NEW YORK - Birleşmiş Milletler Afganistan Misyonu (UNAMA) bugün yayınladığı son raporda, Taleban'ın geçen yıl Ağustos ayında ülke yönetimini fiilen devralmasından bu yana ülke genelinde temel insan hakları ve özgürlüklerin erozyona uğradığını açıkladı. Raporda, Afganistan’da yargısız infazlar, işkence, keyfi tutuklamalar ve gözaltılar ile temel özgürlüklere yönelik ihlallerin sürdüğünü açıkladı.
Raporda, Afganistan’da Taleban’ın ülke yönetimini devraldığı 15 Ağustos 2021 tarihinden 15 Haziran 2022 tarihine kadar uzanan 10 aydaki gelişmeler değerlendirildi. Raporda ayrıca hem Taleban’a hem de uluslararası topluma tavsiyeler de yer aldı.
UNAMA raporunda, ülkeyi yöneten Taleban’ın, ülkede insan haklarını iyileştirme yolunda bazı adımlar atmış olsa da temel insan haklarının ihlalinin sürdüğü belirtildi. Raporda, Taleban’ın ülke genelinde protestoları bastırdığı, medya özgürlüklerini kısıtladığı ve muhalefeti sınırladığı ifade edildi. Gazetecilerin, protestocuların ve sivil toplum örgütü üyelerinin keyfi olarak tutuklandığı kaydedildi.
“Son 10 ayda 700 kişi öldü, 2106 sivil kayboldu”
Raporda, 10 ayda silahlı şiddette genel olarak önemli bir azalma olmasına rağmen, 2106 sivilin kaybolduğu, 700 kişinin öldüğü, 1406 kişinin de yaralandığı kaydedildi. Sivil kayıpların çoğunluğuna, IŞİD’in Horasan silahlı grubunun neden olduğu kaydedildi.
Raporda, bütün Afganlar'ın barış içinde yaşayabilmeleri ve 20 yıllık silahlı çatışmadan sonra hayatlarını yeniden inşa edebilmeleri için daha çok uzun zamana ihtiyaç duyulduğu belirtilerek, “15 Ağustos'tan bu yana gelişen güvenlik durumuna rağmen, Afganistan halkının, özellikle kadın ve kız çocuklarının, insan haklarından tam olarak yararlanmalarından mahrum bırakıldığını ortaya koyuyor. Taleban, eski hükümet yetkilileri ve güvenlik güçleri mensupları için af gibi bazı adımlar atmış olsa da ülkede erozyona uğrayan insan hakları ihlallerinden sorumludur. Kadın haklarında yaşanan erozyon, bugüne kadar Taleban yönetimin en dikkat çekici yönlerinden biri olmuştur. 15 Ağustos'tan bu yana, kadınların ve kızların eğitime tam olarak katılma hakları kademeli olarak elde edildi, istihdam, kamusal ve günlük yaşamın diğer yönleri kısıtlandı, çoğu durumda tamamen ellerinden alındı. Kızların ortaokula dönmelerine izin verilmemesi kararı, bir kız kuşağının 12 yıllık temel eğitimlerini tamamlayamayacağı anlamına geliyor. Kadınların ve kızların kamusal hayata eğitimi ve katılımı, herhangi bir modern toplum için esastır. Herkes için eğitim sadece temel bir insan hakkı değil, bir ulusun ilerlemesinin ve gelişmesinin anahtarıdır” denildi.
“İnsan hakları cezasız kalmayıp soruşturulmalı”
Raporda son 10 aylık süreçte en az 160 eski hükümet ve güvenlik görevlisinin yargısız infaz edildiği, Taleban’ın yönetiminin bu sürede, barışçıl toplanma özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve düşünce özgürlüğü hakları konusundaki tutumlarını açıkça ortaya koyduğu belirtilerek, “Gazetecileri, protestocuları ve sivil toplum aktivistlerini keyfi olarak tutukladılar. Medya kuruluşlarına kısıtlamalar getirdiler. Protestoları bastırdılar. Taleban yönetimi, insan hakları suçu işleyenlere cezasızlık uygulaması sergiliyor. İnsan hakları ihlalleri Taleban tarafından soruşturulmalı, failler sorumlu tutulmalı ve nihayetinde olayların gelecekte tekrarlanması engellenmelidir.
“Afganistan nüfusunun yüzde 59’u insani yardıma muhtaç”
Raporda, son 10 ayda, insan hakları ihlallerinin yanı sıra ülke çapında yaşanan ekonomik ve mali sıkıntının insani krizle daha da kötüleştiği, nüfusun en az yüzde 59'unun şu anda insani yardıma ihtiyaç duyduğu kaydedildi.
Raporun yayınlanmasının ardından bir değerlendirme yapan UNAMA İnsan Hakları Başkanı Fiona Frazer, barışçı toplanma özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve düşünce özgürlüğü haklarının yalnızca temel özgürlükler olmadığını, bunların bir ulusun gelişmesi ve ilerlemesi için mutlak unsurlar olduğunu söyledi. Frazer, “Son 10 ayda Taleban, kadın ve kız çocuklarının eğitimine, istihdam ve kamusal yaşama katılım haklarını kısıtladı” dedi.
BM Afganistan Özel Temsilcisi Markus Potzel, “Eğitim yalnızca temel bir insan hakkı değil, aynı zamanda bir ulusun kalkınmasının anahtarıdır. 15 Ağustos'tan bu yana iyileşen güvenlik durumuna rağmen, Afganistan halkı, özellikle kadın ve kız çocukları, insan haklarından tam anlamıyla mahrum bırakıldı” dedi.