Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Başbakan Michel Barnier’nin muhalefet tarafından verilen gensoru önergesiyle düşürülmesinin ardından, merkez partisi Modem lideri ve Pau Belediye Başkanı 73 yaşındaki François Bayrou’yu Başbakan olarak atadı.
Üç kez Cumhurbaşkanı adayı olan François Bayrou, henüz Fransız kamuoyunda tanınmayan Macron’a, 2017’deki ilk adaylığı sırasında destek vermişti. Fransız politikasının duayen ismi Bayrou, Macron’un seçilmesini sağlayan en önemli isim olarak görülüyordu.
Bugüne kadar her hükümet belirleme aşamasında “en ciddi adaylar” arasında ismi geçen Bayrou’ya danışan Macron, sonunda Bayrou’yu başbakan seçti.
Bir önce atadığı Başbakan üç ay içinde, gensoru önergesiyle düşürülen Macron, yeni belirleyeceği isim etrafında “Barnier gibi gensoru ile düşürülemeyecek bir uzlaşma oluşması” şartını aradı.
Bayrou’nun yanısıra, eski sosyalist Başbakan Bernard Cazeneuve, sola yakın bir isim olan eski Ekonomi Bakanı Roland Lescure ve merkez sağcı eski bakan Catherine Vautrin’ın isimleri geçti.
Elysee Sarayı’nda bu sabah iki lider 1 saat 45 dakika görüştükten sonra uzlaşma olmadığı haberleri geldi.
Nihayetinde Elysee Sarayı’ndan 3 saat gecikmeyle yapılan bir satırlık açıklamada yer alan “Cumhurbaşkanı, yeni hükümeti kurma görevini yerine getirmek üzere, François Bayrou’yu Başbakan atamıştır” sözleri, tartışmalara son noktayı koydu.
Elysee kaynakları, adaylar arasından, “soldan ve aşırı sağdan gensoru engelini aşabilecek tek kişi” olması nedeniyle Bayrou’nun seçildiğini belirtti.
Borderes köyünden hükümetin tepesine: Yeni Başbakan Bayrou kim?
Çiftçi bir ailenin oğlu olarak 25 Mayıs 1951'de İspanya sınırına yakın Borderes köyünde doğan François Bayrou’nun siyasi yolculuğu Pyrenees-Atlantiques bölgesindeki Pau kasabasında başladı.
Pyrenees topraklarının kültürünü taşıyan ve Paris’ten uzak derin Fransa’ya yakın bir siyasetçi olarak tanımlanan Bayrou, önce Pau’da Belediye Meclisi üyesi seçildi, ardından milletvekili oldu. Aynı zamanda Nisan 2014'te ve 2020'de Pau Belediye Başkanı seçildi.
Hükümete 1993 yılında Milli Eğitim Bakanı olarak giren Bayrou, 5 yıl boyunca bu görevde kaldı.
“Katı ama halka açık, fırsat eşitliğine dayanan” bir eğitim modelini savunan Bayrou’nun, bir seçim gezisi sırasında hırsızlık için elini cebine sokan bir çocuğa attığı tokat da Fransız siyasetinin unutulmaz sahnelerinden birisi olarak tarihe geçti.
Yeni Başbakan, 1998'de merkez sağ UDF'nin başkanı seçildi ve 2002'de cumhurbaşkanlığı adaylığında iki milyon oy aldı.
Bütçe açığının kapanması ve borçlarla mücadeleyi 2007 başkanlık kampanyasındaki güçlü temalar arasına yerleştiren Bayrou, bu seçimde oyların yaklaşık yüzde 19'unu kazanarak partisini ülkenin üçüncü partisi seviyesine yükseltti; ikinci tura yükselme şansını kıl payı kaçırdı.
François Hollande'dan Emmanuel Macron'a
Bu aşamadan sonra “Fransız siyasetinin yıllardır yalanlar ve illüzyonlar, yalan vaatler ve yapay bölünmelerle yozlaştırıldığını” sık sık dile getiren Bayrou, “De la verite en politique/Siyasette Gerçekler“ adlı kitabıyla, stratejisini “siyasette temizlik ve ahlak” teması üzerine oturttu.
2012 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, adı birçok yolsuzluk dosyasıyla anılan Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin karşısındaki aday François Hollande'a oy vereceğini açıklamasıyla Fransız sağ politikasında bir deprem yarattı. Bayrou’nun desteğiyle sağda oylar bölününce seçimleri Hollande kazandı.
Hollande’ın yanında, 2017'de genç ekonomi bakanı olarak siyasete atılan ancak Cumhurbaşkanı olma hırsını saklamayan Emmanuel Macron'un, Hollande’a kazan kaldırarak aday olmasını ilk destekleyen isim de Bayrou oldu.
Emanuel Macron’un isminin baş harflerine atıfta bulunan “En Marche/ Yürüyüş” hareketini destekledi. Henüz Fransız siyasetinde tanınmayan Macron’a verdiği destek ile onu meşrulaştıran Bayrou, Hollande’dan sonra Macron’un seçilmesine de büyük katkı yaptı.
Bayrou aynı zamanda, Macron’un, “Ne sağ ne sol, her görüşten kaliteli insanların biraraya geldiği bir ekiple, ülkenin ihtiyacı olan reformları gerçekleştirme” politikasının da teorisyeni.
Macron’un ilk Adalet Bakanı olarak hükümete giren ve temiz siyaseti savunan Bayrou, “parti çalışanlarına, Avrupa Parlamentosu bütçesinden maaş ödediği” iddiasıyla partisinin adı yolsuzluğa karışınca istifa etmek zorunda kaldı.
En zayıf noktasından yakalanan Bayrou, hakkındaki davadan aklanana kadar politikadan uzak durdu.
Eylül 2020'de Cumhurbaşkanı Macron, Bayrou’yu Planlama Yüksek Komisyonu'nun başına getirdi. Fransız siyasetinin “diyalog ve uzlaşma adamı” olarak tanımladığı Bayrou, yıllardır beklediği başbakanlık makamına sonunda 13 Aralık 2024’te atandı.
Sağ ve solu birleştirebilecek mi?
Şimdi hükümet üyelerini belirleyerek, üçlü meclis aritmetiği içinde bir uzlaşma aramaya başlayacak olan Bayrou’nun, gensoru önergesi engelini aşabilmesi için önündeki en önemli konular; solun ve aşırı sağın sert muhalefet ettiği “emeklilik reformu”, “bütçe açığını azaltmak için zenginlerden alınacak verginin arttırılması” ve sağ ve solu derin bir çizgiyle bölen “sert göçmen yasası.”
Yeni Başbakan’ın Meclis’teki gruplardan alacağı destek, bu yasalara ilişkin atacağı adımlar ve vereceği tavizlere bağlı olacak.
Mitterand’ın sözlerine atıf: “Nihayet sıkıntılar başlıyor”
Bayrou’nun başbakanlık görevine atanmasının ardından ilk sözleri, “Üstlendiğim görevin zorluğunun farkındayım, gitmek istediğiniz yolu bildiğinizde kaybedecek bir dakikanız bile olamaz. François Mitterrand ilk seçildiği gece ‘Nihayet, sıkıntılar başlıyor’ demişti. Ben de bugün aynı sözlerle bu görevi alıyorum” oldu.
Bayrou’nun göreve gelmesinin ardından açıklama yapan radikal sol Boyun Eğmeyen Fransa (LFI), başından beri seçimleri birinci olarak tamamlayan sol birlik NFP’den bir isim belirlenmediği için Bayrou hakkında “gensoru önergesi” vereceklerini duyurdu.
Aşırı sağ lider Marine Le Pen de X hesabından, “Fransızlar’ı korumaya yönelik acil ihtiyaçtan endişe duyarak, François Bayrou’dan selefinin yapmak istemediği şeyi yapmasını istiyoruz; makul ve düşünceli bir bütçe oluşturmak için muhalefetleri duymak ve dinlemek. Seçimlerde iki kez reddedilen Makronizm’in bir uzantısı olacak herhangi bir politika, yalnızca çıkmaza ve başarısızlığa yol açar” dedi.
Kilit parti merkez sağ Cumhuriyetçiler (LR) ve Sosyalist Parti (PS) yöneticileri ise “sistematik bir güvensizlikten çok” Bayrou’nun nasıl bir program sunacağını görerek karar vereceklerini açıkladı.
Türkiye ve François Bayrou
Fransa’daki Türk toplumunda her ne kadar “olumlu bir imaja” sahip olsa da Bayrou, başından beri Türkiye’nin AB’ye alınmasına karşı çıkan bir isim.
France 2 Televizyonu’nda, 2004 yılında dönemin Dışişleri Bakanı Michel Barnier ile ortak bir tartışmaya katılan Bayrou, “Bazıları için bu olanaklı, bizim için değil. Daha ilk günden bu yana bunun olmayacağını söyledik. Düşünün 20 yıl sonra 100 milyon nüfuslu bir ülke olarak, ne kültürel ne coğrafi ne de tarihi olarak Avrupalı olan Türkiye’nin girmesi... AB’nin doğasının değişeceği bir durumla karşı karşıyayız. Çünkü Türkiyeli ve Türkiyesiz, Avrupa aynı Avrupa olmayacak” görüşlerini savunmuştu.
Forum