Türkiye’de 29 Nisan’da başlayacak ve 17 gün sürecek ‘‘tam kapanma’’da hem tekel bayilerinin kapanacak olması hem de açık olan süper marketlerde alkollü içecek satışının yasaklanması toplumun çeşitli kesimlerinin tepkisini çekti.
Türkiye’de ilk kez 17 gün boyunca alkollü içecek satışı yasaklanacak.
#Alkolümedokunma etiketi sosyal medya platformu Twitter’da birkaç saat içinde ‘‘trending topic’’ halinde geldi.
Ancak bu durumdan en rahatsız olan kesim, hiç kuşkusuz 17 gün boyunca satış yapamayacak olan tekel bayileri.
Aybaş: ‘‘İflaslar patlayabilir, birçok tekel bayinin battığı bir sürece doğru koşar adım gidiyoruz’’
Tekel Bayileri Platformu Başkanı Özgür Aybaş, pandemi nedeniyle 1,5 yıldır zor günler geçiren yaklaşık 155 bin tekel bayinin yeni yasak nedeniyle onarılması imkansız sorunlarla baş başa kalacağını savundu.
Aybaş, bu yasağın yalnız tekel bayilerini ilgilendirmediğini aynı zamanda özel yaşama doğrudan müdahale edildiği için milyonlarca yurttaşın sorunu olduğunu da ifade etti.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Aybaş, ‘‘Bu karar tamamen ideolojik bir karardır. Üstelik İçişleri Bakanlığı genelgesinde böyle bir vurgu olmadığı için de keyfi bir karar olduğu asla su götürmez. Ancak illerin, ilçelerin mülki idare amirleri bunu görev addedip kendi dünya görüşleri ile birleştirerek fiili bir durum yaratıyor ve içki satışını yasak hale getiriyorlar. Geçen seneki kısıtlamalarda tekel bayilerine yine yasak getirilmişti ama zincir marketler serbestti. Biz bu adaletsizliğe itiraz edince önce onlara karışamayız dendi. Bizim arkadaşlarımız ters kelepçe ile tutuklandı. Sonra Bakan Soylu haksız rekabeti kaldırmak iddiasıyla onların satışını da yasaklattı. Bu yeme içme kültürüne yapılan bir saldırıdır, özel hayata tecavüzdür. Hatta açık konuşmak gerekirse faşizmin ayak sesleridir. İflaslar patlayabilir, birçok tekel bayinin battığı bir sürece doğru koşar adım gidiyoruz’’ dedi.
Avukat Yiğit Acar: ‘‘Alkollü içecek satışına getirilen yasak, Anayasamızın 17. ve 20. maddelerine aykırı’’
Peki bu alkollü içkilere getirilen satış yasağı hukuki açıdan bir sorun teşkil ediyor mu?
Türkiye’nin pandemi sürecini genelgelerle yürüttüğünü ve yasamanın devreden çıkarıldığını söyleyen Avukat Yiğit Acar, temel hak hürriyetlerin sınırlandırılmasının ancak yasalarla mümkün olacağının altını çizdi.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Acar, ‘‘Kanuni dayanağı olmayan, sadece devlet içerisindeki iş ve eylemleri düzenleyici nitelikte olan genelgeler ile 84 milyon yurttaşın hayatına doğrudan müdahale eden kararlar alınması hukuk devletinin ülkemizde yok olduğunu kanıtlamaktadır. Keyfi tutum ve davranışlarla, temel hak ve hürriyetlerimizi ölçüsüz şekilde zedeleyen genelgeler, son olarak kişilerin maddi ve manevi varlığına müdahale noktasına varmıştır. Anayasamızın 17. maddesinde yer alan yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına doğrudan müdahale eden alkollü içecek yasağı, bireylerin özgür iradelerine devlet eliyle yapılan telafisi mümkün olmayacak zararlar vermektedir. Keza yine Anayasamızın 20. Maddesinde yer alan özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulmaması ilkesini de bariz şekilde zedeleyen bu uygulama neticesinde, bireyler hür iradeleri ile alışveriş yapma, konutlarında diledikleri şekilde beslenme ve yaşama imkanlarından mahrum bırakılmaktadır. Temel hakları sınırlandırma yetkisinin kötüye kullanımı uygulamasından da genelgeyle devlet yönetmekten de hükümet bir an önce vazgeçmelidir’’ dedi.
Dünyada hukuk devleti, kanun devleti ve kabile devleti olarak tanımlanan üç tip devlet olduğunu belirten Avukat Acar, Türkiye’nin hızla kabile devletine dönüşmekte olduğunu öne sürdü.
Ağbaba: ‘‘Bu yasağın pandemiyle alakası yok, tamamen ideolojiktir’’
Alkollü içecek satış yasağına muhalefetten de tepki geldi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, iktidar partisinin bu yasakla insanların yaşam tarzına müdahale ettiğini dile getirdi.
Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Ağbaba, ‘‘17 Mayıs'a kadar ülke genelinde alkol satışı yasaklanıyor. Alkol satmayan zincir marketlere uğramayan virüs ,150 bin tekel bayisine uğruyor. Bu yasağın pandemiyle alakası yok, tamamen ideolojiktir. AKP’nin pandemiyle değil insanların yaşam tarzına müdahalesinin son halkasıdır. Dünyanın herhangi bir ülkesinde virüs kısıtlaması nedeniyle alkolü tüm günlerde yasaklayan başka bir ülke var mı? Bu yapılan özel yaşama, insanların yaşam tarzıma yönelik açık bir müdahaledir. Corona bahanesiyle pandemiyle alakalı alakasız istedikleri her şeyi yasaklıyorlar. Bu yasak ruhsat verdikleri TEKEL bayilerini, büfeleri ve kuruyemişçileri cezalandırmaktır. Pandemiyle mücadeleyi bahane ederek olayı siyasal hale getirmektedir. İnsanların kişisel özgürlüklerini o kadar kısıtladılar ki, ülkeyi duvarları olmayan bir cezaevine dönüştürdüler’’ dedi.