Erişilebilirlik

“Taleban Başta Olduğu İçin IŞİD Daha Tehlikeli”


El Kaide lideri Eymen el Zevahiri’nin öldürüldüğü CIA operasyonu, ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin ilk yıldönümü öncesine rastladı. VOA Türkçe’ye konuşan uzmanlar operasyonu önemli bir terörle mücadele başarısı olarak niteledi. Afganistan’da terör tehdidinin sürdüğüne dikkat çeken uzmanlar, IŞİD’in Afganistan kolu Horasan’ın, yönetimde Taleban’ın olmasıyla daha tehlikeli hale geldiğine dikkat çekti.

Eymen El Zevahiri’nin planlaması altı ay süren bir operasyonda Afganistan’ın başkenti Kabil’de ailesiyle yaşadığı evde öldürülmesi, ABD’nin uzaktan istihbarat ve operasyon kabiliyeti, Taleban’la bağlantılı Hakkani ağının El Kaide ile ilişkisi ve uluslararası toplumun kendisini tanımasını isteyen Taleban yönetimine bakışını gündeme getirdi.

“Ufuk ötesi kabiliyet”

ABD’nin geçen yıl Afganistan’dan çekilmesinin ardından bölgede istihbarat toplamada ve terör hedeflerinin vurulmasında kullanılabilecek az sayıda üs kaldı.

Zevahiri’nin öldürüldüğü insansız hava aracıyla yapılan operasyonda füze taşıyan İHA’nın nereden kalktığı ya da hava sahası kullanılan ülkelerin bu durumdan haberdar olup olmadığı bilinmiyor. ABD Başkanı Joe Biden 11 ay önce yaptığı açıklamada, çekilmeye rağmen Afganistan’da ve diğer ülkelerde terörle mücadeleye devam edeceklerini söylemiş, “Bunu yapmak için karada bir savaş yürütmek zorunda değiliz. Ufuk ötesi kabiliyet adı verilen bir imkanımız var’’ demişti.

El Kaide lideri Eymen el Zevahiri’nin öldürüldüğü CIA operasyonunda tam da bu kapasite devredeydi. Askeri bir terim olan Ufuk Ötesi Kapasite (Over the Horizon) bir hedefin uydu görüntüleri ya da insansız hava sistemleriyle tespit edilmesi ve gerektiğinde imha edilmesini ifade ediyor.

Zevahiri’nin Öldürüldüğü Operasyon Nasıl Planlandı?
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:05:52 0:00

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Georgetown Üniversitesi’nden terör uzmanı Bruce Hoffman, Amerikan istihbarat camiasının uydu görüntülerinden drone’lara ve haberleşme sinyallerinin dinlenmesine kadar elindeki tüm araçları kullandığını belirtti.
Hoffman, ABD’nin operasyon sırasında sahada personeli olmamasına rağmen Predator adı verilen insansız hava aracından ateşlenen ve “Ninja” füze olarak bilinen Hellfire RX9 füzeleriyle Zevahiri’nin öldürüldüğünü ve nokta atışı bir operasyon sayesinde sivillere bir zarar gelmediğini vurguladı.

“Taleban Hakkani Şebekesi ve El Kaide birbirine göbekten bağlı”

El Kaide lideri Zevahiri’nin Afganistan’ın başkenti Kabil’in merkezinde gizlendiği evde öldürülmesinin ardından gözler, ABD’nin ülkeden çekilmesinin ardından yönetime gelen Taleban ve El Kaide arasındaki ilişkiye de çevrildi.

Üst düzey bir istihbarat yetkilisine göre, Zevahiri’nin öldürüldüğü ev, üst düzey Taleban lideri Siraceddin Hakkani’nin danışmanlarından birine aitti.

Beyaz Saray yetkilileri, Hakkani ağının üst düzey üyelerinin Zevahiri’nin Kabil’de olduğundan haberdar olduğunu düşünüyor.

Afganistan’da Taleban yönetiminin İçişleri Bakanı Vekili olan Siraceddin Hakkani, yabancı diplomatlarla zaman zaman biraraya geliyor ve uluslararası basına da röportaj veriyor; ancak aynı zamanda ABD Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI) da Afganistan’da en çok arananlar listesinde.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın uluslararası terörle mücadeleyi amaçlayan programı olan “Adalet için Ödül” kapsamında Hakkani’nin yakalanmasını sağlayacak bilgi için 10 milyon dolarlık para ödülü bulunuyor.

Uzmanlar Taleban’ın reddetmesine rağmen El Kaide ile “göbekten bağlı” olduğunu ve yakın müttefik olmayı sürdürdüklerini belirtiyor.

Eski Başkan Donald Trump yönetiminde ABD’nin terörle mücadele koordinatörü olan Nathan Sales, Associated Press’e yaptığı değerlendirmede, “Zevahiri’nin Afganistan’da çekilme sonrasında varlık göstermesi korkulduğu gibi Taleban’ın bir kez daha El Kaide liderlerine güvenli sığınak sağladığını gösteriyor. Zevahiri’nin Kabil’in merkezinde güvenli bir evde yaşaması ancak Taleban’ın onayıyla mümkün olabilir” dedi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin geçen ayki raporunda El Kaide liderliğinin, Taleban yönetime döndüğünden bu yana danışmanlık rolü oynadığı kaydetmişti.

Raporda IŞİD’in Afganistan kolu olarak bilinen Horasan Örgütü’nün de (ISIS-K) ülkenin kuzey ve doğusunda aktif olmaya başladığı belirtilmişti. Bu örgüt ABD’nin çekilme sürecini tamamlamasından günler önce Kabil Uluslararası Havaalanı yakınlarında düzenlenen, 13 Amerikan askerinin ve çok sayıda Afgan’ın hayatını kaybettiği saldırıyı üstlenmişti.

Hakkani ağı ve El Kaide arasındaki ilişkiyi VOA Türkçe’ye değerlendiren ulusal güvenlik uzmanı Peter Juul, “Zevahiri ve Taleban’ın El Kaide liderinin Hakkaniler’in sahibi olduğu iddia edilen bir evde saklanacak kadar güvende hissetmesi bu iki grubun birbiriyle derinden bağlantılı olduğunu gösteriyor. Taleban’ın değiştiği ya da terörle mücadelede bir ortak olabileceği görüşleri hiçbir zaman güvenilir değildi ama şimdi bu görüşler terk edilmeli” ifadelerini kullandı.

Uzmanlar Zevahiri operasyonunun uluslararası terörün tamamen ortadan kaldırılamadığını gösterdiğini de belirtiyor.

ABD merkezli Arapça yayın yayın yapan El Hurra televizyonuna konuyu değerlendiren eski CIA Başkanı ve Afganistan’daki NATO kuvvetlerinin eski komutanı David Petraeus, “IŞİD yenilgiye uğratıldı, lideri Bağdadi öldürüldü. Bu gibi terör gruplarının kabiliyetleri önemli ölçüde geriletildi ancak bu uluslararası terörün tamamen kökünün kazındığı anlamına gelmiyor. Horasan örgütü diğer terör örgütlerinin Suriye gibi ülkelerde yaptığı gibi Afganistan’da bir iç savaşı körüklemek için saldırılar düzenliyor. Afganistan’daki IŞİD şu an yönetimde Taleban olduğu için daha da tehlikeli” dedi.

Petraeus, ABD’nin ISIS-K ve ülkedeki El Kaide kalıntıları üzerindeki baskıyı arttırması gerektiğini söyledi.

“Taleban normal bir rejim değil”

Taleban, ABD’nin Afganistan’dan çekilme koşullarını belirleyen ve 2020 yılında imzalanan Doha Anlaşması kapsamında, El Kaide üyelerine sığınak sağlamayacağı konusunda taahhüt vermişti.

Zevahiri’nin öldürüldüğü operasyonun ardından açıklama yapan Taleban, operasyonun Doha Anlaşması’ndaki uluslararası ilkeleri ihlal ettiğini ileri sürdü.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da Zevahiri’nin öldürülmesine ilişkin yaptığı açıklamada, “Taleban El Kaide liderine Kabil’de sığınak sağlayarak Doha Anlaşması’nı ve Afgan topraklarının teröristler tarafından kullanılmayacağı konusunda dünyaya defalarca verilen güvenceleri ihlal etmiştir” ifadelerini kullandı.

Konuyu değerlendiren David Petraeus, “Taleban El Kaide’yi Afganistan’dan çıkarmayı reddettiği için Amerika Taleban rejimini devirmek amacıyla oraya girdi. Şimdi bu kişinin kendi topraklarına ve iki rejim liderinin denetiminde olan bir eve girmesine izin verdi. Bu özellikle endişe verici” diye konuştu.

Amerika’nın Zevahiri’ye sığınak sağladığı gerekçesiyle Taleban’a karşı bir adım atıp atmayacağı belirsiz.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan NBC kanalına verdiği röportajda Amerika’nın operasyondan sonra Taleban’la Zevahiri’nin Afganistan’da olması konusunda irtibata geçtiğini söyledi; ancak başka ayrıntı vermedi.

VOA Türkçe’ye konuşan ulusal güvenlik uzmanı Peter Juul, Taleban’ın meşru yönetim olarak tanınması konusundaki tartışmaların rafa kaldırılması gerektiği ve yaşanan gelişmelerin Taleban’ın uluslararası toplumun birlikte çalışabileceği normal bir rejim olmadığını gösterdiği görüşünde.

El Kaide Lideri Zevahiri Kabil'de Öldürüldü
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:00:30 0:00

Taleban rejimi 11 Eylül saldırıları öncesinde El Kaide’ye sığınma imkanı verdiği için Amerika’nın hala yaptırım listesinde bulunuyor. Uzmanlar Taleban üzerinde El Kaide ile ilişkisine son vermesi konusunda baskının artabileceği öngörüsünde bulunuyor.

Kabil’de Amerika’nın desteklediği hükümetin geçtiğimiz yaz çökmesinin ardından Biden yönetimi, Taleban’ın kontroluna geçmesini engellemek için, Afganistan’ın merkez bankasına ait milyarlarca dolarlık varlığı dondurmuştu.

Bu paranın bir kısmı Afganistan’daki açlık krizini çözüm bulmak amacıyla insani yardım yapılması için serbest bırakılmıştı.

  • 16x9 Image

    Begüm Dönmez Ersöz

    Begüm Dönmez Ersöz medyadaki kariyerine 2006’daki İsrail-Lübnan savaşı sırasında CNN Türk’te simultane tercüman ve muhabir olarak başladı. 2014-2018 yılları arasında dış haber müdürü olarak görev yaptığı kanalda dış politika ve uluslararası diplomasiye ilişkin haberler hazırladı, özel röportajlar yaptı. IŞİD’le mücadele operasyonları döneminde çatışma bölgeleri dahil sahadaki ekibi yönlendirdi, ABD’de başkanlık seçimleri gibi özel yayınları yönetti. Merkezi Atlanta’da bulunan CNN’in editoryal, liderlik ve dijital gazetecilik programlarına katıldı. Boğaziçi Üniversitesi’nin gururlu mezunlarından. Begüm Dönmez Ersöz 2018’de göreve başladığı VOA Türkçe’de ABD dış ve iç siyasetinden uluslararası diplomasiye uzanan geniş bir alanda haber, röportaj ve yayın yapıyor. VOA Türkçe’nin Beyaz Saray ve Kongre muhabirliği görevini yürütüyor. Simultane çeviri ve gazetecilik becerilerini aynı potada eritebildiği bir işi olduğu için mutlu.

XS
SM
MD
LG