Amerika, Venezuela üzerinden yolsuzluk ve uyuşturucu kaçakçılığı iddialarını soruşturma ve açılan davalarla uzun süredir takipte. ABD’de aralarında Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ve ona yakın 14 üst düzey yetkili hakkında uyuşturucu kaçakçılığı ve yolsuzluk soruşturması bulunuyor. İddialarda Venezuelalı bakan El Aissami ve Maduro’ya yakın işadamı Alex Saab’ın adı öne çıkıyor.
ABD Adalet Bakanlığı ve bakanlığa bağlı Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi (DEA) Venezuelalı yetkililerin karıştığı iddia edilen uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetleriyle ilgili takibini son 2 yıl içinde soruşturmalar ve hazırlanan iddianamelerle somutlaştırdı.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ve ona yakın 14 yetkilinin narko-terör, yolsuzluk ve uyuşturucu kaçakçılığı iddialarıyla suçlandığı soruşturmanın ayrıntılarını geçen yıl Mart ayında dönemin Adalet Bakanı William Barr açıklamıştı.
Barr, “20 yılı aşkın süredir Maduro ve Maduro’ya yakın üst düzey kişiler iddiaya göre FARC ile işbirliği yaparak, tonlarca kokainin Amerika’ya girmesine ve toplumu mahvetmesine yol açtı. Bugün yaptığımız açıklama, hükümetin en üst seviyesindekileri zenginleştirme üzerine kurulu bir sistem olan Venezuela hükümeti içindeki yaygın yolsuzluğun kökünün kazınmasına yöneliktir. ABD bu yozlaşmış Venezuelalı yetkililerin Güney Amerika’daki yasadışı gelirlerini transfer etmek üzere Amerikan bankacılık sistemini kullanmasına izin vermeyecek” diye konuşmuştu.
İddianamelerden biri, İran’a yönelik yaptırımların delinmesi davası olarak anılan Rıza Sarraf soruşturmasına da bakan New York Güney Bölgesi Savcılığı tarafından hazırlanmıştı.
New York Güney Bölgesi Savcısı Geoffrey Berman, DEA’in internet sayfasında yer alan bilgilere göre, “Uyuşturucu kaçakçılığının kapsamı ve büyüklüğü Maduro ve diğerlerinin Venezuela’nın kurumlarını yozlaştırması ve suçlamalarda belirtilen narko-terör suçlarına siyasi ve askeri koruma sağlamasıyla mümkün kılınmıştır. Maduro kasten kokaini bir silah olarak kullanmıştır. Sanıklar Venezuela halkına ihanet ederek ceplerini uyuşturucu parasıyla doldurmak amacıyla Venezuela kurumlarını yolsuz hale getirmiştir” demişti.
ABD Venezuelalı Bakan El Aissami'yi uyuşturucu kaçakçılığıyla suçluyor
DEA’in resmi internet sitesinde geçtiğimiz yıl yayınlanan açıklamalara göre, soruşturmada öne çıkan isimlerden biri, Venezuela’nın ekonomiden sorumlu eski devlet başkanı yardımcısı Tarık El Aissami Meddah.
1974 doğumlu El Aissami Venezuela’da farklı görevlerde bulunmuş etkili bir isim. 2018’de Nicolas Maduro tarafından Venezuela Sanayi ve Ulusal İmalat Bakanlığı görevine getirilen El Aissami 2020’den bu yana Petrol Bakanı. Hatta ABD tarafından uyuşturucu kaçakçıları listesine alınmasından sonra bu göreve getirildi.
El-Aissami, 2008-2012 yıllar arasında İçişleri ve Adalet bakanlığı yaptı. 2012-2017 arasında da Venezuela’nın Aragua eyaletinin valisiydi. 2017-2018’de ekonomiden sorumlu devlet başkanı yardımcısıydı.
El Aissami için 10 milyon dolar ödül
Yolsuzluk, kara para aklama ve uyuşturucu kaçakçılığı iddialarıyla suçlanan El Aissami, 2019’da ABD İç Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Birimi’nin (ICE) en çok arananlar listesine alındı. ICE’ın resmi internet sitesine bakıldığında El Aissami’nin hala bu listede olduğu görülüyor.
Forbes dergisinin 2017 yılına ait bir haberinde, Lübnan-Suriye kökenli olduğu belirtilen El Aissami’nin İran'ın desteklediği Lübnan Hizbullahı’yla bağlantılı olduğu ve bu kişinin DEA, FBI ve diğer istihbarat daireleri tarafından yakından takip edildiği belirtiliyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı Narkotik Ödüller Birimi, Venezuelalı Tarık Zeydan El Aissami Meddah’ın yakalanması ya da suçlanmasıyla sonuçlanacak bilgi paylaşılması karşılığında 10 milyon dolar ödül koymuş durumda.
“Limanlar üzerinden uyuşturucu rotası”
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Narkotik Ödül Programı’nın internet sayfasında, El Aissami’nin “Venezuela’dan uyuşturucu sevkiyatında kolaylaştırıcı rol oynadığı, Venezuela’daki bir hava üssünden kalkan uçaklar ve Venezuela’daki limanlar üzerinden uyuşturucu rotasının onun kontrolunda olduğu" belirtiliyor.
ABD Maliye Bakanlığı’na bağlı Yabancı Varlıkların Kontrolu Ofisi’nin (OFAC) 13 Şubat 2017 tarihinde El Aissami’yi Kingpin Yasası adı verilen yasa kapsamında uluslararası uyuşturucu kaçakçılığında önemli rol oynadığı gerekçesiyle narkotik kaçakçısı listesine aldığı da görülüyor. El Aissami iş ortağı Samark Lopez Bello ile birlikte ABD Maliye Bakanlığı’nın yaptırım listesinde.
ABD’de 1999 yılından bu yana yürürlükte olan Kingpin Yasası, yabancı uyuşturucu kaçakçılarının ve onlarla bağlantılı şirketlerin ve çalışanların ABD mali sistemine erişememesini ve kaçakçılarla ABD’li şirket ve şahıslar arasında tüm ticari işlemlerin yasaklanmasını amaçlıyor.
DEA, El Aissami’yi de kapsayan soruşturmada hangi noktaya gelindiği ya da yeni bir gelişme olup olmadığı konusunda VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlamadı.
Venezuela-Türkiye altın ticareti de gündem olmuştu
ABD’li yetkililer bundan 2 yıl önce, Venezuela’nın Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri ile yaptığı altın ticaretini de mercek altına almıştı.
Bu çabalar bir önceki Başkan Donald Trump döneminde hız kazandı. 2018 ve 2019 yıllarında, Venezuela ve Türkiye arasındaki altın ticareti takip edilmiş, Maduro rejimiyle iş yapan ülke ya da şirketlerin ABD yaptırımlarını ihlal ettikleri gerekçesiyle dolaylı yaptırımların hedefi olup olmayacağı sorusu gündeme gelmişti.
O dönem ABD Dışişleri Bakanlığı’nın İran ve Venezuela özel temsilcisi olan Elliot Abrams 2019 yılında yaptığı açıklamalarda, Türkiye’yi Maduro rejimiyle yaptığı altın ticareti konusunda uyardıklarını, Ankara’dan istedikleri düzeyde işbirliği görmediklerini söylemişti.
Bu açıklamadan birkaç ay sonra ABD Maliye Bakanlığı’na bağlı Yabancı Varlıkların Kontrolu Ofisi (OFAC) Venezuela altınının Türkiye’de satışıyla ilgili olarak İstanbul’daki Mulberry Proje Yatırım Şirketi'ni yaptırım listesine aldığını açıkladı.
Türkiye o dönemde ABD’li yetkililerden gelen bu açıklamalara, "Türkiye Venezuela ile ticaretini uluslararası ticaret kurallarına uygun ve şeffaf şekilde yürütmektedir" diyerek karşı çıkmıştı.
El Aissami’nin özel jetle Türkiye’ye gittiği iddia edilmişti
8 Mart 2019 tarihinde, New York Güney Bölgesi Savcısı Geoffrey Berman’ın ve ABD İç Güvenlik Bakanlığı’nın New York Saha Ofisi’nde görevli özel ajan Angel Melendez’in açıkladığı iddianamede, El Aissami’nin ABD’nin Florida eyaletinde bulunan American Charter Services adlı şirket üzerinden özel jet ayarladığı ve yasaları ihlal ettiği belirtildi.
El Aissami ve iş ortağı Lopez Bello’nun aldıkları bu özel jet hizmeti için Venezuela’da zaman zaman aracılar üzerinden yüklü nakit ödeme yaptığı kaydediliyor.
2019 yılında açılan soruşturmadan sorumlu özel ajan Melendez, El Aissami’nin Rusya ve Türkiye’ye de gidip geldiğini söyleyerek şu ifadeleri kullanmıştı:
“İktidardaki makam ve mevkisini iş ortağı Samark Lopez Bello ile birlikte uluslararası uyuşturucu kaçakçılığına karışmak üzere kullandı. El Aissami ve Lopez Bello’nun Türkiye ve Rusya gibi ülkelerde özel toplantılar ayarlamak üzere özel jet kullandıkları iddia ediliyor. Adalet önünde hesap vermek üzere aranan El Aissami ve Lopez Bello Venezuela’dan ayrılmadan önce iki kez düşünmek zorunda kalacak.’’
El Aissami’nin 2019 yılında Türkiye’ye gittiği ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la biraraya geldiği biliniyor.
Altın ticaretinin mimarı Alex Saab Moran kim?
ABD’de Venezuela bağlantılı olarak yürütülen yolsuzluk soruşturmalarında öne çıkan ve resmi belgelerde adı sık sık geçenlerden biri de Alex Nain Saab Moran.
Kolombiya vatandaşı olan Alex Saab Moran, 2019 yılı Temmuz ayında ABD Maliye Bakanlığı’na bağlı Yabancı Varlıkların Kontrolu Ofisi (OFAC) adlı kurumun yaptırım listesine alındı. Gerekçe, Saab’ın yönettiği kapsamlı bir yolsuzluk şebekesi üzerinden Venezuela’nın gıda ithalatından kişisel kazanç elde etmiş olmasıydı.
Saab Moran’ın kazanç elde ettiği belirtilen program kısa adıyla CLAP adıyla bilinen Tedarik ve Üretim için Yerel Komisyonlar programı. Saab’ın gelişmiş bir paravan şirketler şebekesi aracılığıyla, yolsuzluktan elde ettiği yüz milyonlarca dolar parayı akladığı iddia ediliyor.
Saab son birkaç yıldır Venezuela’da muhalefet milletvekilleri ve eski savcıların da yakından takip ettiği bir isimdi. Saab, ABD Adalet Bakanlığı ve İç Güvenlik Bakanlığı Güvenlik Soruşturmaları Birimi’ne bağlı özel ajanların yürüttüğü soruşturmaların da odağındaydı.
ABD basınında geçtiğimiz yıllarda yer alan haberlere göre, soruşturmaların odaklarından biri Türkiye ile altın ticaretinin Venezuela’da yolsuzlukla elde edilen paraların aklanması için kullanılıp kullanılmadığıydı.
ABD’de dönemin Maliye Bakanı Steven Mnuchin yaptığı açıklamada, söz konusu gıda programına atıfta bulunarak, “CLAP programını yürüten yolsuzluk şebekesi Maduro ve ailesinin Venezuela halkından çalmalarına imkan tanıdı. Gıdayı siyasi destekçilerini ödüllendirmek rakiplerini ise cezalandırmak amacıyla bir tür toplumsal kontrol aracı olarak kullandılar. Kendileriyse dolandırıcılık tezgahları üzerinden milyonlarca dolar parayı cebe indirdiler” demişti.
Altın ticareti nasıl işliyordu?
2018 yılı başından itibaren Venezuela hükümetinin döviz sıkıntısı artınca, hükümet gıda malzemesi sağlanması için yapılan sözleşmeler dahil olmak üzere bazı kontratların ödemesinin yapılması için altın kaynaklarını kullanmaya başladı.
2019 yılı Temmuz ayında Amerikalı yetkililer Saab’ın, Venezuela hükümetinin Türkiye’ye altın satışı için bir yapı kurmak üzere, Venezuela Sanayi ve Ulusal İmalat Bakanı olan El Aissami gibi Venezuela hükümeti yetkilileriyle birlikte çalıştığını belirtmişti.
ABD Maliye Bakanlığı’nın 29 Temmuz 2019’da internet sitesinde yaptığı basın açıklamasında, Venezuela’nın gıda dağıtım programını kullanarak yolsuzluk yaptığı iddia edilen şebekeyi sekteye uğrattığı belirtiliyordu.
Buna göre, Venezuela’daki altının bir kısmı rafine edilmek üzere başkent Caracas’a gönderiliyor ve daha sonra da Venezuela Merkez Bankası’na satılıyor ve Venezuela dışına ihraç ediliyordu.
Altının daha sonra Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye gibi ülkelere uçakla götürüldüğü ve Türkiye’de bulunan şirketlerin Venezuela hükümetinden altın satın aldığı, paranın Türkiye’deki hesaplara yatırıldığı ve sonrasında da bu paraların Venezuela Merkez Bankası’nın Türkiye’deki hesaplarına transfer edildiği belirtiliyordu.
Saab’ın Türkiye’deki şirketi olduğu belirtilen Mulberry’nin Venezuelalı müşteriler adına Türkiye’den mal satın aldığı ve bu mallar Venezuela’ya geri satılmadan önce fiyatlarının şişirildiği ifade ediliyordu. Bu şirket daha sonra ABD Maliye Bakanlığı tarafından yaptırım listesine alındı.
İşadamı Saab İran’a giderken gözaltına alındı
Nicolas Maduro’ya yakın işadamı olan ve Venezuela’nın altın ticaretinin mimarı olarak nitelenen Saab geçtiğimiz yılın Haziran ayında Batı Afrika ülkesi Cape Verde’de özel jeti İran’a giderken yakıt ikmali yaptığı sırada gözaltına alındı.
Geçtiğimiz Mart ayında Cape Verde’deki mahkeme Kolombiyalı işadamı Saab’ın kendisini kara para aklamakla suçlayan ABD’ye iade edilmesine karar verdi. Ancak Saab’ı temsil eden hukuk ekibi mahkemenin iade kararına itiraz edeceklerini açıkladı.
Maduro rejiminden Saab’a “ABD ile işbirliği yapma” uyarısı
Saab’ın gözaltına alındığı sırada Venezuela altınının İran petrolü ile değiş-tokuş edileceği bir anlaşmayı müzakere etmek üzere Tahran’a gittiği iddia edildi.
Venezuela Dışişleri Bakanı Jorge Arreaza’nın, geçtiğimiz Ocak ayında Alex Saab’ı ABD’li yetkililerle işbirliği yapmaması konusunda uyardığı biliniyor.
Avukatları Saab’ın 2018 yılından bu yana Maduro hükümeti adına diplomatik görevlerde bulunduğu gerekçesiyle yargılamadan muaf olduğunu savunuyor.
“Saab gizli bilgilere sahip”
Alex Saab’ın Venezuela için gizli olarak nitelenen bilgilere sahip olduğu belirtiliyor.
Venezuela Dışişleri Bakanı Jorge Arreaza’nın 1 Temmuz 2020’de yazmış olduğu ve Saab’ın “İran Özel Temsilcisi” olarak tanımlandığı mektupta, “ABD’ye iade edilirseniz, meşru ya da gayrimeşru yollardan, bu bilgileri ifşa etmek için baskı göreceksiniz. Venezuela kanununa tabisiniz ve sahip olduğunuz gizli bilgilerin sıkı sıkıya korunması konusunda bir göreviniz var” ifadeleri yer alıyordu.
ABD’de bir önceki başkan Trump yönetiminin Saab’ın ABD’ye iade edilmesini önemli bir öncelik olarak gördüğü ve hatta bir ara Cape Verde’ye Saab’ın takip edilmesi için donanma gemisi gönderdiği de Amerikan basınında yer alan bilgiler arasında.