WASHINGTON —
Amerika ile Türkiye son yıllarda ikili ticari ve ekonomik ilişkileri geliştirmek amacıyla hem resmi hem de özel sektör düzeyinde adımlar atıyor. Bunun bir sonucu olarak kısa süre öncesine kadar 16 milyar Dolar seviyesinde olan ikili ticaret 20 milyar Dolar’a ulaştı. Taraflar bu rakamın daha da yükseltilebileceği görüşünde ve bu doğrultuda çalışmalarını sürdürüyor.
2012 yılında Türk ve Amerikalı yetkililerin üzerinde durdukları en önemli konu, iki ülke arasındaki işbirliğinin sadece askeri ve siyasi alanla sınırlı kalmaması, buna ekonomi ve ticaretin de daha büyük oranda katılması şeklindeydi. Bu nedenle de geçtiğimiz yıl iki taraf arasında hem resmi hem de özel sektörün yakın çalışmasına tanık olundu. İlişkilerin güçlendirilmesine katkıda bulunmayı amaçlayan özel sektör kuruluşları arasında Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu (TUSKON) da vardı.
TUSKON’un Amerika Temsilcisi Hakan Taşcı, son dönemdeki, ikili ticari ilişkileri değerlendirirken şunları söylüyor:
“Son 3-4 yıllık trende baktığımızda, Amerika lehine ciddi bir dengesizlik vardı. Türkiye’nin ihracatında nispeten daha düşük oranlarda büyüme söz konusuydu. Bu oran Amerika için %35-40 düzeyinde iken Türkiye için %15’lerdeydi. Ama 2012 yılında bu trendin tersine döndüğünü görüyoruz. Türkiye’nin Amerika’ya ihracatı %22-23 düzeyinde artarak 6 milyar dolar civar seviyesine geldi. Amerika tarafında ise %13’lük bir düşüş gördük ve bu da, Aralık ayı rakamları dahil edilmediğinde 13 milyar dolar seviyesine geldi. Ama tabii hala çok ciddi bir açığımız var, ithal ettiğimizin iki katı kadar ihraç ediyoruz.”
Hakan Taşcı, bununla birlikte özellikle Türkiye’deki kur ayarlamalarıyla, doların Türk Lirası’na karşı değer kazanması üzerine ihracat artışı olduğunu, buna karşın Amerikan mallarının Türk tüketiciye pahalıya gelmesiyle ithalatta azalma görüldüğüne dikkati çekiyor.
Taşcı, genele bakıldığında ikili ticaretin potansiyelin çok altında olduğunu da vurguluyor: “1,4 trilyon dolarlık Amerikan ihracatının sadece 13 milyarı Türkiye’ye giriyor, yine 1,9 trilyon dolarlık Amerikan ithalatının yalnızca 6 milyarı Türkiye’den geliyor. Bu da var olan potansiyelin altında olduğumuzu gösteriyor.”
Taşcı, TUSKON olarak ikili ilişkileri geliştirmek için merkez odaklı bir strateji yerine eyaletleri hedef alan bir planı tercih ettiklerini ve Amerika’ya gelen heyetleri, faaliyet gösterdikleri sektörlerin yoğun olduğu eyaletlere yönlendirdiklerini de söylüyor. Bu çerçevede yaklaşık 23 heyet, yaklaşık 20 farklı eyalette incelemeler yaptı. Hakan Taşcı, bu şekilde hem alan yoklaması yaptıklarını, hem de Amerikalı şirketlerle temas kurabildiklerini söylüyor. Taşcı, Amerikan pazarında başarı kazanmış farklı ülke şirketlerinin stratejilerinin yakından incelenmesinin de ticaretin geliştirilmesinde faydalı olabileceğini vurguluyor.
Hakan Taşcı, Amerika’nın Türkiye’ye yatırımlar açısından ilgisinin artmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyor, son dönemde uluslararası alanda ilk 500 firmanın merkezlerini Türkiye’ye taşımasını ve tanınmış Türk markalarının Amerikalı şirketler tarafından satın alınmasını bu ilginin somut örnekleri olarak gösteriyor.
2012 yılında Türk ve Amerikalı yetkililerin üzerinde durdukları en önemli konu, iki ülke arasındaki işbirliğinin sadece askeri ve siyasi alanla sınırlı kalmaması, buna ekonomi ve ticaretin de daha büyük oranda katılması şeklindeydi. Bu nedenle de geçtiğimiz yıl iki taraf arasında hem resmi hem de özel sektörün yakın çalışmasına tanık olundu. İlişkilerin güçlendirilmesine katkıda bulunmayı amaçlayan özel sektör kuruluşları arasında Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu (TUSKON) da vardı.
TUSKON’un Amerika Temsilcisi Hakan Taşcı, son dönemdeki, ikili ticari ilişkileri değerlendirirken şunları söylüyor:
“Son 3-4 yıllık trende baktığımızda, Amerika lehine ciddi bir dengesizlik vardı. Türkiye’nin ihracatında nispeten daha düşük oranlarda büyüme söz konusuydu. Bu oran Amerika için %35-40 düzeyinde iken Türkiye için %15’lerdeydi. Ama 2012 yılında bu trendin tersine döndüğünü görüyoruz. Türkiye’nin Amerika’ya ihracatı %22-23 düzeyinde artarak 6 milyar dolar civar seviyesine geldi. Amerika tarafında ise %13’lük bir düşüş gördük ve bu da, Aralık ayı rakamları dahil edilmediğinde 13 milyar dolar seviyesine geldi. Ama tabii hala çok ciddi bir açığımız var, ithal ettiğimizin iki katı kadar ihraç ediyoruz.”
Hakan Taşcı, bununla birlikte özellikle Türkiye’deki kur ayarlamalarıyla, doların Türk Lirası’na karşı değer kazanması üzerine ihracat artışı olduğunu, buna karşın Amerikan mallarının Türk tüketiciye pahalıya gelmesiyle ithalatta azalma görüldüğüne dikkati çekiyor.
Taşcı, genele bakıldığında ikili ticaretin potansiyelin çok altında olduğunu da vurguluyor: “1,4 trilyon dolarlık Amerikan ihracatının sadece 13 milyarı Türkiye’ye giriyor, yine 1,9 trilyon dolarlık Amerikan ithalatının yalnızca 6 milyarı Türkiye’den geliyor. Bu da var olan potansiyelin altında olduğumuzu gösteriyor.”
Taşcı, TUSKON olarak ikili ilişkileri geliştirmek için merkez odaklı bir strateji yerine eyaletleri hedef alan bir planı tercih ettiklerini ve Amerika’ya gelen heyetleri, faaliyet gösterdikleri sektörlerin yoğun olduğu eyaletlere yönlendirdiklerini de söylüyor. Bu çerçevede yaklaşık 23 heyet, yaklaşık 20 farklı eyalette incelemeler yaptı. Hakan Taşcı, bu şekilde hem alan yoklaması yaptıklarını, hem de Amerikalı şirketlerle temas kurabildiklerini söylüyor. Taşcı, Amerikan pazarında başarı kazanmış farklı ülke şirketlerinin stratejilerinin yakından incelenmesinin de ticaretin geliştirilmesinde faydalı olabileceğini vurguluyor.
Hakan Taşcı, Amerika’nın Türkiye’ye yatırımlar açısından ilgisinin artmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyor, son dönemde uluslararası alanda ilk 500 firmanın merkezlerini Türkiye’ye taşımasını ve tanınmış Türk markalarının Amerikalı şirketler tarafından satın alınmasını bu ilginin somut örnekleri olarak gösteriyor.