Cumhurbaşkanlığı seçiminde en çok merak edilen konulardan biri de Kürt seçmenlerin vereceği oylardı. Kürtlerin yaşadığı kentlerde seçime katılım oranında 5 puana varan düşüşler olsa da uzmanlar bunun Türkiye ortalamasına etki etmeyeceği görüşünde. Uzmanlara göre Kürt seçmen, 2015’teki şehir çatışmalarından bu yana sandıktan zaten uzaklaşıyor.
Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçim sonuçları açıklandıktan sonra VOA Türkçe’nin Kürt oylarıyla ilgili sorularını yanıtlayan Diyarbakır merkezli Rawest Araştırma Şirketi Müdürü Roj Girasun, oy kaybının sanıldığı kadar çok olmadığını söyledi.
Kürt seçmenin sandığa ilgisinin 2015 yılından beri her seçimde azaldığına dikkat çeken Girasun, “7 Haziran 2015 seçimlerinden bu yana bölgenin bütün illerinde seçmenler her seçim sandığa daha az gidiyor, sandıkla olan bu irtibatı azalıyor” yorumunu yaptı.
Peki Girasun’un dikkat çektiği tablo yıllar içinde nasıl değişti? Bölgedeki 4 büyük ilden bir olan Diyarbakır’da 7 Haziran 2015 seçimlerinde katılım yüzde 86,82 oldu. 1 Kasım 2015’teki seçimlerde ise bu oran 84,97’ye geriledi.
2017 yılındaki referandumda seçmenlerin yüzde 80,73’ü sandığa gitse de 2018 genel seçimlerinde bu rakam 83,78 oldu. 2019’daki yerel seçimlerde ise yüzde 78,60 olan katılım oranı 14 Mayıs 2023’te yüzde 82,16, 28 Mayıs’taki cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçiminde ise 75,90 olarak kayıtlara geçti.
Şanlıurfa’daki katılım oranları yıllar içinde şöyle değişti: “7 Haziran 2015 genel seçimlerinde yüzde 80,15, 1 Kasım 2015 genel seçimlerinde yüzde 83,68, 2017 Referandumunda yüzde 83,69, 2018 genel seçimlerinde yüzde 81,49, 2019 yerel seçimlerinde yüzde 81,62, 2023 genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 82,26 ve 2023 cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçiminde yüzde 77,89.”
Katılım oranının 2015 ile son seçim arasında 11 puan azaldığı Mardin’de ise tablo şöyle; “7 Haziran 2015 yüzde 87,24, 1 Kasım 2015 yüzde 86,45, 2017 referandumunda yüzde 82,22, 2018 genel seçimlerinde yüzde 84,23, 2019 yerel seçimlerinde yüzde 80,62, 14 Mayıs 2023 genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 83,19, 28 Mayıs’taki ikinci turda yüzde 78,91.”
Bölgenin nüfusu kalabalık olan illerinden Van’da da durum benzer. 7 Haziran 2015’te seçmenlerin yüzde 84,39’unun sandığa gittiği Van’da, seçimlere katılım oranı şöyle şekillendi: “1 Kasım 2015 genel seçimlerinde yüzde 81,01, 2017 referandumunda yüzde 75,59, 2018 genel seçimlerinde yüzde 83,1, 2019 yerel seçimlerinde yüzde 78,37, 14 Mayıs 2023 genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 79,11, 28 Mayıs 2023 cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci turunda yüzde 72,24. “
“7 Haziran 2015 Kürtler için dönüm noktasıydı”
Girasun, katılımın düşmeye başladığı tarih olarak işaret ettiği 7 Haziran 2015 seçimlerinin dönüm noktası olduğunu söyledi. Katılımla birlikte HDP’nin oylarının da düştüğünü ifade eden Girasun, “Kürt siyasetinin en yüksek desteği aldığı seçimlerde aynı zamanda o günden bugüne HDP’nin oy oranlarında bir düşüş görüyoruz. Yani her seçimde HDP oy kaybetti aslında. Güvenlik politikalarına rağmen kaybetti belki güvenlik politikaları sebebiyle de kaybetti diyebiliriz. Bu aslında uzun süredir Kürt kamuoyunda, Kürt düşün dünyasının, siyasetinde çok tartışılmadı. Baskı ve güvenlik politikaları artarsa HDP oyları artar gibi bir klasik ezber var ama bunun çok böyle olmadığını görüyoruz” dedi.
AKP’nin de bölgede oy kaybettiğini vurgulayan Girasun, CHP’nin bölgenin yeni siyasi aktörü olarak ortaya çıktığını söyledi.
“Kürt oyları Kılıçdaroğlu’nun kaybetmesini önleyemiyordu”
“İkinci turda Kürt oylarının etkisi” başlıklı bir yazı kaleme alan Kürt Çalışmaları Merkezi Koordinatörü Reha Ruhavioğlu, Kürt oylarının Kılıçdaroğlu’nun kazanmasına yetmediğini vurguladı.
Ruhavioğlu, ikinci turda yaklaşık 2 milyon kişin sandığa gitmediğini, bunun en fazla dörtte birinin Kürt oyları olabileceğini savunarak, “Kılıçdaroğlu kazansa Kürt oylarıyla kazanmış olacaktı ama özellikle ikinci turda katılım Türkiye genelinde düşmüş olduğu için, Kürt oyları her iki turda Türkiye ortalamasına denk olsa bile kazanan-kaybeden dengesini değiştirmeye yetmiyor, Kılıçdaroğlu’nun kaybetmesini önleyemiyordu.”
“Şehir çatışmalarından sonra Kürt siyasetine dair bir umut ve güven kaybı oldu.”
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Akademisyen Cuma Çiçek de seçimlere katılanların oranının 2015’ten beri düştüğünü savunuyor.
HDP’nin yüzde 13 oy aldığı 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra şehir merkezlerinde başlayan şehir çatışmaların Kürt siyasetine olan güveni ve umudu azalttığını belirten Çiçek, “2015’ten bu yana katılımdaki düşüşü oylardaki düşüşle birlikte okumak lazım. HDP’nin oylarında bir düşüş var belli ölçülerde. Bunun önemli nedeni, şehir çatışmaları sonrasında Kürt siyasetine dair bir umut ve güven kaybı oldu. Kürtler 1999 yılından 2015’e kadar 3 tane büyük çözüm süreci yaşadılar. Bu meselenin siyasetle çözülmesi ve silahların ortadan kaldırılmasına dair devasa bir umut yaratıldı. Ama 2015 çözüm sürecinin çökmesiyle beraber, çok büyük kentsel yıkımlar meydana geldi. 15 yıllık barış sürecinin büyük bir yıkımla sonuçlanması büyük bir umut ve güven kaybı yarattı. Özellikle HDP geleneğine yönelik bunun 7 Haziran’dan sonra olması kaybı büyüttü. Çünkü 7 Haziran’da HDP tarihindeki en büyük oyunu aldı ve 80 vekille parlamentoya girdi” dedi.
Çiçek, Kürt siyasetinin 2015’ten bu yana yaşananların muhasebesini yapmadığını ifade ederek, geçmişle yüzleşme önerdi.
HDP’de umut ve güven kaybı ile paralel siyasi tahayyül ve ufuk kaybı yaşandığını söyleyen Çiçek, “HDP bu gidişatı kırmak için siyasal özne olarak ortaya çıkmak zorunda. Kitleye umut veren yeni bir yüz ve iddiayla ortaya çıkması lazım. Bunun için biraz geçmişin muhasebesini gerekir. HDP’nin bu geçmiş muhasebesini gelecek ufkuyla ilişkilendirmesi lazım. Kürtlerin barış ve entegrasyon taleplerini geleceğe taşıyacak, hayatlarını kolaylaştıracak, siyasal kültürel taleplerini içerek bir gelecek ufku etrafında yapılırsa, bu bir siyasal önderliğin inşasına katkı sağlar” diye konuştu.