Geçen hafta Yeni Zelanda’da meydana gelen ve çok sayıda kişinin ölümüne neden olan cami saldırıları göçmen karşıtı silahlı bir saldırgan tarafından düzenlendi. Peki Amerika’da durum ne? İstatistiklere göre Amerika’da aşırı sağcılar tarafından işlenen cinayetlerin sayısı arttı.
Hakaretle Mücadele Birliği Merkezi’nin (ADL) aşırılık raporunda yer alan verilere göre Amerika içinde aşırılık yanlıları geçen yıl en az 50 kişinin ölümüne neden oldu. 2017’de bu rakam 37’ydi. Son beş yılda aşırı görüşlerle bağlantılı cinayetlerin sayısında 1970’ten bu yana gelen beş yıllık dönemlere oranla büyük artış görüldü.
Aşırılık Merkezi araştırmacılarından Mark Pitcavage geçen yıl işlenen cinayetlerin sorumlularının tamamının en az bir sağcı hareketle bağlantısı olduğunu söylüyor.
Pitcavage’a göre bu cinayetlerin büyük bölümü beyaz ırkın üstünlüğünü savunanlar tarafından, az sayıdaki bir bölümüyse hükümet karşıtı aşırıcılar ve kendilerini “gönülsüz bekarlar” olarak tanımlayan kadın düşmanları tarafından işlendi.
Geçen Ekim ayında Pittsburgh’da bir sinagoga beyaz ırkın üstünlüğünü savunan Robert Bowers tarafından düzenlenen ve 11 Yahudi’nin ölümüne neden olan katliam gibi bazı olaylar basında yer alırken birçok olay çok az dikkat çekti.
Sinagogda meydana gelen katliamdan yalnızca iki ay önce beyaz ırkın üstünlüğüne inanan Joden Rocco, Pittsburg’da bir barın önünde 24 yaşında bir siyahı bıçakladı. Cinayetten önce yayınladığı Instagram videosunda Rocco barlardan atılmadan önce Afrika kökenli Amerikalılar’a kaç tane hakaret sıralayabileceğini görmek istediğini söylemişti.
Pitcavage ‘‘Her yıl bir ya da bazen iki kişinin öldüğü bunun gibi bir dizi olay oluyordu ama kitlesel ölümler olmuyordu, ya da çok dikkat çekmiyordu’’ diyor.
2018’de gündeme taşınmayan diğer saldırılar
- 2018’in Ocak ayında Samuel Woodward Yahudi üniversite öğrencisi Blaze Bernstein’i bıçaklayarak öldürdü. Yetkililer daha sonra Woodward’ın telefonunda eşcinsel düşmanı ve neo nazi yanlısı malzemeler ele geçirdi. Bunlar arasında Atomwaffen adlı şiddet yanlısı nefret grubuyla ilgili malzeme de vardı.
- Ekim ayında Kentucky eyaletinin Louisville kentinden 51 yaşındaki işsiz beyaz Gregory Bush, 67 ve 69 yaşlarında iki Afrika kökenli Amerikalı’yı süpermarkette öldürdü.
- Kasım’da internette cinsiyetçi ve ırkçı videolar yayınlayan Scott Paul Beierle, Florida eyaletinin Tallahassee kentinde bir yoga stüdyosunda iki kadını öldürdü, dört kadını yaraladı.
ADL’nin yanısıra başka kuruluşlar da aşırıcılarla bağlantılı cinayetlerin geçen yıl arttığını belirtiyor. San Bernardino’daki California Eyalet Üniversitesi Nefret ve Aşırılık Çalışmaları Merkezi2018’de 17’si beyaz ırkın üstünlüğünü savunanlar tarafından olmak üzere 22 ideolojik nedenli cinayeti kayıtlarına geçirdi. Kuruluş, önceki yıl beyaz ırkın üstünlüğünü savunanlar tarafından 15 cinayet işlendiğini kayıtlara almıştı.
Güney İhtiyaç Hukuk Merkezi (SPLC) de nefret gruplarının faaliyetlerini izliyor. Merkez, ABD ve Kanada’da en az 40 kişinin aşırı sağcı ideolojilerden beslenen kişiler tarafınan öldürüldüğünü açıkladı.
Merkezin proje yöneticisi Heidi Beirich, beyaz ırkın üstünlüğünden ve bu tür aşırıcılıktan etkilenenlerin şiddet eylemine daha çok eğilimli olduklarını gözlemlediklerini söylüyor.
Son olarak Başkan Donald Trump, Yeni Zelanda’da ırkçı Brenton Tarrant tarafından düzenlenen ve iki camide 50 kişinin ölümüne neden olan saldırının ardından beyaz ırkın üstünlüğünü savunanların büyüyen bir sorun olmadığını düşündüğünü söylemişti.
Ancak SPLC, beyaz ırkçılığın yükselişte olduğunu söylüyor. Alabama’daki kuruluş, ABD’de nefret gruplarının sayısının geçen yıl 1.020’ye çıkarak rekor bir yükseliş kaydettiğini açıkladı. Yükselişe hem beyaz hem de siyah ırkçı grupların sayısının artmasının neden olduğu sanılıyor.
Beyaz ırkın üstünlüğünü savunanların tamamı şiddet yanlısı değil. Ancak beyaz ırkçılık adına şiddet eylemleri yapanlar, batı ülkelerine göç edenlerin ‘beyaz soykırımın’ tohumlarını attığına inanıyor.
Beirich, ‘‘Yeni Zelanda’da o kadar çok kişiyi trajik şekilde öldüren adama baktığınızda beyazların kendi ülkelerinden yerlerinden edildiğini söyleyip durduğunu görüyorsunuz’’ dedi.
Beirich’e göre demografik sorunlar şiddeti tetiklerken sorun yakın zamanda çözülecek gibi görünmüyor.
