Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, işadamı Osman Kavala'nın serbest bırakılması için çağrıda bulunan 10 büyükelçinin 'istenmeyen kişi' ilan edilmesi yönündeki açıklamasının ardından yaşanan gerilim, yine bu ülkelerin diplomatik ilişkiler hakkındaki Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesine riayet edildiğini açıklaması sonrasında azaldı.
Peki, halk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 10 büyükelçinin ‘istenmeyen kişi’ ilan edilmesi çıkışı hakkında ne düşünüyor? Açıklamayı doğru buluyor mu? VOA Türkçe, İstanbullular’a konu hakkındaki düşüncelerini sordu.
“Cumhurbaşkanının dik duruşundan memnunum”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyükelçilere karşı yaptığı açıklamayla güçlü bir duruş sergilediğini ifade eden Nadire Sağlam, böylelikle büyükelçilere güçlü bir mesaj verildiği görüşünde.
Sağlam, “Cumhurbaşkanımızın bu çıkışı Türkiye’yi dış güçlerden koruyor ve dimdik ayakta tutuyor. Hiçbir dünya ülkesi benim ülkemin içişlerine karışamaz. Türkiye’nin bir anayasası var. Türkiye bir hukuk devletidir ve nitekim de hukuk devleti olduğu için Kavala gibi insanların her bilgisine hakim. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın ve Dışişleri Bakanımızın dik duruşundan memnunum. Dış güçler Türkiye ile çok uğraşıyorlar. Herkesin uyanık olması gerekir. Biraz daha vatana sahip olmamız gerekir. Sonuç mu? işte büyükelçiler bir bir kenara çekildiler. Türkiye’nin anayasasına karışamayacaklarını öğrendiler” dedi.
“AİHM kararlarına uyulması gerekiyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyükelçilerle ilgili açıklamasının gereksiz olduğunu ve dış siyasette ortamı gerdiğini kaydeden Sümer Alçan, sözlerine şöyle devam etti: “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile 1955’te yapılan anlaşma gereği bizim bu yasalara uymamız gerekiyor. Dünya toplumu artık bu türlü hak ihlalleriyle fazla ilgileniyor, iyi de ediyorlar. Keşke Türkiye’yi idare edenler bunun farkında olsalar da Türkiye böyle şeylere maruz kalmasa” diye konuştu.
“Kriz ucuz atlatıldı”
Türkiye’nin büyükelçileri sınırdışı etmesi durumunda ekonomik ve dış siyasette bir karışıklığa yol açacağını belirten emekli öğretmen Ergin Durkun, krizin ucuz atlatıldığını söyledi: “Doların şu anda 12 TL olduğunu görürdük. Ayrıca buna karşılık onlar da bizim büyükelçilerimizi sınır dışı edecek(ti). 10 tane ülkeden bahsediyoruz. Bunlardan dört tanesi büyük ölçekte ticaret yaptığımız ülkeler. Mesela senin büyükelçiyi sınırdışı etmene karşılık onlar da vize işlemlerini durduruyorum derse ne yapacaksın? Ne ihracatçılar gidebilecek ne sanatçın gidebilecek ne de ticaret yapabileceksin. Her şey bir kesintiye uğrayacak. Bize zararı büyük olurdu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamaları samimi bulmadığını belirten Atilla Güneş ise sözlerine şöyle devam etti: “Gündemi oyalamaktan başka bir şey yapmıyor. Şu anki tavrı sadece kendi yıprattığı ülkeyi toparlamak. Bunlar kendi menfaati uğruna yaptığı çıkışlar, başka da bir şey yok. Ülke çıkarına hiçbir şey düşünmüyor.