Erişilebilirlik

AP'den "AB İstanbul Sözleşmesi’ni Onaylasın" Kararı


Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği'nin İstanbul Sözleşmesi'ni onaylaması yolunda önemli bir karara imza attı. AP Genel Kurulu, AB'nin sözleşmeyi onaylaması yönünde bir kararı, 62'ye karşı 472 oyla kabul etti. AB Konseyi'nin de sözleşmeyi Haziran zirvesinde onaylaması bekleniyor.

Avrupa Parlamentosu üyeleri, Avrupa Birliği'nin Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine ve Şiddetle Mücadeleye İlişkin Sözleşme'ye katılımını onaylayarak AP’nin bu süreçteki rolünü tamamladı.

AB'nin kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddeti önleme ve bunlarla mücadele etme konusunda yasal olarak bağlayıcı ilk uluslararası belge olan İstanbul Sözleşmesi'ni imzalamasından 6 yıl sonra, Avrupa Parlamentosu'nun bu yöndeki çok sayıda çağrısına rağmen, birkaç üye ülkenin reddetmesi nedeniyle sözleşme hala onaylanamamıştı.

Avrupa Birliği Komisyonu 2016 yılında, AB'nin İstanbul Sözleşmesi'ne katılımını önerdi; ancak onay süreci bazı AB ülkelerinin halen kabul etmemesi nedeniyle durdu.

Ancak Avrupa Birliği Adalet Divanı, 2021 Ekim ayında verdiği bir görüşte, AB'nin tüm üye devletlerin onayı olmadan İstanbul Sözleşmesi'ni onaylayabileceğini belirtti. Bu, İsveç'in AB Konseyi Dönem Başkanlığı'nın öncelik verdiği katılım sürecinin önünü açtı.

Avrupa Parlamentosu üyeleri, AB'nin İstanbul Sözleşmesi'ne katılımının üye devletleri sözleşmeyi onaylamaktan muaf tutmadığını söyleyerek, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Letonya, Litvanya ve Slovakya'yı da gecikmeksizin, onaylamaya çağırdı.

İki ayrı oylama

Adalet Divanı, AB üyeliği için uygun kapsamın "sığınma, cezai konularda adli işbirliği ve AB kurumlarının ve kamu idaresinin yükümlülükleri" olduğunu tespit etti. Bu karara paralel olarak, Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu dün yaşanan hararetli tartışmaların ardından, bugün iki ayrı kararı oyladı.

"Birliğin kurumları ve kamu yönetimi" hakkındaki birinci karar tasarısı 62'ye karşı 472 kabul edildi, 73 milletvekili çekimser kaldı.

"Cezai konularda adli işbirliği, iltica ve geri göndermeme" konusunu düzenleyen ikinci karar tasarısı da 81'e karşı 464 oyla kabul edildi, 45 milletvekili çekimser kaldı.

"AB'de her 3 kadından 1'i fiziksel/cinsel şiddete maruz kalıyor"

AB Temel Haklar Ajansı'nın 2014 verilerine göre, AB'de her üç kadından biri, yaklaşık 62 milyon kadın fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kaldı. AB'deki kadınların yarısından fazlası (yüzde 55) 15 yaşından beri "en az bir kez" cinsel tacize uğradı.

Avrupa Parlamentosu Üyeleri görüşmelerde, "AB'nin İstanbul Sözleşmesi'ne katılımının üye devletleri Sözleşme'yi onaylamaktan muaf tutmadığını" hatırlatarak, halen İstanbul Sözleşmesi'ni onaylamayan Bulgaristan, Çekya, Macaristan, Letonya, Litvanya ve Slovakya hükümetlerini de bir an önce adım atmaya çağırdı.

Avrupa Parlamentosu Sivil Haklar, Adalet ve İçişleri Komisyonu'nun Polonyalı üyesi Lukasz Kohut (S&D) "Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, Avrupa'da çözülmemiş en büyük günlük sorundur. AB'de her üç kadından biri fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalmıştır. Bu da yaklaşık 62 milyon kadın demek. Artık yeter! İstanbul Sözleşmesi, somut yükümlülükler getirdiği için toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadelede en etkili araç olarak kabul edilmektedir. Şiddete karşı bir Avrupa hukuku şemsiyesi, AB'nin İstanbul Sözleşmesi'ne katılımı yoluyla Avrupa'daki kadınları ve kız çocuklarını koruyacaktır" dedi.

AP Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi'nin İsveçli üyesi Arba Kokalari de "AB'nin İstanbul Sözleşmesi'ni onaylamasının zamanı geldi. AB, toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti durdurmak, mağdurları korumak ve failleri cezalandırmak için adım atmalı ve sözden eyleme geçmelidir. AB'nin Avrupa'daki kadınların güvenliği ve temel özgürlükleri için gerekli adımları nihayet atıyor olmasından çok memnunum. Avrupa Parlamentosu'nun yaklaşık on yıllık baskısından sonra, şimdi İstanbul Sözleşmesi'nin onaylanmasıyla, cinsiyete dayalı şiddetle mücadele ve şiddeti önleme standartlarını yükseltecek" diye konuştu.

Avrupa Komisyonu'nun Eşitlikten Sorumlu Üyesi Helena Dalli de, "AB üyeliği, Birliğin yasal çerçevesini güçlendirecek ve kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddet mağdurlarına güçlü bir mesaj gönderecektir" ifadelerini kullandu.

Avrupa Parlamentosu'nda alınan bu kararın ardından Avrupa Konseyi'nin Haziran zirvesinde İstanbul Sözleşmesi'ni onaylaması bekleniyor.

AP daha önce de Şubat ayında, büyük bir çoğunluk tarafından kabul edilen bir kararda böyle bir onay çağrısında bulunmuştu.

Türkiye 2021’de çekildi

İstanbul Sözleşmesi, 2022'de en son Ukrayna ve İngiltere'nin de kabul etmesiyle, toplamda 37 ülke tarafından onaylandı. 2021'de sözleşmeden ayrılan tek ülke Türkiye oldu.

2011'de kabul edilen ve 2014'te yürürlüğe giren, 46 ülkeyi biraraya getiren İstanbul Sözleşmesi, Avrupa Konseyi'nin kadına yönelik şiddeti önlemek ve kadına yönelik şiddetle mücadele etmek için yasal olarak bağlayıcı standartlar belirleyen ilk uluslararası metin.

Sözleşme özellikle hükümetleri; "kadınlara yönelik şiddeti, cinsel tacizi, kadın sünnetini, zorla evlendirmeyi cezalandıran ve şiddet mağdurları için barınak sağlayan" yasalar çıkarmaya zorluyor.

2015 Ekim ayında Avrupa Komisyonu, "AB'nin sözleşmeye katılımının kadına yönelik şiddetle mücadele için AB düzeyinde tutarlı bir çerçeve oluşturacağı, tüm kadınlar için önlemleri iyileştireceği ve şiddet mağduru kadın ve çocuklara daha iyi koruma ve destek sağlayacağı" sonucuna varan bir yol haritasını kabul etti.

"Toplumsal cinsiyet" kelimesine itiraz

Avrupa Birliği bu metni 2017'de imzaladı; ancak üye devletler arasında fikir birliği olmaması nedeniyle onaylamakta yavaş kaldı.

21 AB ülkesi metni onaylamasına rağmen Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Letonya, Litvanya ve Slovakya hala onaylamadı; daha önce onaylayan Polonya da çekilme niyetini açıkladı.

Bu ülkeler, diğer şeylerin yanısıra, bu anlaşmada "toplumsal cinsiyet" kelimesinin geçmesini ve öğretim programlarında "kalıplaşmış olmayan toplumsal cinsiyet rollerinin" teşvik edilmesini kınıyor.

Aşırı sağcı Avrupa Parlamentosu üyeleri dün, Strasbourg'da yapılan ve iki saatten fazla süren görüşmelerde, bu konuda hararetli bir üslupla itirazlarını gündeme getirdi. Oturum başkanı, aşırı sağcı vekilleri "nefret söylemi" teşkil edebilecek herhangi bir söze karşı defalarca uyarmak zorunda kaldı.

XS
SM
MD
LG