Washington yakınlarındaki Sistas gıda bankasına yardım almak için başvuran ailelerin sayısı son birkaç yıldır süraekli artıyor. Gıda bankasının kurucusu Wessita McKinley’e göre ekonomik durgunluğun 2009‘da sona erdiğine inanmak çok zor:
“Ekonomik iyileşmeden kimler yararlanıyor bilmiyorum çünkü ben çoğu ailenin durumunun iyiye gitmediğini görüyorum.”
Ekonomik gerileme derinleştikçe işsizlik oranı da artmıştı. İşsizlik oranı, en yüksek seviyeye çıktığı 2010 yılından bu yana düşüyor.
Tarım Bakanlığı verilerine göre ekonomik gerilemeyle birlikte yetersiz beslenme oranı da arttı. Ancak işsizlik oranı düşmeye başlasa da birçok aile yeterli yiyecek satın alamıyor:
“Çalışmama rağmen zorluk çekiyorum. Çalışıp çalışmamanız farketmiyor. Her iki durumda da geçinecek paranız çok sınırlı.”
Grace Davis, uyuşturucu bağımlılarının çocukları için oluşturulan bir program kapsamında öğretmenlik yapıyor.
Davis’in aldığı maaş, ailesini geçindirmeye yetmiyor. Bu nedenle Sistas gıda deposundan yardım alıyor:
“Başka nereye başvuracağımı bilmiyordum. Soframıza yeterince yemek koyamadığımız günler yaşadık. Önemli olan oğlumun iyi beslenmesi. Ben yemesem de olur.”
Gıda fiyatlarının son yıllarda artarken maaşlar aynı oranda yükselmedi.
Sarah Auth, maaşının faturalarını ödemeye yetmediğini söylüyor:
“Elektrik faturası, otomobil taksidi, benzin parası derken mutfak alışverişine ayıracak param kalmıyor. Kalsa bile sağlıklı beslenmek çok zor çünkü sağlıklı gıdalar çok pahalı.”
Birçok gıda bankası taze sebze, meyve ve et gibi sağlıklı gıdalar dağıtıyor. Washington’daki gıda bankalarından birinin başkanı olan Nancy Roman’a göre sağlıklı gıdaya erişimi olmayanlar, besleyici değeri çok düşük olan ya da hiç olmayan gıdalarla karın doyuruyor:
“Beslenme tercihinin sağlık üzerinde doğrudan etkisi olduğunu artık çok daha iyi biliyoruz.”
Nancy Roman, sağlıklı beslenmeyi teşvik ederek kendilerine başvuranlar arasında şeker ve kalp hastalığı riskini azaltmaya çalıştıklarını söylüyor.
Wessita McKinley, sağlıklı gıda sunma mutluluğu yaşasa da bu kadar çok muhtaç aile olduğunu görmek onu üzüyor:
“Amerika dünyanın en zengin ülkesi. Bir süpergüç. Başka ülkelerdeki birçok kişi lüks arabalarımızı, kocaman evlerimizi görüyor. Peki neden sokaklarda hala çok sayıda insanımız aç geziyor?”
McKinley daha birçok ailenin yardım almak için sırada beklediğini söylüyor.