ABD Senatosu’nun Pazartesi akşamı onayladığı Marco Rubio Dışişleri Bakanı olarak göreve başladı.
Rubio Salı günü, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in huzurunda ettiği yeminin ardından yaptığı açıklamada, “(Trump'ın) dış politika konusundaki birincil vaadi, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın önceliğinin ABD ve bu ülkenin ulusal çıkarlarını ilerletmek olacağıdır” dedi.
Latin Amerika kökenli ilk Dışişleri Bakanı olan Rubio, Trump yönetimindeki bir diğer dış politika hedefinin de “ABD’nin güçlülüğüyle değerlerinden vazgeçmeden barışın teşvik edilmesi” olacağını kaydetti.
Dışişleri Bakanlığı'nı "dış politika yapımının merkezine koyma" taahhüdü
Bakanlığa geldikten sonra çalışanlarına seslenen Rubio, dış politikalarının ulusal çıkarları ilerletmeye odaklanacağını yineledi.
Rubio, “Dış politikayı nasıl oluşturduğumuzun merkezinde olmak istiyoruz, çünkü herhangi bir kurumdaki en iyi fikirlere sahip olacağız ve bunu hükümetimizdeki diğer tüm kurumlardan daha iyi, daha hızlı ve daha etkili bir şekilde uygulayacağız” dedi.
Trump'ın yardımcıları geçen haftadan bu yana bakanlıktaki onlarca üst düzey kariyer diplomatından görevlerinden ayrılmalarını istedi ve kilit bürokrasi ve politika pozisyonlarını kendi gündemleriyle daha uyumlu olduğunu düşündükleri yetkililerle değiştirdi.
“Değişiklikler olacak çünkü 21. yüzyılın hızına uygun hareket edebilen bir bakanlık olmamız gerekiyor” diyen Rubio, bu değişikliklerin yıkıcı ya da cezalandırıcı olmalarının amaçlanmadığını kaydetti.
Senato'nun dış ilişkiler ve istihbarat komisyonlarında görev yapan 53 yaşındaki Marco Rubio, İsrail’e desteği ve Çin’e karşı sert politikaları savunmasıyla tanınıyor.
Küba'dan Miami’ye göç eden bir ailenin oğlu olan Rubio, komünizmle yönetilen adaya ve müttefiklerine, özellikle de Venezuela Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro hükümetine karşı sert önlemler alınması için çalışmıştı.
Rubio geçen hafta Senato Dış İlişkiler Komisyonu’ndaki onay oturumunda, ABD'nin Çin'e daha fazla bağımlı hale gelmemesi için rotasını değiştirmesi gerektiği konusunda uyarıda bulunmuştu.
İlk görüşme Çin’e karşı Quad ile
Marco Rubio, görevdeki ilk gününde, ABD, Hindistan, Japonya ve Avustralya'dan oluşan Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (Quad) dışişleri bakanları ile görüştü.
Rubio, Dışişleri Bakanlığı'nda yapılan görüşmenin, "Amerika ve Amerikalılar için önemli olan konularda" müttefiklerle birlikte çalışmanın önemini ortaya koyacağını söyledi.
Görüşmeden önce NBC'ye yaptığı açıklamada Rubio, "Bugün Amerika ve Amerikalılar için önemli olan konularda dünyanın dört bir yanındaki müttefiklerimizle birlikte çalışmanın önemini bir kez daha teyit etmek üzere Avustralya, Hindistan ve Japonya dışişleri bakanlarıyla dörtlü bir toplantı gerçekleştireceğiz ve ben de ileriye dönük olarak bu konuya odaklanmış durumdayım" diye konuştu.
Yaklaşık 2 milyar insanı ve küresel gayrisafi yurtiçi hasılanın üçte birinden fazlasını temsil eden Quad 15 yılı aşkın bir süredir mevcut; ancak son zamanlarda önem kazanmaya başladı.
2004 yılında Hint Okyanusu'nda meydana gelen yıkıcı deprem ve tsunamiye karşı birlikte çalışan ülkeleri biraraya getirmek amacıyla 2007 yılında kurulan oluşan Dörtlü Güvenlik Diyaloğu, diplomasiye, altyapı, insani yardım, afet yardımı, iklim değişikliği ve deniz güvenliği gibi bölgesel konulara geniş bir şekilde odaklanıyor.
Ancak Quad, Çin'in iddialı girişimlerine ve stratejik öneme sahip Güney Çin Denizi'nin neredeyse tamamı ve demokratik özerkliğe sahip Tayvan adası dahil bölgedeki geniş toprak iddialarına karşı koymaya yönelik Amerikan stratejisinin de önemli bir bileşeni.
QUAD’ın stratejik unsuru nedeniyle, Çin dört ülkeyi “Asya NATO'su” kurmaya çalışmakla suçluyor.
Ancak NATO’dan farklı olarak Quad’ın karşılıklı savunma anlaşması yok.
Dörtlü, kuruluşundan kısa bir süre sonra, Başkan Donald Trump'ın ilk döneminde Japonya, Avustralya ve Hindistan liderleriyle yeniden canlandırma konusunda anlaşmasına kadar 10 yıl boyunca atıl kaldı.
Ülkelerin en üst düzey diplomatları tarafından yapılan toplantıların seviyesi Joe Biden'ın başkanlığı döneminde liderler düzeyine yükseltildi ve zirve son olarak Eylül ayında Biden'ın memleketi Delaware'de yapıldı.
Biden yönetimi Eylül ayındaki dörtlü zirvenin ardından üye ülkelerin, “deniz güvenliğini güçlendirmek, deniz alanı farkındalığını arttırmak ve özgür ve açık bir Hint-Pasifik'i korumak” için bölgedeki ortaklarla birlikte çalıştıklarını vurguladı.
Trump'ın Quad’ı liderler düzeyinde mi tutacağı yoksa ülkelerin en üst düzey diplomatlarına mı devredeceği henüz belli değil. Ancak Marco Rubio’nun göreve başlamasının ertesi günü Dışişleri Bakanlığı’nda yaptığı görüşmeler, dörtlü diyaloğun önemini koruyacağına işaret ediyor.
Forum