Amerika, ülkeye güvenlik tehdidi oluşturabilecek kişileri belirleyebilmek için sosyal medya gönderilerini daha sıkı incelemeye alma düşüncesine odaklanıyor. Bu kapsamda, İç Güvenlik Bakanlığı’nın bir kolu olan Gümrük ve Sınır Koruma Dairesi, yabancı yolculardan, Facebook ve Twitter hesap bilgilerini ifşa etmelerini talep etme önerisini değerlendiriyor.
Bu sorular, kişilerin ülkeye giriş yaptıkları sırada ya da önceden internet üzerinden doldurdukları, adres, telefon numarası ve 2011’den bu yana hangi ülkelere yolculuk yaptıklarını soran bir formda isteğe bağlı olarak doldurulacak.
Öneride, “Sosyal medya verilerini toplamak, soruşturma sürecini geliştirecek ve İç Güvenlik Bakanlığı’na olası kötü niyetli etkinlikler ve bunların bağlantıları konusunda görüş açıklığı sağlayacaktır. Ayrıca uzmanlara ve dedektiflere, davaları daha iyi inceleme ve araştırmalarını kolaylaştıracak yeni bir dizi yöntem sağlayacaktır” deniyor.
Gümrük ve Sınır Koruma Dairesi, başkanlığa bağlı Yönetim ve Bütçe Dairesi’nden bu sorunun formlara eklenmesi için izin istedi. Önerinin 24 milyon kişiyi etkileyeceği belirtiliyor. Kamuoyunun öneriye yanıt vermesi için 60 gün süre tanındı.
Kongre üyeleri de yasama döneminde, sosyal medyada paylaşılanlarla terör ilişkilerinin incelenmesi için çıkarılabilecek yasalar üzerinde çalışıyor.
Senatör John McCain, İç Güvenlik Bakanlığı’nın, Amerika’ya giriş yapmak isteyen kişilerin internet faaliyetlerine ve sosyal medya hesaplarına bakılmasını öngören birkaç yasa önerisinden birine destek verdi.
McCain, bu konuyla ilgili yasama yapmak durumunda kalmalarını “Kabul edilemez” olarak nitelendirdi ve bu yaklaşımın İç Güvenlik Bakanlığı’nın standart uygulaması olması gerektiğini belirtti.
Senatör Martin Heinrich ve Senatör Jeff Flake’in önerdiği bir yasa, İç Güvenlik Bakanlığı’na, Amerika’ya giriş yapmak isteyen kişilerin açık kaynak bilgilerine, internet ve sosyal medya kullanımlarına ulaşma yetkisi tanıyor.
Flake, İç Güvenlik Bakanlığı’ndan çalışan herkesin, vize kararlarında sosyal medya paylaşımlarını gözden geçirme haklarının olduğunu bilmesi gerektiğini ifade etti.
Ancak öneriler, paylaşımlarını “Mahrem” seçeneği altında yapan kişilerle ilgili ne yapılacağını belirtmiyor.
Senatör Heinrich, “Yaşadığımız dijital dünyada, Amerikan vizesi almak isteyen bir kişinin sosyal medya paylaşımlarını gözden geçirmek sağduyulu davranmak olur” dedi.
Senatör Chuck Schumer ise potansiyel teröristlerle ilgili yetkilileri uyarmak için farklı bir yöntemi gündeme getirdi. Schumer, Adalet Bakanlığı’nın yürürlükte olan Adalet İçin Ödül programı kapsamında, sosyal medyada paylaşımlarla ilgili tutuklama yapılması durumunda ihbarda bulunanlara ödül verilmesini önerdi.
Bugünlerde dünyanın çok uzak yerindeki teröristlerin mutsuz gençleri paylaşım ya da tweetler sayesinde etki altına alarak terör eylemlerine itebildiğini belirten Schumer, halkın, yetkililerin gözü kulağı gibi davranabilmesini desteklemeleri gerektiğini ifade etti.
Senatör, ödüllerin 25 bin ile 25 milyon dolar arasında olmasını önerdi.
Temsilciler Meclisi’nde ise milletvekili Stephen Fincher, federal cezaevlerindeki hükümlülerin radikalleşmesine ve salıverildiklerinde tehdit oluşturmalarının engellenmesine odaklanıyor. Fincher, cezaevlerinde gönüllü olarak çalışan kişilerin özgeçmiş taramasının bir parçası olarak sosyal medya hesaplarını ifşa etmelerini gerektiren bir yasa önerdi.
Federal hapishanelerin yıllar içinde radikalleşme merkezine dönüştüğünü ifade eden Fincher, gönüllülerin kapsamlı bir özgeçmiş taramasından geçirilmemesinin, toplumun en korunmasız bireylerini radikalleşme tehdidine açık hale getirdiğini ifade etti.
