Yıllardır Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden en önemli beklentileri arasında yer alan vize muafiyeti konusunda Brüksel’den ilk olumlu haber geldi. Avrupa Birliği Komisyonu, Türk vatandaşlarına Schengen Bölgesi’ne girişte vize serbestisi uygulanması için karşılanması gereken kriterlere ilişkin değerlendirmesinin ardından vize muafiyeti tavsiyesinde bulundu. Vize muafiyeti için karşılanması gereken 72 kriterden 67’sinin karşılanmış olmasını öneri için yeterli bulan Avrupa Birliği Komisyonu, geri kalan 5 kriterin de acilen yerine getirilmesini istedi. Türkiye eksikleri en geç haziran ayı içinde tamamlamak zorunda.
Avrupa Birliği Komisyonu’nun Ankara’yı da oldukça memnun eden tavsiyesi sürecin bittiği ve vize muafiyeti sağlandığı anlamına gelmiyor. Bu öneri sadece teknik sürecin tamamlandığı anlamına geliyor. Süreçte kritik olan bu virajın kazasız belasız atlatılması bundan sonraki aşamalar için de aynı durumun geçerli olacağını garanti etmiyor. Türkiye’nin oldukça zorlu ve gerginlik dozu yüksek olması beklenen sonraki aşamalarda üç engeli aşması gerekiyor.
Bunlardan ilki Türkiye’ye bağlı. Türkiye, Brüksel’e verdiği taahhütlere bağlı kalarak eksik kalan 5 kriteri mümkün olan en kısa sürede tamamlamak durumda. Bu kriterler, terörle mücadele yasasının gözden geçirilmesini, yolsuzlukla mücadelede Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’nun önerilerinin uygulanmasını, AB ülkeleriyle adli işbirliği sağlanmasını, Avrupa Polis Teşkilatı Europol ile anlaşma imzalanmasını ve kişisel verilerle ilgili yasanın Avrupa standartlarına yükseltilmesini gerektiriyor.
Bu beş kriter arasında terörle mücadeleye ilişkin yasal düzenleme en zorlu maddeyi oluşturuyor. Bu kriterin karşılanması için Türkiye’nin organize suçlar ve terörle mücadeleyle ilgili yasaların Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi (AİHS), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadı, Avrupa Birliği müktesebatı ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerin uygulamalarıyla uyumlu olacak ve uygulamada güvenlik ile özgürlük hakkını, adil yargılanma hakkını, ifade özgürlüğünü, toplantı ve dernek kurma özgürlüğünü güvence altına alacak şekilde gözden geçirmesi gerekiyor. Bu bağlamda Türkiye’nin terör tanımını uyumlaştırması ve kapsamını daraltması da beleniyor.
Aşılması gereken ikinci engel ise Avrupa Parlamentosu. Bu kurumun siyasi onayı sürecin bir ileri aşamaya taşınması açısından kritik öneme sahip. Avrupa Parlamentosu’ndaki oylama basit çoğunluk ilkesi üzerinden yapılacak. En büyük sıkıntı ise Avrupa Parlamentosu’ndaki Türkiye karşıtı havanın hiç olmadığı kadar üst düzeyde olması. Sürecin bu aşaması en riskli aşama olarak değerlendiriliyor. Kararın şekillenmesinde Avrupa Parlamentosu içindeki büyük siyasi grupların takınacağı tavır belirleyici olacak.
Avrupa Parlamentosu’ndan vize muafiyeti için onay çıkması halinde Türkiye’nin Avrupa Birliği Konseyi’ndeki oylamadan da yeşil ışık alması gerekecek. Bazı ülkelerin, mülteci krizinin yarattığı siyasi ortamda Türk vatandaşlarına vize muafiyeti sağlanmasına hiç de sıcak bakmadığı sır değil. Avrupa Birliği Konseyi’nde Türkiye açısından en önemli avantaj üye ülkelerin oybirliği yerine nitelikli çoğunlukla karar alacak olması. Bu da bir ya da birkaç devletin aleyhte oy kullanmasının olası bir olumlu kararı engellemeye yetmeyeceği anlamına geliyor. Avrupa Birliği Konseyi de siyasi onay verirse vize muafiyeti 30 Haziran’dan sonra devreye girecek.
Avrupa Birliği Komisyonu’nun Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, Türkiye’nin özellikle son haftalarda etkileyici ilerleme kaydettiğini belirterek, “Eğer Türkiye sağladığı ilerlemeyi sürdürürse kalan kriterleri de karşılayabilir” dedi. Avrupa Birliği Komisyonu’nun Göç ve İçişlerinden Sorumlu Üyesi Dimitris Avramopoulos da “Türkiye’nin tüm şartları karşılayacağına dair taahhüdünü yerine getireceğine güveniyoruz” ifadelerini kullandı.