ABD'de Black Lives Matter (Siyahların Hayatı Önemlidir) hareketi bir mihenk taşına ulaşarak 2013'te başlamasından bu yana 10 yılı geride bıraktı. Toplumsal hareket, 17 yaşındaki siyah Amerikalı Trayvon Martin'i vuran kişinin suçsuz bulunmasıyla ortaya çıkmıştı.
Florida'da 2012'de meydana gelen olayın ardından Martin, bugün siyaset, kolluk gücü ve daha geniş ırk eşitliği tartışması üzerinde etkili olan bir hareketin sembolü oldu.
Black Lives Matter aktivistleri ve organizatörleri hareketin 10'uncu yılında yüzyüze ve çevrimiçi etkinlikler düzenlemeye hazırlanıyor.
Hareket, polis teşkilatlarının kaynağının azaltılması ve polisin orantısız güç kullandığı, adli hukuk sisteminde ve eşit muamele görmeyen, toplu halde hapse atılan siyah toplumu üyelerinin yatırım yapılmasını içeriyor.
Hareketin önde gelen aktivistlerinden Melina Abdullah, Anayasa Mahkemesi'nin çoğu siyah öğrenciler tarafından kullanılan öğrenci kredi borcuna affını bozması ve yüksek öğrenimde pozitif ayrımcılığı yasaklamasının ardından Black Lives Matter hareketine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Ülke genelinde hareketi örgütleyen BLM Grassroots grubunun lideri Abdullah, "Bu, çabalarımızı ve siyahların yaşamlarını değerli kılma taahhüdümüzü iki katına çıkarmamız gerektiği anlamına geliyor" dedi.
Abdullah, son gelişmeleri "On yıl önce, Black Lives Matter başlamasaydı ne olacağından küçük bir kesit" olarak değerlendirdi ve "Sadece popüler olduğunda değil, ancak bu mücadeleye gerçekten ihtiyacımız olduğu için mücadele edeceğiz" diye konuştu.
Los Angeles'taki Leimert Park'ta festival
Cumartesi günü Los Angeles'ın siyah sakinleri için tarihi bir mahallede yer alan ve kültürel bir merkez olan Leimert Park'ta "#BLMTurns10 People’s Justice Festival" (#BLM10Yaşında Halkın Adalet Festivali) adlı bir etkinlik gerçekleştirilecek. Festival alanının bir kasaba görünümünde olması ve polis ya da beyaz ırkın üstünlüğünü savunanlar tarafından öldürülenlerin ailelerine adanan geçici bir bahçenin de yer alması planlanıyor.
Martin'in annesi Sybrina Fulton da konuşmacı olarak etkinliğe davet edildi. 2024'te Demokrat ve Cumhuriyetçi partilerden bağımsız olarak ABD başkanlığına aday olan akademisyen ve aktivist Dr. Cornel West, festivalin açılış konuşmasını yapacak.
Hareket, Martin'i öldüren mahalle bekçisinin beraat etmesiyle başladı
Black Lives Matter hareketi ilk olarak 2013'te, Martin'i bir yıl önce öldüren beyaz ve Latin kökenli gönüllü mahalle bekçisi George Zimmerman'ın beraat etmesinden sonra ortaya çıkmıştı.
Zimmerman, Martin'i kendini savunma amacıyla vurduğunu iddia etmiş, ancak bir acil durum memuruna, siyah genci takip ettiğini ve Sanford, Florida'daki güvenlikli yerleşim bölgesinde potansiyel bir hırsız olarak mimlediğini kabul etmişti.
Martin ve Zimmerman arasındaki olay ve Zimmerman'ın tutuklanması ve hakkında iddianame oluşturulmasında yaşanan gecikme polisin siyah kurbanlara karşı düşmanlık eylemlerini ele alma biçimi konusunda soruları gündeme getirmişti.
2012'de ülkenin ilk siyah başkanı, Barack Obama davanın adil olup olmadığı konusunda kamuoyundaki kaygıları "Bir oğlum olsaydı Trayvon'a benzeyecekti" sözleriyle gündeme getirmişti.
Jürinin beraat kararı tepkiyle karşılandı
13 Temmuz 2013'te Florida'da yalnızca biri hariç hepsi beyaz olan altı kadından oluşan jüri Zimmerman'ı ikinci derece cinayet veya kasıtsız adam öldürmeden suçsuz buldu. Karar hem Florida hem de ABD genelinde tepkiyle karşılandı. Dream Defenders ve BYP100 gibi siyahların haklarını savunan yeni nesil gruplar da bu tepkinin uzantısı olarak ortaya çıktı.
Black Lives Matter hareketinin eş kurucusu olan üç aktivist Patrisse Cullors, Alicia Garza ve Ayo Tometi bu terimi ilk olarak bir olumlama ve bir organizasyon stratejisi olarak kullandılar.
2014 yılının Ağustos ayında 18 yaşındaki Michael Brown'ın Missouri eyaletinin Ferguson kentinde polis gözetiminde vurulmasından itibaren ise "Black Lives Matter" sözü ilericiler tarafından bir gösteri sloganı olarak kullanılmaya, polis sendikaları ve siyasi muhafazakarlar tarafındansa eleştirilerin hedefine konulmaya başladı.
Ancak ortaya çıkmasından yalnızca üç yıl sonra, kuruculardan yalnızca biri hızlı büyüyen örgütlenmenin içinde kalmıştı. 2020'de George Floyd'un Minneapolis polisi tarafından öldürülmesinin neden olduğu protesto dalgasının ardından gelen benzersiz bağışlar hareketin daha fazla altyapıya gereksinim duyduğunu ortaya koydu.
Hareketin yönü konusunda tabandan gelen aktivistlerle yaşanan anlaşmazlıkların ortasında, Black Lives Matter Küresel Ağı Vakfı, milyonlarca dolar değerinde bir hayır kurumuna dönüştü. BLM Grassroots ise bağımsız çalışıyor.
Hareket, polis teşkilatlarının kaynağının azaltılması için çalışıyor
Vakıf, Black Lives Matter'ın 10. yıl dönümünü Defund the Police Week of Action (Polisin Kaynağı Kesilsin Eylem Haftası) adını verdiği kampanyanın lansmanıyla kutluyor.
Pazartesi günü, polis teşkilatının kaynağının kesilmesine yönelik 2020'de ortaya çıkan çağrıları tekrar gündeme getiren dijital bir reklam yayınladı.
Örgüt ayrıca destekçilerini yerel ve ulusal seçilmiş yetkililere 13 Temmuz'u "Black Lives Matter Günü" olarak belirleyen bir bildiri taslağı sunmaları için baskı yapmaya teşvik ediyor.
Black Lives Matter Vakfı yönetim kurulu üyesi D'Zhane Parker yaptığı açıklamada, "Polisin kaynağını kısma, siyah topluluklara yatırım yapma ve topluluklarımızda güvenliği yeniden sağlama çabalarımızı sürdürürken, seçilmiş yetkililerimizin polise değil halka odaklanmasına ihtiyacımız var" diye konuştu.
Parker, "Dünyadaki en güvenli yerlerde daha fazla polis, daha fazla hapishane, cezaevi veya daha sert cezalar yok. Bu yerlerin ekonomik fırsatlara, kaliteli eğitime, istikrarlı barınma ve sağlık hizmetlerine daha iyi erişimi var" dedi.
Forum