Washington’da uzmanlar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmasının ardından önümüzdeki beş yılda Türk-Amerikan ilişkilerinin nasıl bir seyir izleyeceğini merakla bekliyor. İlişkiler son on yılda inişli-çıkışlı bir seyir izlediği için kesin konuşmak istemeyen uzmanlar Ortadoğu’da yaşanan sorunların, iki müttefiki yeniden yakınlaşmaya zorlayacağı görüşünde. Bunlardan biri de Amerikan Üniversitesi Ortadoğu Tarihi uzmanı Lübnan asıllı Profesör Edmond Ghareeb. Profesör Ghareeb Alparslan Esmer’in sorularını yanıtladı:
VOA:“Sayın profesör hoşgeldiniz. Başbakan Erdoğan bir süre önce Türkiye’nin 12’inci Cumhurbaşkanı seçildi. Partisi 2002 yılından bu yana arka arkaya Türkiye’de dokuz seçim kazandı. Sizce bu ne ifade ediyor?”
Profesör Edmond Ghareeb: “Öncelikle çok sayıda Türk, Başbakan Erdoğan’ı ekonomik kalkınma sağlayan bir lider olarak görüyor. İkincisi de geçmişte Türk siyasi hayatında uzun süre dışlanan kişi ve gruplara umut verdi. En önemlisi, Türkiye’nin daha muhafazakar, gelenekçi, dindar, belki de Sünni nüfusuna hitap eden bir lider. Bu saydığım unsurlardan ayrı olarak, yolsuzluğun göreceli olarak az olduğunu söyleyebilirim. Belki son yolsuzluk iddiaları hala kapanmış değil, ama önceki hükümetlere oranla daha az yolsuzluk oldu. Az gelirli nüfusu kalkındıran daha verimli bir sistem kuruldu. Ancak bunun yanında bazı sorunlar da var. Erdoğan uzun bir süre kutuplaştırıcı bir lider olarak görüldü ve öyle devam edecek görünüyor. Türk toplumu içinde derin ayrılıklar var. Toplum ikiye bölünmüş durumda. Bir taraf kendini daha laik, daha Avrupalı, diğer taraf daha dindar ve Ortadoğulu hissediyor. Bu da sorunun devamına yol açabilir. Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı döneminde bu sorunlara nasıl eğildiğini göreceğiz. Kendisi, daha otoriterleştiği yönünde eleştirilere hedef oldu. Daha fazla yetki ve kontrol istiyor. Bu da sorunlara yol açabilir. Basın ve muhalefete yaklaşımı, imajını etkiliyor. Bununla birlikte Erdoğan, başbakanlığı döneminde Kürtler’e yönelik açılımlar başlattı, yıllardır süren derinleşmiş bir sorunu çözmeye çalıştı. Önümüzdeki dönemde Kürtler’in beklentilerinin ne denli karşılandığını göreceğiz. Hükümet, Kürt siyasetçiler ve ayrıca PKK, kendi yandaşlarının desteklerini korumak için siyasi manevralar yapıyor. Temel sorunlara nasıl eğildiklerini zamanla göreceğiz. Ama bunun, herkesin düşündüğü kadar kolay olmayacağı belli.”
VOA: “Evet önümüzdeki beş yılda bunu göreceğiz. Bununla birlikte Erdoğan’ın muhafazakar kimliği, cumhurbaşkanlığı döneminde dış politikayı nasıl etkileyebilir?”
Edmond Ghareeb: “Bu bence çok önemli. Çünkü Türkiye geçmişte komşularıyla sorunlar yaşadı. Partisi tüm komşularla ilişkileri geliştirmeyi amaçlayan bir dış politika anlayışıyla geldi. Bu dış politika anlayışı bir nebze sonuç verdi. Türkiye’nin komşularıyla sorunu, hepsiyle olmasa da düzelme gösterdi. Ancak özellikle Suriye ve Irak politikalarında sorunlar gördük. Cumhurbaşkanlığı döneminde daha ılımlı politikalar izleyebilir. Erdoğan ayrıca ne kadar ısrarcı olduğunu da gösterdi. Geçmişte komşularına karşı izlediği Neo-Osmanlıcı politikaları devam ettirip ettirmeyeceğini bilmiyorum. Öyle olması durumunda Türkiye hem bölgesel, hem de uluslararası anlamda kendini yalnızlaştırabilir. Türkiye bölgeye katkıda bulunabilecek çok sayıda kaynağa sahip. İzleyeceği politikalar da ona göre farklı sonuçlar verecektir.”
VOA: “Türk hükümeti bölgedeki radikal gruplara karşı tavrını sertleştirme eğilimi gösteriyor. Bu konuda ne söyleyebilirsiniz?”
Edmond Ghareeb: “Türkiye’nin bu grupların topraklarından geçmesine izin verdiği yönünde eleştiriler aldığını gördük. Bu geçişler denetlenmedi. Ayrıca bu örgütlerde savaşan çok sayıda Türk vatandaşı var. Hatta Türk yetkililer, IŞİD savaşçıların yüzde 10’unun kendi vatandaşları olabileceğini söylüyor. Belki bu rakam fazla bile olabilir. Türkiye bu noktada sorumluluk almadı diye düşünenler var, ama Türk yetkililer buna katılmıyor. Ancak son dönemde, bölgedeki diğer devletler gibi Türkiye de, büyüyen sorunun, IŞİD tehdidinin farkına varmış durumda. Tahmin ediyorum, bundan sonra Türkiye’nin daha farklı bir politika, daha sert bir yaklaşım izlediğini göreceğiz.”
VOA: “Amerika’yla ilişkilere gelirsek, Başbakan Erdoğan bir süre önce kendisi de, Başkan Obama’yla eskisi gibi kişisel düzeyde iletişim kurmadığını söyledi. Şimdi Suriye ve Irak konularında işbirliği olasılığının güçlendiği bugünlerde, Cumhurbaşkanlığı döneminde iki lider arasında daha yakın ilişki bekleyebilir miyiz?”
Edmond Ghareeb: “Bu çok önemli bir konu. Başkan Obama uzun süre Türkiye’yi bölge için bir model olarak gördü. Ancak ilişkilerde bir dizi sorun çıktı. Başkan Obama Başbakan Erdoğan’la, diğer liderlerden daha sık konuşuyordu. Düzenli aralıklarla görüşüyorlardı. Durum bir şekilde değişti. İletişim azaldı. Bu da tarafların birbirlerine yönelik tavrından etkilendi. Türkiye Amerika’nın önemli bir müttefiki, bir NATO üyesi ve önemli bir ülke. Ayrıca Türkiye’nin de bir müttefik ve dost olarak Amerika’ya ihtiyacı var. Taraflar, birbirlerinin politika ve yaklaşımlarıyla ilgili anlayış geliştirmeli. Eğer iki lider arasında yeniden bir yakınlaşma olacaksa, birbirlerine karşı yaklaşımlarını değiştirmeleri gerekiyor.”