TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Hamas’la olan ilişkileri nedeniyle Türkiye’nin eleştirilmesine tepki göstererek, ABD’yi Gazze’de “kendi teklif ettikleri ateşkesi bile İsrail hükümetine kabul ettirememekle” eleştirdi. Kurtulmuş, “Çok açık söyleyeyim; Amerikan hükümeti isterse bir günde bu meseleyi çözer” dedi.
9-11 Temmuz günlerinde yapılacak NATO zirvesi için Washington'da bulunan Kurtulmuş, Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği Konutu'nda düzenlediği basın toplantısında, ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde PYD/YPG’ye desteğinin ikili ilişkileri “zehirleyen” en önemli unsur olduğunu belirtti.
TBMM Başkanı, F-35 ve S-400 meselelerinin de Türkiye’nin çıkardığı tartışmalar olmadığını, Ankara’nın Rusya’dan S-400 alımı nedeniyle F-35 uçaklarının ortak üretim ve satışı projesinden çıkarılmasının “fevkalade bir çifte standart” olduğunu savundu.
NATO’nun 75. kuruluş yıldönümü vesilesiyle düzenlenen zirve kapsamında Salı günü NATO’ya üye ülkelerin parlamento başkanları toplantısına katılacak olan Kurtulmuş, Washington’da başka bazı temaslarda da bulundu.
Pazar günü Türk Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi’nin Amerika Diyanet Merkezi’ndeki bir etkinliğine katılan Kurtulmuş, ayrıca ABD’deki Müslüman toplulukların liderleri ve temsilcileriyle yuvarlak masa toplantısı düzenledi. Kurtulmuş Pazartesi günü de, düşünce kuruluşu SETA DC’nin düzenlediği bir programda konuştu ve Türk-Amerikan iş çevreleriyle biraraya geldi.
“Türkiye NATO’da yükümlülüklerini en iyi yerine getiren ülkelerden birisi; ilişkilerimizi devam ettireceğiz”
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye’nin Soğuk Savaş zamanı başta olmak üzere NATO görevleri karşısında yükümlülüklerini en iyi yerine getiren ülkelerden birisi olduğunu vurguladı. Bununla birlikte, “Türkiye’nin çektiği külfetlerin karşılığında yeterince nimetten faydalandırılmadığı” eleştirilerinin yapıldığı ve NATO ile ilişkilerin gözden geçirildiği dönemlerin de olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Ama her halükarda NATO'nun önümüzdeki dönemde önemli müttefiklerinden birisi olarak Türkiye NATO üyeliğini sürdürecek. Hem kurumsal olarak NATO'da hem de NATO'daki diğer üye ülkelerle ikili ilişkiler bakımından arasındaki ilişkileri devam ettirecektir” diye konuştu.
Kurtulmuş, bu süreçte NATO’nun da yeni fonksiyonlarını gözden geçirmesi, İttifak’ın güvenlik konusunda bir işbirliği ve dayanışma örgütü olmanın, caydırıcılık ve güvenlik perspektifinin yanında bir barış misyonunun da olması gerektiği değerlendirmesinde bulundu.
“ABD ile sorunlarımızı hep masada müzakereyle çözme gayretinde olduk”
Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinin stratejik ortaklık seviyesinde devam ettiğini belirten Kurtulmuş, çok yakın işbirliği içinde olunan dönemler olduğu gibi ilişkilerin kopma noktasına geldiği anların da yaşandığını hatırlatırken, “Ama biz Türkiye olarak ABD ile olan ilişkilerimizi hep müzakereye açık bir şekilde, masada bunları diplomatik bir şekilde tartışarak çözme gayreti içerisinde olduk. Bugün de birçok meselede ABD ile ortak çalışma imkanı bulduğumuz gibi, bazı meselelerde de önemli fikir ayrılıkları içindeyiz. Ama bu fikir ayrılıklarımızı bir kenara bırakarak müşterek nasıl hareket edilebilir, sorunlar nasıl çözülebilir, bunun üzerinde de sürekli olarak fikirlerimizi muhataplarımızla paylaşıyoruz” diye konuştu.
“Amerika’nın Afganistan’dan çekilmesiyle birlikte tek kutuplu dünya sistemi sona erdi”
ABD'nin Afganistan'dan hızlı bir şekilde ayrılmasıyla birlikte dünya siyaseti bakımından yeni bir dönemin başladığını kaydeden Kurtulmuş, “Nasıl Sovyetler'in dağılmasıyla birlikte çift kutuplu dünya sistemi sona erdiyse, Amerika'nın Afganistan'dan ayrılmasıyla birlikte de Amerika'nın tek kutuplu dünya sistemi sona erdi. Şimdi önümüzde yeni dönemi şekillendiren ana perspektif çok kutupluluktur. Dünyanın birçok yerinde bölgesel ya da küresel ölçekte dünya sistemine tesir edebilecek çok sayıda güç merkezinin gelişmeye başladığı, bu güç merkezleri arasındaki ilişkilerin zaman zaman gerilimler ortaya çıkarsa da yeni bir dünyanın kurulmasını zorunlu kıldığı ortadadır” dedi.
Kurtulmuş, dünyadaki mevcut sistem ile hiçbir sorunun çözülebilmesinin mümkün olmadığını, hiçbir devlet ya da örgütün tek başına dünya sorunlarını çözemeyeceğini belirterek, “Yeni bir dünyaya ihtiyaç var” mesajını verdi. TBMM Başkanı, bu yeni dünyanın da “bütün insanların ırk, renk, dil, din gibi ayrımlar gözetmeksizin yaradılışta eşitliği” ve “ülkelerin egemen eşitliği” olmak üzere iki temel bakış açısına sahip olması gerektiğinin altını çizdi.
“ABD’nin PYD’ye desteği ilişkilerimizi zehirleyen en önemli farklılık”
Basın toplantısının soru cevap bölümünde, ABD ile Türkiye arasında Suriye konusunda yaşanan anlaşmazlık ve Rusya’dan S-400 alımı nedeniyle ABD’nin Türk savunma sanayine uyguladığı CAATSA yaptırımlarıyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Kurtulmuş, “Türkiye maalesef bazı ülkelerin siyasi, lojistik, istihbari hatta zaman zaman askeri destek verdikleri terör örgütlerini kendisi için yaşamsal olarak büyük bir tehdit olarak görmektedir. Sadece Türkiye'nin toprak bütünlüğünü değil Suriye ve Irak'ın da toprak bütünlüğünü ve siyasi bütünlüğünü sarsacak fevkalade önemli zararlı kuruluşlar olarak görmektedir. Uzunca bir süredir vekalet savaşlarının bir aracı olarak ne yazık ki terör örgütleri kullanılmaktadır. Çok açık bir şey daha söyleyeyim, uzunca bir süredir terör örgütleri dış politika kartı olarak da kullanılmaktadır. Türkiye bir kere kategorik olarak buna karşıdır. Terör örgütleri arasında hiçbir ayrım gözetmemiştir ve gözetmeyecektir” diye konuştu.
Bütün dünya IŞİD’le mücadelede “sadece sözden ibaret reaksiyon” gösterirken Türkiye’nin fiilen IŞİD’le etkin biçimde mücadele ettiğini vurgulayan Kurtulmuş, “Aynı şekilde PYD de YPG de -biz onu PKK'nın kolu olarak, Suriye'deki uzantıları olarak görüyoruz- bu terör örgütlerinin varlıkları da Türkiye için yaşamsal bir tehdittir. Ne yazık ki ABD, stratejik ortaklığımıza ve birçok alanda çok yakın işbirliğimize rağmen PYD'ye hem lojistik hem istihbari hem de siyasi destek vermeyi sürdürmektedir. Bir kere ilişkilerimizi zehirleyen en önemli farklılığın bu olduğunu ifade etmek isterim” dedi.
“F-35 projesinden çıkarılmamız fevkalade ciddi bir çifte standarttır”
Numan Kurtulmuş, F-35 ve S-400 meselesiyle ilgili konuların da Türkiye'nin çıkardığı tartışmalar olmadığını ifade ederek, “F-35'ten çıkarılmış olmamız fevkalade ciddi bir çifte standarttır ve başından beri kurucusu olduğumuz bir projede makul hiçbir gerekçe gösterilmeksizin Türkiye dışarıya çıkarılmıştır. Ümit ediyorum ki oraya ödediğimiz paralarımız da alınacaktır” diye konuştu.
Türkiye ile ABD’nin F-16 alımı konusundaki süreci ilerletmesinin ise olumlu bir gelişme olduğunu kaydeden Kurtulmuş, “Ama şunu da çok açık söyleyeyim; eğer dostlarımız Türkiye'nin savunma ihtiyaçlarını gözardı ederlerse artık Türkiye kendi savunma ihtiyaçlarını kendi başına üretecek ve hatta bu alanlarda dünyada rekabet edebilecek bir ülke konumuna yükselmiştir. Örnek; İHA'lar ve SİHA'larda Türkiye'nin dünyayla rekabet edebilen en iyi ülkelerden birisi olduğu açıktır” dedi.
Kurtulmuş, Türkiye’nin bir silahlanma yarışı içerisinde asla olmadığını ancak büyük çalkantıların yaşandığı bir bölgede Türkiye’nin kendi savunma ihtiyaçlarını karşılaması gerektiğini vurguladı ve şöyle devam etti:
“Bu çerçevede S-400 üzerinden Türkiye'yi eleştirenlerin öncelikle şu soruya cevap vermeleri lazım: Müttefikleri olan Türkiye'ye niçin hava savunma sistemleri konusunda yeterince destek olmadılar? Özellikle bir dönem hatırlayın Suriye'den Türkiye'ye atılan füzeler vasıtasıyla çok sayıda sivil insanımız şehit oldu. Türkiye'nin sivil bölgeleri vuruldu. Bizim temel talebimiz, ‘bize bir hava savunma sistemi veriniz, hava savunma konusunda destek olun’ talebiydi. Bu talebi görmezden gelenlerin, Türkiye'nin hava savunmasını başka bir yolla temin etmesi konusunu bir siyasi rekabet ya da siyasi karşıtlık haline getirmesini uygun bulmadığımızı ifade etmek isterim.”
Kurtulmuş, CAATSA yaptırımlarının politik bir araç olarak Türkiye’ye karşı kullanıldığını düşündüğünü de söyledi.
“F-16 anlaşması ve İsveç’in NATO’ya kabulünden sonra gelişen olumlu havayı zehirlemek isteyen bazı çevreler var”
Kurtulmuş bir soru üzerine, ABD ile Türkiye arasında son dönemde F-16 anlaşması ve Ankara’nın vetosunu kaldırması sayesinde İsveç’in NATO’ya kabul edilmesinden sonra gelişen “olumlu havayı zehirlemek isteyen” bazı çevrelerin olduğunu söyledi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Malumunuz ABD'de kategorik olarak Türkiye düşmanı olan birtakım lobiler ve çıkar grupları var. Bir de bunlara FETÖ'nün görünür ve görünmez faaliyetlerini eklediğiniz zaman bizi de rahatsız eden ve en son 142 Kongre üyesinin (Başkan Joe) Biden'a gönderdikleri mektup, gerçekten ikili ilişkileri rahatsız eden, ikili ilişkileri zor bir safhaya sokmayı hedefleyen bir mektup. Tamamen Türkiye karşıtı çevreleri tatmin eden, onların inisiyatifiyle kaleme alındığı belli olan, FETÖ'nün destekleriyle ve onların birtakım lobi faaliyetleriyle ortaya çıkmış olan bir metin” diye konuştu.
Temsilciler Meclisi’nin hem Cumhuriyetçi hem Demokratlar'ın aralarında olduğu toplam 142 üyesinin imzasıyla ABD Başkanı Joe Biden’a 2 Temmuz tarihli bir mektup gönderilmişti. Mektupta Türkiye’de insan haklarının durumuyla ilgili kaygılar dile getiriliyor ve ‘’sistematik insan hakları ihlalleri” karşısında Başkan Biden’a Türkiye’yi “uluslararası hukuka uymaya zorlaması” çağrısı yapılıyor. Kongre üyeleri mektupta, “Başkan Biden, sizi, insan haklarını önceliklendirmenizi ve Türk hükümetine, ulusaşırı baskı kampanyasına son vermesi, siyasi tutukluları koşulsuz serbest bırakması ve hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etmesi için baskı yapmaya çağırıyoruz. Müdahaleniz, küresel arenada demokrasi değerleri ve insan haklarını desteklemek açısından kritik önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, “ilişkileri zehirlemeye çalışan bu tür çabalar karşısında” ABD’deki Türk toplumunun yanısıra, Türkiye’deki milletvekilleri, bakanlar ve ilgili yetkililerin sürekli karşılıklı ziyaretleriyle ilişkilerde son dönemde oluşan olumlu havayı sürdürmek için gayret gösterdiklerinin altını çizdi.
“Amerikan hükümeti isterse bir günde bu meseleyi (Gazze’de ateşkes) çözer”
Kurtulmuş, Türkiye’nin Hamas’la olan ilişkilerinin ABD’de eleştiri konusu olmasıyla ilgili bir soruyu yanıtlarken de, Hamas konusunda Türkiye olarak ateşkesi kabul etmeleri için gerekli tavsiye ve telkinlerde bulunduklarını söyledi. Kurtulmuş, “ABD'nin önerdiği teklife Hamas'ın ‘evet’ dediği, buna mükabil Netanyahu ve çetesinin ‘hayır’ dediği ortadadır. Bu kadar mesele açıkken, Netanyahu ve çetesine kendi teklif ettikleri bir ateşkes kararını bile empoze etme gücünü gösterememişken, kusura bakmasınlar kimsenin Türkiye'yi eleştirmeye hakkı yoktur” diye konuştu.
Türkiye’nin Gazze’de ateşkes için elinden gelen çabayı gösterdiğini vurgulayan Kurtulmuş, “Hamas birkaç sefer buna razı olduğunu, kabul ettiğini ilan etti. Bütün dünya da buna olumlu baktı ama maalesef sonuç alınamadı. Benim kanaatim, bunu da çok açık söyleyeyim, Amerikan hükümeti isterse bir günde bu meseleyi çözer. Amerikan halkının büyük çoğunluğunun vicdanı Filistin halkıyla beraberdir. Yaşanan bu zulme karşılık Amerikan siyasetinin de buna göre hareket etmesi lazım” ifadelerini kullandı.
Forum