Erişilebilirlik

Otizmli çocuklar eğitim hakkından neden mahrum kalıyor?


Türkiye'de otizmlilerin eğitime erişiminde eşitsizlikler sürüyor.
Türkiye'de otizmlilerin eğitime erişiminde eşitsizlikler sürüyor.

Türkiyede 9 Eylül'de okullarda yeni eğitim, öğretim döneminin ilk ders zili çaldı ama otizmlilerin eğitime erişiminde eşitsizlikler sürüyor. Tohum Otizm Vakfı’na göre, Türkiye'de eğitim çağındaki 700 bine yakın otizmli çocuktan yalnızca 41 bin 854’ü okula gidiyor.

VOA Türkçenin sorularını yanıtlayan uzmanlara göre, otizmlilerin eğitim hakkından mahrum kalmasının nedenlerinin başında, özel eğitime ihtiyacı olan çocukların engeli bulunmayan diğer çocuklarla okuduğu kaynaştırma sınıflarında diğer velilerin ayrımcılığına uğramaları ve öğretmenlerin ilgisizliği geliyor. Uzmanlar bu durumun toplumda otizmle ilgili bilinç eksikliğinden ve eğitim sistemindeki sıkıntılardan kaynaklandığı görüşünde.

Otizmin bilinen tek çaresi eğitim”

Tohum Otizm Vakfı Eğitim AR-GE Direktörü Dr. Nursinem Şirin, Türkiyede ne kadar otizmli birey olduğunun resmi olarak bilinmediğini söyledi. ABDde yapılan çalışmalarda her 36 çocuktan birinin otizmli olduğunun ortaya konduğunu aktaran Şirin, Bu oranı ülkemize uyarladığımızda, her yaş grubundan 2 milyonun üzerinde otizmli birey olduğunu, bunların 0-18 yaş aralığında olanlarının da 700 bin olduğunu tahmin ediyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı verileri de 41 bin 854 otizmli çocuğun okulda eğitim aldığını ortaya koyuyor” dedi.

Otizmli çocuklar eğitim hakkından neden mahrum kalıyor?
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:06:39 0:00

Otizmin tedavisinde eğitimin önemini vurgulayan Şirin, Günümüzde otizmin bilinen tek çaresi, erken tanı sonrası erken ve yoğun bir eğitim sunulması ve aynı zamanda bu eğitimin nitelikli ve otizmliler için etkili olduğu kanıtlanmış tekniklere dayalı olması. Burada erkenden kastımız, tanı sonrası hemen eğitim sürecine dahil olması ve haftada en az 20-30 saat kadar bireysel eğitim almasını kapsıyor” diye konuştu.

Uzmanların önerisi kaynaştırma eğitimi

Türkiyede otizm tanısı konan çocuklara Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Rehberlik Araştırma Merkezleri (RAM) tarafından uygun eğitim stratejisi oluşturulduğunu anlatan Şirin, Otizmden daha az etkilenmiş çocuklar, kapsayıcı eğitim ortamı dediğimiz kaynaştırma sınıflarından faydalanabiliyor. Bu seçenekte, okul içerisinde akranlarıyla aynı sınıfta eğitim alabiliyor ya da okulun içerisindeki bir özel eğitim sınıfına devam edebiliyorlar. Bununla birlikte daha yoğun etkilenmiş bireylerse ayrıştırılmış ortam dediğimiz, özel eğitim okullarına ilkokul, ortaokul, lise ya da anaokulu düzeyinde gidebiliyorlar” dedi.

Tohum Otizm Vakfı’na göre Türkiye'de okul çağındaki 700 bine yakın otizmli çocuktan yalnızca 41 bin 854’ü okula gidiyor.
Tohum Otizm Vakfı’na göre Türkiye'de okul çağındaki 700 bine yakın otizmli çocuktan yalnızca 41 bin 854’ü okula gidiyor.

Kaynaştırma eğitiminde yer alamayan otizmli çocukların adresi tüm şehirlerde engelliler için kurulmuş devlete ait özel eğitim okulları olsa da otizmli aileleri genellikle çocuklarının sosyalleşmesi, çevresinden kabul görmesi ve eşit haklardan faydalanabilmesi için kaynaştırma sınıflarına kabul edilmeyi istiyor.

Uzmanların önerisi de erken yaşta tanı ile otizmlilerin, akranlarıyla gelişim farklılıklarının çok büyük düzeyde olmadığı okul öncesi dönemden itibaren kaynaştırma eğitimine katılması.

VOA Türkçeye değerlendirmede bulunan Eğitim Reformu Girişimi (ERG) Kıdemli Politika Analisti Ekin Gamze Gencer, erken tanı konmasının önemini, Geç tanı alındığında ve kaynaştırma eğitimine geç girdiğinde çocuklar sistem içinde yer alamadıkları için açık eğitime, evde eğitime ya da eğitim dışına çıkmaya yöneliyorlar. Bu çocukların daha anaokulundan kaynaştırma eğitimine yaşıtlarıyla başlaması lazım ki sonraki seviyelerde beraber okuyabilsinler” diye açıkladı.

Sınav odaklı eğitim sistemi

Kaynaştırma sınıflarında otizmlilerin ayrımcılık ve dışlanmayla karşılaşabildiğini söyleyen Gencer, Türkiyedeki eğitim sistemi sınavların tahakkümü altında. Eğitim, sınav odaklı olduğu sürece otizmli çocukların da hakkı olan nitelikli eğitim, onlara karşı sadece bir tahammüle dönüşüyor. Bu yüzden kaynaştırma öğrencilerinin ve ortaöğretime devam eden sayının çok düştüğünü görüyoruz. Sınava hazırlanacağızgerekçesiyle sınıfta istememe durumu yaşanıyor” dedi.

Gencer, Bu çocukları diğer veliler, müdürler, öğretmenler sınıfa almıyorlar. Alsalar bile bazen hiç ilgilenmiyorlar. Ya da özel eğitim sınıflarına koyup bütün gün orada yalnız bırakıyorlar” ifadelerini kullandı.

Öğretmenlerin donanım eksikliği

Dr. Nursinem Şirin, kaynaştırma ortamlarında mevzuata göre belli bir oran olduğunu belirterek bunun sisteme yansıması hakkında sorunları şöyle aktardı: “30 çocuk olduğunda bir kaynaştırma öğrencisi, 20 çocuk olduğunda iki kaynaştırma öğrencisi gibi oranların uygulanması gerekiyor. Ancak bizim ülkemizde okulların kalabalık olması, öğretmenlerin her çocuğun yanı sıra özellikle özel gereksinimi olan çocuklara ayıracak zamanının kısıtlı olması ve okul içerisinde öğretmenlere sunulan desteklerin de çok sınırlı olması gibi nedenlerle otizmli çocuklar eğitim ortamlarına gidemiyorlar, gitseler bile etkin şekilde faydalanamıyorlar.”

Otizmle ilgili toplumdaki bilinç eksikliğinin okullarda ayrımcılığa yol açtığını kaydeden Şirin, öğretmenlerin de otizm konusunda yeterli donanıma sahip olmadığını anlattı. Şirin, “Öğretmenlere yönelik kaynaştırmaya dayalı uygulamalı eğitimlerimiz yeterli değil.

Bununla birlikte mesleğe başladıklarında da destek sunulabilir. Ancak bu konuda da bizim ülkemizde yapılan çalışmalar sınırlı kalıyor. Dolayısıyla bir öğretmen sınıfında otizmli bir çocuk olduğunda sınıfı kontrol etme, bu öğrencinin özelliklerine dayalı bireysel uygulamalar yapma ya da diğer çocuklarla birarada etkinliklere dahil etme noktasında zorlanabiliyor” dedi.

“Özel eğitim alanında atanan öğretmenlerin doğrudan özel eğitim lisans mezunu olmadığını görebiliyoruz”

Bazı okulların fiziksel koşullarının da otizmlilerin erişimine uygun olmadığını dile getiren Şirin, Otizmli çocukları sadece okula yerleştirmek değil onlara uygun uyarlamalar yapmak da oldukça önemli. Dinlenmek istediklerinde onlara uygun alan bulunması zor oluyor. Ya da onların bazı duyusal hassasiyetleri var, mesela kalabalıktan, çok ışıklı ya da çok sıcak ortamdan rahatsız olma durumları var. Dolayısıyla bunlar gibi fiziki koşulların da yerine getirilmesi gerekiyor” dedi. Şirin, okullarda otizmlilere yönelik eğitim materyallerinin de arttırılması gerektiğini kaydetti.

Kaynaştırma eğitiminin yanı sıra özel eğitim okullarının da nitelik yönünden sorunları olduğunu söyleyen Şirin, Bunların sayıları aslında ülkemize göre arttırılabilir ama nitelik de oldukça önemli. Mesela özel eğitim alanında atanan öğretmenlerin doğrudan özel eğitim lisans mezunu olmadığını görebiliyoruz. Bu da aslında özel gereksinimli ve otizmli öğrencilerle doğrudan, alandan olmayan kişilerin, dolayısıyla bilgi sahibi olmayan kişilerin çalışmasına neden oluyor” dedi.

Daha kaç tane otizmli çocuk olduğu bilinmiyor”

ERG uzmanı Ekin Gamze Gencer de otizmlilerin eğitiminde öğretmenlere büyük rol düştüğünü söyleyerek, “Özel eğitim öğretmeni olmak, özel eğitimli çocuklarla çalışmak teşvik edilmeli. Gelişimleri için devlet tarafından ekstra destek verilmeli ki bu arzu edilen ve nitelikli insanların çalıştığı bir iş kolu olsun” diye konuştu.

Gencer, Türkiyede otizmli ve diğer özel gereksinimli bireylerin sayısının resmi olarak kayıt altına alınması ve okula devamlılığının izlenmesi gerektiğini de belirtti.

Gencer, 2019da bir komisyon kuruldu. İlk defa otizmli çocuk sayısı orada açıklandı. Ancak verilerin resmi kurumlar arasında birbiriyle aynı olmadığını da gördük. Yani Sağlık Bakanlığı’yla Sosyal Güvenlik Kurumu arasında, SGK ile MEB arasında” dedi.

“Daha kaç tane otizmli çocuk olduğu bilinmiyor” diyen Gencer, “Bakanlıkların otizmli çocukların eğitimi alanında biraraya gelip izleme, takip, tanılama sistemi kurması ve bu çocukların hayatlarının en başından erken tanı almalarını sağlayacak şekilde koruması ve desteklemesi gerekiyor” önerilerini sıraladı.

Otizmlilere okul dışı destek yetersiz”

Otizmli çocukların okula devamlılığı için okul dışında da rehabilitasyonla desteklenmesi gerektiğini söyleyen Gencer, Otizmlilerin rehabilitasyon ve özel desteğe ihtiyacı var. Bunun için de Türkiyenin dört bir yanında Özel Öğretim Genel Müdürlüğü’ne bağlı rehabilitasyon merkezleri var. Bunlar özel öğretim kurumları ve ücretli. Devlet burada aylık 12 saat destek veriyor. Ama okula gidilen gün sayısını düşündüğümüzde, kalan günlerde çocuklarını rehabilitasyona göndermek aileler için çok büyük bir maddi sıkıntı yaratıyor. Gönderemezse de edinilmiş becerilerin kaybı, ev içinde huzursuzluk, eğitimden kopma gibi bir sürü risk ortaya çıkıyor. Çünkü ihtiyacı olan desteği alamıyor” diye konuştu.

Forum

STÜDYO VOA

Adams soruşturmasında sorgulanacak yeni Türk işadamları var mı? – 30 Eylül
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG