İstanbul’da yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası Büyükada’da, 15 Haziran’da kullanılmaya başlanan elektrikli minibüslere tepkiler sürüyor.
Marmara Denizi’ndeki Prens Adaları’nın yaklaşık 9 bin nüfusuyla en büyük adası Büyükada’da halk, şehirleşmenin başlayacağı endişesiyle “azmanbüs” adını verdikleri yeni elektrikli minibüsleri protesto ediyor ve eylemler düzenliyor. Minibüslerin bu hafta Burgaz ve Kınalıada’ya da geldiği görüldü.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, tepkilerin farkında olduklarını ancak nüfusu tatillerde ve yaz aylarında artan adalarda toplu taşıma hizmeti sunmak zorunda olduklarını söylüyor.
İmamoğlu hafta başında yaptığı açıklamada, "Adalar halkımızın tepkisini duyuyorum. Daha farklı bir dizaynla lisanslanabilir bir aracın üretimi konusunda çalışmalarımız sürüyor ama şu anda böyle bir imkân yok" diyerek, adalar için daha ideal bir toplu taşıma çözüm arayışında olduklarını ortaya koydu.
Adalar Kaymakamlığı’nın resmi sitesinde verilen bilgiye göre Prens Adaları’na günlük ziyaretçi sayısı 200 bini buluyor. Bu ziyaretçilerin çoğu ise Büyükada’ya geliyor.
“Adalar Türkiye’nin tek yaya bölgesi”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi, 16 Ocak 2020 tarihli kararı ile Adalar’daki faytonları kaldırdı. Ardından toplu ulaşım için 40 adet 13 kişilik, elektrikli, L sınıfı tescilsiz araç ile toplu taşıma faaliyetine başlandı. İBB, lisans süresi Nisan’da sona eren bu araçların yerine 20 kişilik M tipi araçları devreye soktu. Belediyeye göre M tipi araçların devreye sokulma nedeni, daha dayanıklı ve tescillenebilir olmalarıydı.
VOA Türkçe’nin Büyükada’daki eylemlerini takip ettiğiadalılar, kullanılmaya başlanan M tipi araçların Adalar’ın yürüyüş kültürüne aykırı olduğu görüşünde.
“Adalar Türkiye’nin tek yaya bölgesidir, yasalarla koruma altına alınmıştır. Karayolu yasaları Adalar için geçerli değildir” görünüşünü eylemlerde dile getiren ada sakinleri, İstanbul 5 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun “Çok sınırlı kamu hizmeti dışında, herhangi bir şekilde her türlü yakıtla (elektrikli ya da fosil) çalışan motorlu taşıtların ve motosikletlerin Adalar’a sokulmasını yasaklayan” kararına dikkat çekiyor ve motorlu taşıt trafiğinin kısmi bile olsa uygulanamayacağını belirtiyor.
İmamoğlu ise toplu taşıma hizmetini Adalar’da sunmanın “farklı yaş ve farklı sağlık durumdaki insanların hastane, okul, mezarlık, sahil gibi ulaşımlarının sağlanabilmesi açısından bir zaruret” olduğunu dile getiriyor.
İBB Başkanı, “16 kilometrekare alana sahip olan Adalar ilçesinde, yılın farklı mevsimlerinde ulaşım tamamen yaya olarak sağlanamayacağı, resmî tatil günlerinde ve hafta sonlarında nüfusu 60 bini aşan Adalar’a gelen turistler için de ulaşımının sağlanması” gerektiğini belirtiyor.
İmamoğlu “hizmetle yükümlüyüz” derken, Büyükada’da eylemlerini sürdüren adalılara göre, azmanbüsleri Adalar’a getirip çalıştırıyor olmak yasalara aykırı ve uygulayanlar suç işliyor.
Büyükada’da toplu taşıma dışında kullanılan bireysel akülü araç sayısının fazlalığı da dikkat çekiyor. Yasalarda bu araçlara sadece Ada’da ikamet eden 65 yaş üstü, sürücü belgesi olan ya da 65 yaş altı yürüme engelliler sahip olabiliyor.
Ancak bu araçlarla korsan taksi hizmeti verildiği görülüyor. Esnafın taşıma amaçlı bu araçları kullanım hakkı bulunuyor ancak akülü araçların Büyükada’da oluşturduğu trafik dikkat çekiyor.
“Adalar Roma ile kıyaslanamaz”
Ekrem İmamoğlu, Büyükada’da çalışmaya başlayan M tipi minibüsleri savunurken bu minibüslerin Floransa, Roma, Bordeaux gibi tarihi şehirlerin tarihi bölgelerinde kullanılan araçlar olduğunu belirterek, “Avrupa'nın çok önemli tarihi şehirlerinde kullanılan araçlardır” dedi.
Tepkisini dile getiren ada sakini Oyuncu Tilbe Saran, “Adalar şehir değil, dört tarafı sularla çevrilidir” dedi.
Saran, Büyükada Saat Meydanı’ndan İBB Başkanı’na seslendi ve “Azmanbüslerin Roma’da da kullanıldığını söylemişsiniz Sayın İmamoğlu. Denizin ortasındaki 18 bin nüfuslu Adalarımızı bir G-7 ülkesinin 4,3 milyon nüfuslu başkenti Roma ile kıyaslamanız pek isabetsiz olmuş. Zira Adalar’ın toplu taşıma sisteminin denizde yer aldığı unutulmamalı, aynı Venedik'te olduğu gibi. Merkezdeki yerleşim alanlarının ise rahatça yürüme mesafesinde olduğu da hatırlanmalı” dedi.
1984’te SİT alanı olarak tanınan Adalar, Kasım 2021’de Marmara Denizi’yle birlikte “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak ilan edildi. Bu kararla Adalar’la ilgili yetki yerel yönetimlerden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na devredildi. İBB tarafından hazırlanan koruma planı bakanlık ile paylaşıldı ve bakanlık tarafından yapılan bazı değişikliklerle yerel yönetim ve merkezi yönetim anlaşma sağladı.
“Doku bozularak, şehirleşme hızlanacak”
VOA Türkçe’nin konuştuğu ada sakini Necdet Kutlucan, “Önce minibüsler gelecek, sonra yollar yetmedi denip yollar genişletilecek, sonra tarihi doku bozularak burada yıkımlar ve şehirleşme hızlanacak” diyor.
71 yaşındaki ada sakini Arif Aydın da yaşıtlarıyla birlikte Adalar’da yıllardır her gün kilometrelerce yürüdüğünü belirterek Adalar’da toplu taşıma istemediğini söylüyor. VOA Türkçe'nin Adalar’da ayrıca konuştuğu 70 yaş üzeri beş kişi daha adada toplu taşımaya karşı olduğunu dile getiriyor.
Yeni gelen minibüsleri duraklarda bekleyen çok sayıda yerli, günü birlik turist ise minibüs uygulamasından memnun olduğunu VOA Türkçe’ye paylaştı. 60 lira olan tek yön ücretini ise pahalı buluyorlar.
“UKOME’ye yetki devri sorunun başlangıcı”
Büyükada sakini Avukat Onur Şen’e göre yaşanan sorunun çıkış noktasında Adalar’da yaşanan yetki devirleri var.
2021’de Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmesiyle, Adalar ile ilgili hazırlanacak herhangi bir koruma planında yetki, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na devredildi. Aynı yıl şekilde Adalar ilçesinde motorsuz, elektrikli araçların kullanımı düzenleme yetkisi de Adalar Belediyesi’nde değil, İBB Ulaşım Koordinasyon Müdürlüğü’nde (UKOME). UKOME Adalar İlçesi Ulaşım ve Lojistik Yönergesi’ni 3 Haziran 2021’de yayınladı.
Avukat Onur Şen’e göre bu gelişmeler, “yerelin görüşlerini duymayan ve anlamayan” bir süreç başlattı.
“Yeni ve koruma amaçlı imar planı çerçevesinde çalışmalar yapılırken veriler toplanır ve ilgili kuruluşlardan görüş alınır. Adalar sit alanı olduğu için görüşler Koruma Yüksek Kurulu’ndan ve Koruma Bölge Kurulu’ndan alınır, alınması gerekir” diyen Şen’e göre koruma altındaki Adalar’da ulaşımı düzenleme yetkisinin UKOME’ye devredilmesinde usulsuzlük söz konusu.
Şen, “Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nun yürürlükteki 99-2009 ve 2013 tarihli kararlarına göre Adalar hâlâ yaya yolu statüsündedir. Ancak faytonlar kaldırıldıktan sonra Koruma Kurulu’nda yer alan bir müdürün yazısıyla bu konuda düzenleme yapmaya yetkisi UKOME’ye devredildi. Ardından sorunlar başladı” diyor.
Avukat Şen, yetki devrinin kurul kararına dayanmadığının ve kurulda bulunan bir müdürün imzasıyla gerçekleştiğinin altını çiziyor. Şen, UKOME’nin önce bireysel elektrikli ve akülü araçların kullanılmasına izin verdiğini belirterek, bu izinlerin 65 yaş üstü ve engelli vatandaşları kapsadığını hatırlatıyor ve şu an adada kullanılan araçların yüzde 99'una yakınının yasal olmadığını ifade ediyor.
Ardından İBB’nin İETT aracılığıyla bu akülü araç istilasına çözüm üretmeden, minibüsleri de devreye soktuğunu belirten Şen, Koruma Kurulu kararlarının devre dışı kaldığını ve krizin bu merkezi karar alma noktadan nüksettiğini vurguluyor.
VOA Türkçe’nin ulaşmaya çalıştığı Adalar Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat ise vakit yetersizliği gerekçesiyle yanıt vermedi.
Forum