Erişilebilirlik

ABD-Türkiye İş Konseyi: ‘Endişeliyiz’


ABD-Türkiye İş Konseyi: ‘Endişeliyiz’
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:06:31 0:00

Türkiye ve Amerika arasında tırmanan kriz, ilişkilerin siyasi boyutunun yanısıra ekonomik boyutuna da darbe vuruyor. İki ülke yetkilileri, geleneksel olarak siyasi ve askeri ilişkilerin hep gerisinde kalan ekonomik bağların da güçlendirilmesi için son dönemde ciddi çaba ortaya koyuyordu. Ancak son gelişmeler, Amerika’nın Türkiye’ye yönelik yaptırımları, karşılıklı gümrük tarifelerinin arttırılması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerikan elektronik ürünlerine boykot çağrısı, ekonomik ilişkilerin geleceğine yönelik kaygıları pekiştirdi. Amerikan iş dünyası da durumun geldiği noktadan endişeli. Yaklaşık 3 milyon Amerikan şirketini temsil eden Amerika Ticaret Odası bünyesinde yer alan ABD-Türkiye İş Konseyi’nin Direktörü Jennifer Miel’le bu konuyu konuştuk.

“Derin endişeliyiz”

Miel, Amerikan iş dünyası olarak Türkiye’yle Amerika arasındaki son yaşananlardan derin endişe duyduklarını söyledi. Miel, Türkiye’nin hem Amerikan ekonomisi hem de küresel ekonomi açısından önemli bir ülke olduğunu vurguladı; iki tarafa da diyalog çağrısı yaptı. Miel şöyle konuştu:

“ABD Ticaret Odası ve ABD-Türkiye İş Konseyi olarak son gelişmelerden çok ciddi kaygı duyuyoruz. Türkiye, çok sayıda Amerikan şirketi için çok hızlı büyüyen bir yükselen pazar. Türkiye küresel tedarik zincirinin bir parçası olarak Amerikan istihdamını ve ihracatını etkiliyor. Türkiye, Amerikan tedarik zincirine de tümüyle entegre durumda. Dolayısıyla Türkiye’nin hem ABD ekonomisi hem de küresel ekonomi açısından önemini vurgulamak istiyoruz. Aynı şekilde, boykot, ek gümrük vergisi ve yaptırımlar gibi tek taraflı adımlardan da endişeliyiz. Bu konularda ilerleme sayılabilecek herhangi bir adım ya da işaret görmedik, o yüzden de iş dünyası olarak bu yaşanan durumun Amerika’nın iş çıkarlarına ve uzun vadede iki ülkenin ekonomik ilişkisine zarar verici olduğu mesajını vermeyi gerekli görüyoruz.”

Ek gümrük vergileri ticareti nasıl etkiler?

Miel’e Türkiye ve Amerika’nın karşılıklı uygulamaya soktuğu yeni gümrük tarifelerinin olumsuz etkilerini ve bu etkilere karşı nasıl tedbirler alınabileceğini sorduk. Miel şu değerlendirmelerde bulundu:

“Biraz geriye dönüp şu anda ticaret ilişkilerimizin ne noktada olduğuna bakarsak; bu yılın ortası itibariyle ABD ve Türkiye arasındaki ticaret hacmi 10 milyar dolar civarında. Yani 12 milyar dolar civarındaki ticaret hacmi rekorunu kırma yolunda ilerleme sağlanıyordu. Ancak Amerika’nın getirdiği ek tarifeler muhtemelen bazı ürünlerin satışını düşürecektir. Bu atılan adımlara karşı bazı çevrelerden meydan okumalar, hukuki girişimler oldu; biz de ABD Ticaret Odası olarak Amerikalı çiftçilere, sanayicilere ve tedarik zincirlerine yönelik olumsuz etkileri belgeliyoruz. Bu çabaları devam ettireceğiz ve Amerikan yönetiminin bu endişelere kulak vereceğini umuyoruz. Türkiye’nin ABD’ye uygulamaya başladığı tarifelere gelince de; her iki hükümetin bir anlayış birliğine varmak için siyasi bir çözüm ve diyalog sürecine girmesiyle iki ülkenin de iş çıkarlarına zarar veren bu ticari tedbirlerin bir kısmının geri çekilebileceğini düşünüyoruz.”

Miel, Türkiye’deki lira krizinin özellikle yükselen ekonomilere sıçraması ve bunun küresel piyasalara olası etkileri hakkındaki endişelere işaret etti; Hindistan, Endonezya, Güney Afrika ve Rusya gibi ülkelerde de benzer gidişatın yaşandığına dikkati çekti.

Jennifer Miel, “Türkiye’de yerleşik Amerikan şirketleri ve Amerikan şirketleriyle iş yapan Türk şirketleri açısından bakarsak, lira değer kaybettikçe ABD ürünleri daha pahalı hale geliyor ve kar marjları azalıyor. Dolayısıyla Türk tüketicilerin Amerikan ürünlerini satın alması çok daha zor hale geliyor” diye konuştu.

“Amerikalı yatırımcıların Türkiye’ye ilgisi sürüyor ancak reformlara hız verilmeli”

Miel, 2016’daki darbe girişiminden bugüne kadar geçen sürede Amerika’dan Türkiye’ye doğrudan yabancı yatırımlarda hafif düşüş görülse de Amerikan tarafının Türkiye piyasasına ilgisinin sürdüğünü aktardı, ancak bir de uyarıda bulundu.

“Bu, makro iklimi istikrarlı hale getirmek ve bu tür yatırımları kolaylaştıracak bir siyasi çerçeveye yatırım yapmakla alakalı bir mesele. Şirketler hala Türkiye’de. 60 ya da daha fazla Amerikan şirketi İstanbul’u küresel merkezleri olarak kullanıyor. Türkiye’de halen 1800 Amerikan şirketi ya da Amerikan sermayesine sahip şirket var. Bunların birçoğu, katma değere sahip imalat projeleri yürütüyorlar ya da Türkiye’yi bölgedeki imalat merkezlerinden biri olarak kullanıyorlar. Daha fazla sayıda şirket dijital hizmetler, küresel araştırma ve kalkınma ve küresel tedarik zincirleri için Türkiye’yi merkez olarak görmek istiyor. Dolayısıyla reformların sayısı arttıkça doğrudan yabancı yatırımlarda da artış göreceğiz.”

Yabancı yatırımcıların Albayrak’la ilgili ilk izlenimleri neler?

Miel, Türkiye’nin Batı’ya, özellikle Avrupa’ya ekonomik ilgisini kaybettiği ve yönünü başka tarafa çevirdiği yönünde bir endişe taşımadıklarını belirterek, Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya gereği tüm bu ülkelerle tarihsel bağlarının bulunduğuna işaret etti. Miel, Almanya, Fransa, Katar gibi ülkelerin Ankara’ya verdikleri desteğin, Türkiye’nin dünya ekonomisi için öneminden kaynaklandığı görüşünü dile getirdi. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yabancı yatırımcılarla toplantısına Amerika Ticaret Odası’ndan da geniş katılım olduğunu ifade eden Jennifer Miel, Amerikalı yatırım çevrelerinin Bakan Albayrak’la ilgili izlenimlerini şöyle değerlendirdi:

“Tele-konferans toplantısına 6 bin civarında yatırımcı katıldı ve birçoğu Amerika’dandı. İşletmelerimizin ve şirketlerimizin birçoğuyla yaptığımız görüşmelere dayanarak şunu söyleyebilirim; Albayrak’ın Türkiye’nin ekonomisinde ve mali dengelerinde taşıdığı sıkıntıları iyi anladığından eminler. Türkiye’nin sermaye üzerinde herhangi türden bir kontrol uygulama arayışı içinde olmadığı mesajını vermesinden ve mali disipline bağlılık sözü ortaya koymasından moral buldular. Orta vadeli ekonomik plan ve Türkiye’nin gelecek süreçteki zorluklarla nasıl başa çıkacağı hakkında daha fazla ayrıntı duymak istiyorlar.”

Miel, Amerika Ticaret Temsilciliği’nin, bazı Türk ürünlerine Amerikan pazarına gümrüksüz erişim imkanı sağlayan Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi’ne (GSP) Türkiye’nin katılımını gözden geçirme kararını da şöyle yorumladı:

“GSP hem Amerikan hem Türk şirketleri açısından çok önemli. Piyasalara erişim bakımından kritik önemde ve Türk şirketlerine Amerikan pazarına erişim çabasında ekonomik fırsatlar sağlıyor. Gözden geçirme sürecini Amerikan iş camiası çok yakından takip ediyor çünkü bizim de Türkiye’de piyasaya erişim konusunda endişelerimiz var. Amerikan şirketleri Türkiye piyasasına daha fazla erişim istiyor ve GSP sistemiyle biz bunu sağlamazsak Amerikan şirketleri de ilave risklerle karşı karşıya kalabilir.”

“Alternatif gösterilen Türk ürünleri de Amerikan teknolojisini kullanıyor”

Miel’e Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerikan elektronik ürünlerine boykot çağrısı hakkındaki düşüncesini de sorduk. Miel, bu çağrıdan endişe duyduğunu söyledi ancak alternatif olarak gösterilen Türk ürünlerinin de aslında Amerikan teknolojisini kullanan ürünler olduğuna dikkati çekti ve bu durumun Türkiye’nin küresel ekonomiye çok entegre olmasından kaynaklandığını söyledi.

Miel, Amerika’da Türkiye’yi F-35 savaş uçakları programından çıkarma girişimlerine yönelik bir soru üzerine de, böyle bir adımın sadece Türkiye’yi değil tüm F-35 programını etkileyeceği ve ilişkilere büyük zarar vereceği uyarısında bulundu.

XS
SM
MD
LG