Türkiye'de özellikle çocuk yaşta evlilikleri engelleyerek kadına yönelik şiddet vakalarını azaltma hedefiyle kadın ve çocuk hakları odaklı yeni “Şiddet Bozan” kampanyası tanıtıldı.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) evsahipliğinde, İrlanda, Norveç ile Yeni Zelanda'nın Ankara’daki büyükelçiliklerince desteklenen “Şiddet Bozan” yaklaşımının ne olduğu anlatıldı.
Bu kapsamda devlet ve bürokrasi mekanizması da dahil olmak üzere toplumdaki tüm bireylere şiddete karşı sessiz kalmayarak “Şiddet Bozan” olması çağrısı yapıldı. Kampanyanın amacı bu konuda toplumsal farkındalık sağlanması.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadın ve çocukları hedef alan şiddet vakalarına karşı sadece hak örgütleri ya da uluslararası kuruluşlar eliyle mücadele edilemeyeceğini belirten UNFPA Türkiye Temsilcisi Mariam Khan, “Bunu tek başımıza yapamayız. Herkesin harekete geçmesine ihtiyacımız var” dedi.
“Cezasızlığa karşı bütünlüklü politika uygulanmalı”
VOA Türkçe’ye konuşan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, ülkedeki en önemli sorunun “cezasızlık sistemi” olduğunu, bunun kadına karşı şiddeti daha da arttırdığını söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve ABD Başkanı Joe Biden'ın eşi Jill Biden'ın elinden 8 Mart 2023'te “Uluslararası Cesur Kadınlar Ödülü"nü alan Canan Güllü, Türkiye'de mutlaka devlet ve sivil toplum işbirliğiyle cezasızlık sistemine son verilmesi gerektiği görüşünde.
Güllü, “Galiba en net cümle; “31 Ekim tarihi itibariyle Türkiye’de katledilen kadın sayısı 348”. Olaya böyle başlarsak aslında bu katledilişin nedenlerine dair mekanizmaların işlemediğini, yasal mevzuatta uygulaması gereken adli sistemin eksikliklerini ortaya koyduğunu görürüz” dedi. Güllü, “Bütünlüklü bir politika ve bir kadın politikasıyla beraber Türkiye’de şiddeti önlemek zorundayız. Çünkü şiddet insan hakları ihlal ederim ve şiddetin en temel nedeni de toplumsal cinsiyet eşitsizliğidir” diye ekledi.
“Mücadele için sistem desteği gerekiyor”
Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kadın hakları için çalışmalar yürüten Kadın Merkezi (KAMER) Vakfı Başkanı Nebahat Akkoç ise, ülke genelinde kadın bilinçlenmesi olsa da kamu eliyle sistemli mücadele desteği olmamasını eleştirdi.
Akkoç, “Türkiye’de Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinde daha fazla şiddet yaşandığı zannedilir. Orada bazı şeylerin Batı ile farklı olduğu, Türkiye’nin batısıyla güneyinin farklı olduğu doğrudur. Eğitim hakkından yararlanmış insan sayısı daha azdır. Yoksulluk çok derindir ama emin olun kadınlar çok bilinçlendi. Bizim yaptığımız araştırma, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesindeki kadınların yüzde 97’sinin ‘haklı şiddet yoktur, şiddete boyun eğmeyeceğiz’ dediğini gösteriyor. Yani biz güçleniyoruz ama sistem bizi desteklemeyince yeteri kadar şiddet bitmiyor tabii” dedi.
UNFPA amber uygulamasını öneriyor
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Program Koordinatörü Yasemin Akis Kalaylıoğlu ise, özel sektörle beraber ev içi şiddette karşı şirket politikaları geliştirme çalışmaları yaptıklarını dile getirdi.
Kalaylıoğlu, “Bir gözbebeği çalışmamız daha var. Amber uygulamamız 5 dille hizmet veriyor ve 5 dilde Türkiye’de yaşayan tüm kadınları kapsamaya çalışıyoruz. İçinde kadınlarla ilgili çalışmalar var ve toplumun her alanında faaliyetler daha da arttıkça umarım ‘Şiddet Bozan’ların da sayısı artacak, şiddetin kalmadığı bir noktada hep beraber daha huzurlu ve insan haklarını yaşıyor ve bunun tadını çıkarıyor olacağız” diye konuştu.
Amber uygulaması, ilk bakışta kadınlar için periyod (regl) takvimi anımsatıcısı olarak görünüyor ancak uygulamadaki logo bölümüne dört kez tıklayınca önceden belirlenmiş bir telefon numarasına konum bilgisi, uyarı gönderilmesini sağlıyor.
Ankara'daki bu etkinliğe, Birleşmiş Milletler (UN) Koordinatör Vekili Gerard Waite, İrlanda’nın Ankara Büyükelçisi John McCullagh, Norveç’in Ankara Büyükelçisi Andreas Gaarder ve Yeni Zelanda'nın Ankara Büyükelçisi Zoe Coulson-Sinclair ile çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.
25 Kasım nasıl mücadele günü oldu?
Dünya genelinde 25 Kasım, Birleşmiş Milletler kapsamında farkındalık yaratmak amacıyla 1999 yılından bu yana “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü”.
Dominik Cumhuriyeti’nde ‘Mirabal kardeşler’ olarak tanınan Maria Teresa, Minerva ve Teresa'nın, Rafael Trujillo rejimine karşı mücadeleleri nedeniyle 25 Kasım 1960'ta dövülerek öldürülmesi, bu günün anma gerekçesi oldu.
Forum