Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı Donald Trump, 110 bin kişilik nüfusunun neredeyse yarısının Arap kökenli olduğu Michigan eyaletinin Dearborn kentinde, Demokrat Partili rakibi Başkan Yardımcısı Kamala Harris’ten 2 bin 500 daha az oy aldı. Trump böylece, 2000 yılında eski Başkan George W. Bush'tan bu yana Dearborn'u kazanan ilk Cumhuriyetçi başkan adayı oldu. Harris ayrıca komşu Dearborn Heights'ı da, bir önceki başkanlık döneminde çoğunluğu Müslüman olan bazı ülkelerden seyahati yasaklayan Trump'a kaptırdı.
Harris, Biden-Harris yönetiminin Gazze'deki savaşta İsrail'e verdiği sarsılmaz destek konusunda Michigan'daki Demokratlar'ın aylardır yaptığı uyarıların ardından Detroit yakınında Arap Amerikalılar'ın yoğun olarak yaşadığı iki şehirde kaybetti. Bazıları, seçimden birkaç gün önce Lübnanlılar'a ait bir restoranı ziyaret ederek müşterilerin ve çalışanların arasına karışan ve insanlara Ortadoğu'daki şiddeti sona erdirmenin bir yolunu bulacağına dair güvence veren Trump'ı desteklediklerini söyledi.
Dearborn'da uzun yıllardır Demokrat Parti destekçisi olan Süheyla Amen dahil birçok seçmen, eski Başkan Trump'ı desteklemedi. Amen, birçok Arap Amerikalı'nın Harris'in hakettiğini bulduğuu düşündüğünü ancak “Trump için sevinmediklerini” söyledi.
Amen, “Trump'ın kendisi ya da etrafındaki insanlar benim için büyük bir endişe kaynağı. Ama günün sonunda iki kötünün yarıştığı bir durumda elinizde ne kalır?” sorusunu soruyor.
Hoşuna gitmeyen iki seçenekle karşı karşıya kalan, ancak ne Harris'e ne de Trump'a da oy veren Süheyla Amen, bunun yerine, Arap Amerikalılar'ın kalesi Dearborn'da üçüncü parti bir başkan adayını destekledi.
5 Kasım Salı günü geç saatlerden Çarşamba günü erken saatlere kadar Trump'ın sadece başkanlığı kazanmakla kalmayıp Dearborn'da da galip geleceği belli olunca, Detroit civarında yaşayan Arap-Amerikan topluluklarının ruh hali Dearborn Belediye Meclisi üyesi Mustafa Hammoud tarafından “iç karartıcı” olarak tanımlandı. Yine de Hammoud, sonucun “hiç de şaşırtıcı olmadığını” söyledi.
Harris'in 15 bin oyuna karşılık Trump'ın yaklaşık 18 bin oy aldığı Dearborn'daki değişim, Joe Biden'ın neredeyse oyların yüzde 70'ini kazandığı dört yıl öncesine göre şaşırtıcı bir değişime işaret ediyor.
“Kimse şaşırmamalı”
Sonuçlar durup dururken ortaya çıkmadı. Yerel liderler aylardır üst düzey Demokrat yetkililerle yaptıkları telefon görüşmelerinde ve toplantılarda, Biden yönetiminin İsrail-Hamas savaşını ele alış biçiminin değişmemesi halinde Arap Amerikalı seçmenlerin kendilerine karşı cephe alacağı uyarısında bulunmuştu.
Biden-Harris yönetimi, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te 1200 İsrailli'nin ölümüne ve 250'den fazla kişinin rehin alınmasına neden olan saldırısından bu yana İsrail'in sadık bir müttefiki olmaya devam ediyor. Filistinli sağlık yetkilileri, İsrail ve Hamas arasındaki savaşın Gazze'de 43 binden fazla insanın ölümüne neden olduğunu söylüyor. Gazze'deki sağlık yetkilileri, ölü sayılarında siviller ve savaşçılar arasında ayrım yapmıyor.
Harris savaşla ilgili söylemini yumuşatırken, İsrail'e ya da Gazze'deki savaşa yönelik olarak yönetimin pozisyonundan farklı somut politikalar önermedi. Öyle olsaydı bile bu Dearborn gibi yerlerde pek bir fark yaratmayabilirdi.
Mustafa Hammoud, Harris için, “Tek yapması gereken Lübnan ve Gazze'deki savaşı durdurmaktı, o zaman buradaki herkesin oyunu alırdı” dedi.
AP VoteCast'in ülke çapında 120 binden fazla seçmenle yaptığı ankete göre, daha fazla seçmen Trump'ın Harris'e kıyasla Ortadoğu'daki durumu daha iyi idare edebileceğini düşünüyor. Seçmenlerin yaklaşık yarısı Trump'ın daha uygun olduğunu söylerken üçte biri Harris'in daha uygun olduğunu belirtti.
İsrail'e daha fazla yardım yapılmasına karşı çıkanların yüzde 58'i başkanlık seçimlerinde Harris'i desteklerken yüzde 39'u Trump'a destek verdi.
Bazı Harris seçmenlerinin bile şüpheleri vardı. Michigan'daki Harris seçmenlerinin yaklaşık dörtte üçü Harris'in durumu idare etmek için daha iyi bir aday olduğunu söyledi. Çok azı Trump'ı tercih etti, ancak her 10 Harris seçmeninden yaklaşık 2'si, iki adayın da eşit olduğunu ya da ikisinin de daha iyi olmayacağını söyledi.
Arap Amerikan toplumunda Harris'e destek gelmeyince Trump ve müttefikleri devreye girdi.
Trump'ın 2016'da yaklaşık 11 bin oyla kazandığı, 2020'de ise yaklaşık 154 bin oyla Biden'a kaptırdığı Michigan'ın seçmen kitlesinin önemli bir bölümünü oluşturan Arap Amerikalılar, toplum liderlerini Trump'ı desteklemeye teşvik eden Trump müttefikleriyle aylarca görüştü.
Eylül ayında Hamtramck şehrinin Demokrat Partili Müslüman Belediye Başkanı Amer Galib'in Trump'ı desteklemesiyle hareketlilik başladı. Kısa bir süre sonra Trump buradaki kampanya bürosunu ziyaret etti.
Trump'ın Arap Amerikalılar'a ulaşmasına öncülük eden Massad Boulos, bunun bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Boulos'un oğlu Michael, Trump'ın küçük kızı Tiffany ile evli.
Massad Boulos, “Başkan'ın ziyaretini ve hissettikleri saygıyı çok ama çok takdir ettiler. Bu, ilk büyük başarımdı. Ondan sonra imamlardan ve Müslüman liderlerden destek almaya başladım” dedi.
Son hafta Trump'a doğru belirgin bir yönelme
Harris'e verilen destek, özellikle de kampanyasının Ağustos ayındaki Demokrat Parti Ulusal Kurultayı'nda Filistin yanlısı bir konuşmacının sahneye çıkmasına izin vermemesinin ardından azalmaya başladı. Bazı seçmenler kampanyanın son haftasının çok önemli olduğunu söylüyor.
Eski Başkan Bill Clinton 30 Ekim'de Michigan'da düzenlenen bir mitingde Hamas'ın sivilleri kalkan olarak kullandığını ve “kendini savunmak isteyenleri sivilleri öldürmeye zorlayacağını” söyledi.
Clinton, “Hamas Filistinliler'in bir vatan sahibi olmasını umursamadı, İsrailliler'i öldürmek ve İsrail'i yaşanmaz hale getirmek istediler. Onlara bir haberim var, ilk önce onlar oradaydı, dinleri var olmadan önce onlar oradaydı” şeklinde konuştu.
Görüşmeler hakkında doğrudan bilgi sahibi olan ve isimlerinin açıklanmaması kaydıyla konuşan iki kişiye göre Harris'in kampanyası, Bill Clinton'ın 30 Ekim'deki mitingi takip eden günlerde Dearborn'u ziyaret ederek bir konuşma yapmasını istiyordu. Clinton'ın yorumlarına gelen tepkilerin ardından olası ziyaret hiçbir zaman gerçekleşmedi.
Detroit banliyösünde yaşayan Pakistan doğumlu Amin Haşmi, Clinton'ın konuşmasıyla ilgili olarak, “Bu sözler tüm şehirde çok konuşuldu. Benim gibi onu seven birçok kişiyi incitti” dedi. Kendisini “sıkı bir Demokrat” olarak tanımlayan Haşmi, oy kabininde 25 dakika bekledikten sonra Trump'a oy vermenin “oldukça zor bir karar” olduğunu söyledi.
Seçimden önceki Cuma günü Trump, Dearborn'da Lübnanlılar'a ait The Great Commoner adlı restoranı ziyaret etti. Bu, yarışta destek vermeyen Dearborn'un Demokrat Belediye Başkanı Abdullah Hammoud ile görüşen ancak kendisi Dearborn'a hiç gelmeyen Harris ile keskin bir tezat oluşturdu.
Dearborn'da yaşayan Samia Hamid, Trump için, “Dearborn'a geldi. Bölge sakinleriyle konuştu. Bazıları bunun samimi olmadığını söylese de yine de çaba gösterdi. Onlara ulaşmaya ve onlarla birlikte çalışmaya çalıştı, en azından onları dinledi” dedi.
Forum