama bugün maalesef bütün dünyada aşılanan insan sayısı yüzde 0,5 civarında. Dolayısıyla çok büyük bir açık var. Aşı üretimi, tedarik zinciri, bunların kime gideceği tartışmalar maalesef devam ediyor. Bugün dünyanın en az gelişmiş ülkeleri bu aşıyı nasıl temin edeceklerini, sağa sola sorarak bizlerden de talep ederek, devlet olarak istediklerini görüyoruz maalesef. Suriye’de, diğer bütün kriz bölgelerinde yaşayan insanlar, geri kalmış, sömürülmüş diğer yerlerde olduğu gibi maalesef bu adaletsizliği izliyorlar” diye konuştu.

“Suriye’de 13,5 milyon insan desteğe ihtiyaç duyuyor”

Suriye’den silah zoruyla göç etmek zorunda kalmış kişiler sıkça gündemde olmasına karşın Suriye’nin içinde yaşamaya çalışanları da konuşmak gerektiğini söyleyen Kınık, “Birleşmiş Milletler raporları itibariyle işsizliğin yüzde 60’lara vardığı, yoksulluk sınırının altında yaşayan milyonların olduğu, 13,5 milyon Suriyeli'nin insani yardıma muhtaç olduğu, bunun yarısının kadın ve çocuk olduğu ve her geçen yıl bu sayının arttığı belirtiliyor. Ölen 600 bin insan olduğu ve bunun 150 bininin kadın ve çocuk olduğu biliniyor. Bunun en az beş-altı katı yaralı insan var. Suriye’deki bina yapılarından yüzde 60’ı yıkıldı. Hastanelerinden yarısı kullanılamaz hale geldi. Krizden önce 32 bin civarında olan hekimden geriye sadece 5 bin tanesi kaldı. Bütün sağlık çalışanlarının yüzde 70’i ülkesini terk etti. Şu an Suriye’de okula gidemeyen 2,4 milyon çocuk var. 6 milyon çocuk Suriye içinde barınmaya ihtiyaç duyuyor” bilgilerini aktardı.

Suriye konusunda “2. Dünya Savaşı’ndan bu yana görülen en büyük dramı yaşıyoruz” ifadesini kullanan Kınık, Türkiye’nin ülke içerisinde 3 milyon 660 bin kişiye ve Suriye’nin içinde 4 milyon kişiye farklı boyutlarda destek sunduğunu ifade etti.

Suriye’nin kuzeyinde Kızılay hangi yardımları yürütüyor?

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde yeniden yerleştirme politikası izlemesi dolayısıyla aralıksız yürütülen faaliyetler söz konusu. Kınık’ın aktardığına göre, Sağlık Bakanlığı ile Kızılay’ın organizasyonundaki 8 hastane ve 40 tıp merkezinin yanı sıra Kızılay’ın yürüttüğü diğer insani yardım faaliyetleri de bulunuyor.

Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanı Kınık, “Türkiye’den Suriye’ye yıllık 100 bin ton kadar un sevkiyatı yapılıyor. Her gün Kızılay’ın ve oradaki partnerlerimizin ekmek fırınlarında milyonlarca ekmek pişiriliyor. Şimdiye kadar Suriye içine sevk ettiğimiz çadır sayısı 111 bin. 116 milyon adet ekmek dağıtımı yaptık. 8 milyon gıda kolisi dağıttık. 65 milyon battaniye, giyim eşyası verdik. 3 milyonu aşan kişisel koruyucu hijyen kiti dağıttık. İdlib bölgesinde içme suyu şebekesi olmadığı için su temini projelerimiz devam ediyor. Sevgi Butiklerimiz, kullanılmamış eşyaları insanlara ulaştırmak için İdlib ve Halep’te faaliyet gösteriyor. Buralardaki onlarca çadır kampımızda ve yetimhanelerimizde yüzbinlerce insana koruma sağlıyoruz. Hayatın normale dönmesi için İdlib’te briket ev diye tabir edilen daha korunaklı, sağlam evler sağlıyoruz. Şu Kızılay ve partnerlerinin inşa ettiği konut sayısı 20 binler civarında. Bunun 50 binlere ulaşmasına çalışıyoruz. Hayatın normalleşmesi, gönüllü geri dönüşün sağlanabilmesi için çok boyutlu desteklerimiz devam ediyor” dedi.

Türkiye’den şu ana kadar 450 bin Suriyeli’nin ülkesine geri döndüğünü ve desteklerle kendilerine yeni bir hayat kurduğunu açıklayan Kınık, Suriye’de yıkıntı halinde de olsa kendi evine dönmüş toplam 1,7 milyon kişinin olduğunu ifade etti.

"Suriye’ye insani yardım için yüzde 55 oranında fon bulunabildi"

Suriye krizinde uluslararası sistem açısından iyi bir sınav verilemediğini kaydeden Kınık, gelecek açısından ümit kırıcı bulduğu tabloyu, “Geçen seneye baktığımızda insani yardım çağrıları açısından Suriye için 3,8 milyar dolarlık bir insani yardım çağrısında bulunuldu. BM ve insani yardım aktörlerinin bu çağrısının sadece yüzde 55’i fonlanabildi. Dünya geçen sene savunma sanayine yaklaşık 2 trilyon dolar para harcadı. Ama bütün bir insani yardım sektörüne 100 milyar dolar para bulamadık. Bunun en büyük acısını da en kompleks krizlerden birini yaşayan Suriye çekti ve çekiyor” diye açıkladı.

Dr. Kınık, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye ve Kızılay’a sağladığı nakit destek yardımlarıyla "bazı yaralara merhem olunduğunu" ancak Suriye’deki “kök sorun” dediği çatışma ortamını ortadan kaldırmak gerektiğini söyledi.

Avrupa Birliği’nin ECHO ve IFRC programlarıyla dünyadaki en geniş nakit destek temelli sosyal programını yürüttüklerini anlatan Kınık, “Bu program ile yaklaşık 1,8 milyon Türkiye içindeki sığınmacı, sadece Suriyeli değil, nakit destek alıyor. Yaklaşık 630 bin çocuğa AB ve UNICEF işbirliği ile burs sağlıyoruz. Okullaşma yaygınlaşıyor. Parçalanmış ailelerin birleştirilmesi için çok güçlü bir mekanizmamız var. 16 toplum merkezimizde milyonlarca insana psikososyal destek, Türkçe eğitimi, meslek eğitimi ve onların ülke içindeki sıkıntılarını giderebilecek destek hizmetleri sağlıyoruz” diye konuştu.

Türk Kızılayı’nın ise “Şu ana kadar sınır ötesi operasyonlar kapsamında yaklaşık 3 milyar 540 milyon liralık yardım ulaştırdığını” söyleyen Kınık, “Bu 54 bin 807 TIR insani yardım malzemesi yapıyor. Burada bağışçılarımız, paydaş kuruluşlarımız, Birleşmiş Milletler’in destekleri var. Ama bu büyük operasyon bir oradaki ihtiyacı karşılamaya çok yetmedi. Suriye’nin içinde BM ve paydaşları tarafından krizin başladığı günden bu yana harcanan tutar yıllık 2 milyar dolar. Bu rakam, talep edilen bütçenin yarısı kadar. Suriye’nin içine 40 milyar dolar talep edildiyse bütün dünya tarafında 20 milyar dolar harcama yapıldı diyebiliriz” bilgisini verdi.

"18 Mart Mutabakatı’nda sadece bizim faslımız yürüyor"

Avrupa Birliği ile Türkiye arasında 2016’da Ankara’da imzalanan 18 Mart Mutabakatı’nın beşinci yılı dolayısıyla Suriyeliler ve sığınmacılar bakımından planlanmış mekanizmalarda sıkıntı söz konusu.

Suriyeliler'in Avrupa’ya resmi göç başvurularını kabul etme konusunda Almanya’nın öncülüğüne rağmen ülkelerdeki direncin devam ettiği vurgulanırken, Türkiye içerisindeki Suriyeliler'e nakit desteği programıysa yürüyor. Dr. Kerem Kınık, en azından yürüyen yardım programlarından vazgeçilmemesi için Avrupa Birliği’ne de çağrıda bulundu. Kınık, “Bir tarafıyla üzülerek, bir tarafıyla da gururlanarak mı söylesem… 18 Mart Mutabakatı içinde 5 madde vardı. Çalışan sadece bir madde var. O da Kızılay’la beraber yürütülüyor. Yani AB’nin ECHO programları aracılığı ile Türkiye’ye yapmış olduğu yardımları ve bunun aracılığıyla bizim Türkiye’de uyguladığımız Kızılaykart Nakit Temelli Destek Uyum Programı, Şartlı Eğitim Desteği Programı ve 15’e yakın program sürüyor. Bizim faslımız kapanırsa anlaşmanın işleyen hiçbir maddesi kalmayacak. Benim çağrım insancıl olan ve çok başarılı götürülen bu kalemin devam etmesi yönünde” dedi.

“Türkiye’de etnik ve dini kökenini sormadan hizmet veriliyor”

Türkiye’nin Suriye politikası bakımından “Sünni Arap” eksenli tercihler yapıldığı eleştirisi gündemdeki yerini koruyor.

Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanı Kınık ise, insani yardım mekanizmaları açısından kesinlikle Suriyeliler arasında ayrım yapılmadığını savundu. Kınık, “Türkiye’de geçici koruma altına alınan mültecilere etnik kökenini ya da dinini sorulmuyor. Burada Suriyeliler'e geçici koruma altında olan insan statüsü veriyor. Bu insanlara ayırt etmeden hizmet sunuluyor. Bu konuyla ilgili bana gelen ayrımcılığa dair bir veri olmadı. Ancak ben bizim kendi cemaatimizle Suriye’den Türkiye’ye gelmiş olan Süryani cemaatleri arasındaki dayanışmayı desteklemek için temaslarımız var. Özel birtakım koruma ve kırılganlıkları nedeniyle Irak, gerek Suriye tarafından gelen Ezidiler'le temasımız var. Örneğin İdlib’deki Hıristiyan cemaatine yönelik özel bir programımız var bizim. Çünkü onlar özellikle bu terörist DAEŞ gibi terörist unsurların çok acımasız hedefleri oldular. Türkiye’de sığınmış olan bizim Kızılaykart programından yararlanan 1,8 milyon insan var. 70 farklı vatandaşlıktan insanlar” diye konuştu.

“Suriyeliler uygun şartlar olursa ‘geri dönerim’ diyor”

Türkiye içinde 2020 yılı Mart ayı itibariyle 3 milyon 600 bin Suriyeli ve buna ilaveten 70 farklı milletten1 milyon sığınmacı bulunduğunu kaydeden Kınık, “Bu insanlar eğer uygun koşulları oluşursa ‘geri dönerim’ diyor. Ama biz burada uyum temelli bir politika yürütmeye çalışıyoruz. Türkiye içinde bulundukları süre zarfında, Türkiye’deki yaşam koşul ve kurallarına uygun bir hayat sürmeleri, alacakları hizmetleri onurlu bir şekilde alabilmeleri, eğer alamadıkları hizmetlerle ilgili bir sıkıntıları varsa başvuru mekanizmaları üzerinden yürüttüğümüz bir çabadan bahsedebilirim. Bugün Türkiye’de kendi toplumumuzdaki suç istatistiklerine baktığımızda bunun yüzde 3’ler oranını görüyoruz. Türkiye’de geçici koruma altındaki insanlar arasındaki bu oran yüzde 1,3 civarlarında. Dolayısıyla kendi vatandaşlarımızla geçici koruma altında olan Suriyeliler arasında kayda değer bir gerilim yok” görüşünde.

Suriyeliler açısından tümü kendi ülkelerine geri dönüş yapacakları beklentisinin de olmaması gerektiğini belirten Kınık, “Bu noktada da gerçekçi olmak gerekir. Bugün 20 bini aşkın mültecinin Türkiye’de iş kurduğunu, istihdam yarattığını… Türkiye’de istihdam yapmak için öncelikle Türk vatandaşı istihdam etmek durumundasınız. Örneğin Suriyeli bir işadamı Türkiye’de iş yaptığında onun istihdam edeceği Suriyeli oranı yüzde 10’ların altındadır. Bugün baktığımızda başarılı bir uyum sürecinin olduğunu görüyoruz” ifadesini kullandı.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

XS
SM
MD
LG