EB-5 Vize programı 1992 yılında Amerika’da ekonomiyi canlandırmak amacıyla başlamıştı. Program, yabancılara, yeni bir girişime 1 milyon dolar koymaları ve 10 kişiye istihdam yaratmaları durumunda ülkede oturma ve çalışma izni sağlıyor.
Yatırımcılar, paralarını kırsal bir yere ya da çok iş kaybı yaşayan bir bölgeye yaparsa, bu rakam 500 bin dolara düşüyor.
Bu projeler arasında New York’taki Barclay’s Center, Washington’da Southwest Waterfront’un yanı sıra birçok otel inşaatı da bulunuyor.
EB-5’e katılan yatırımcılar 2 yıl boyunca oturma izni kazandıktan sonra kalıcı oturma ve çalışma iznine başvurabiliyor. Amerika’nın her yıl verdiği 140 bin çalışma vizesinin 10 bininin EB-5 olmasına izin veriliyor.
Program son senelerde büyük rağbet görüyor. 2008’de 642 olan ilk aşama kabule ulaşan başvuru sayısı 2015’te 8 bin 756’ya yükseldi. En çok başvuru Çin’den geliyor. Çin’den yalnızca 8 bin 156 başvuru geçen yıl kabul edildi. Toplam 71 ülkeden gelen başvurularda, yalnızca Vietnam, Tayvan, Güney Kore ve Hindistan 100’den fazla yatırımcıyla temsil edildi.
Ancak programın bu kadar genişlemesi iki tarafta da yolsuzluk olabileceği kuşkusu yarattı.
ABD Sayıştayı, yabancı yatırımcıların para kaynaklarıyla ilgili kuşkular ortaya koyan bir rapor yayınladı. Raporda, gelen yatırımı kabul eden şirketlerle ilgili kuşkulara yer verildi. Yatırımcıların, yaşama hakkı kazanmak istemeleri nedeniyle yatırım öncesi gerekli özenin gösterilmeyebileceği belirtildi.
ABD Menkul Değerler ve Döviz Komisyonu (SEC), Q Resorts şirketinin sahibi Ariel Quiros ve Jay Peak şirketinin yöneticisi William Stenger aleyhine dava açtı.
İddianamede Quiros ve Stenger’ın yabancı yatırımcılardan gelen 350 milyon doların 200 milyondan fazlasını hatalı biçimde kullandıkları, 70 ülkeden 700 kişiye, yüzde 2 ile 6 arası gelir elde edeceklerinin söylendiği belirtiliyor. Davada, yatırımcılara bilgilerin hatalı ya da eksik aktarıldığı ve sanıkların milyonlarca doları kendilerine harcadığı iddia ediliyor.
İddialara göre en son bir projede sanıklar, yatırımcılardan 110 milyon dolarlık bir biyomedikal araştırma merkezi için para toplamış, ancak bu da dolandırma amaçlıymış.
İki sanık bir otel projesi için de 98 milyon dolar toplamak için son aylarda Dubai, İstanbul, Hong Kong, Singapur ve Güney Amerika’yı ziyaret etmiş.
Yatırımcılar, projelerin asla başlamaması durumunda istihdam yaratılmadığı için oturma izinlerinin ortadan kalkmasından endişeli.
Davanın açıldığı günün ertesinde mahkeme, Michael Goldberg’ü davaya konu olan 15 şirket için kayyım olarak atadı. Goldberg, iki hafta sonra sorunlu mali durumu ayrıntısıyla mahkemeye aktardı. Otellerin karlılığı ve inşaatı bitirmek için gerekli kaynağın olmadığını bildirdi. Kayyım ayrıca, kayak merkezlerinin kayak mevsimi dışında para kazanmakta yaşadığı zorluklara da dikkat çekti.
Ancak Goldberg, çarşamba günü daha olumlu bir değerlendirme yaptı ve her şeyin yolunda olduğunu ifade etti. Kayyım, Jay Peak tesislerini açık tutabilmek için gerekli kaynağı bulabildiğini, otelin de sonbaharda açılabileceğini söyledi.
Goldberg, “Kışın kar yağması için dua ediyoruz” diyor.
Brezilya’dan kırsal Stowe kentine taşınan Felipe Vieira da aynı vizeyle Amerika’ya gelmiş.
Ancak o da 500 bin doları verdikten sonra, iki kayak merkezinin inşasına giden parasıyla ilgili endişeye kapılmış. Bir otel ve biyomedikal araştırma merkeziyle ilgili dava sürüyor.
Vieira herkesin müthiş bir korkuya kapıldığını söyledi.
Vieira, eyaletin valisinin ve bazı diğer yetkililerin, merkezlerin parlak bir geleceğe sahip olduğu yönünde teminat verdikleri bir toplantıya katılmış. Ancak, mahkemenin işletmelere kayyım ataması ve mali durumun parlak olmadığını söylemesi endişe yaratıyor.