Türkiye ile Avrupa Birliği’nin üzerinde anlaştığı, büyük ölçüde göç krizi odaklı 18 Mart mutabakatının üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Mutabakatta belirlenen unsurların göç krizinin frenlenmesi konusunda olumlu sonuçlar yarattığı sayılarla kanıtlanmış durumda. Bir dönem Ege Denizi’nde 10 bin seviyesine tırmanan günlük geçişler mutabakat sayesinde günlük ortalama 43 seviyesine düştü. Aynı olumlu tablonun mutabakatın tüm unsurları için geçerli olduğu yorumunu yapmak ise oldukça zor.
Türkiye açısından mutabakatın en önemli başlıklarından birini vize muafiyeti oluşturuyor. Avrupa Birliği Komisyonu’nun 18 Mart mutabakatının uygulanmasına ilişkin bugün yayımladığı beşinci değerlendirme raporunda bu alanda tıkanma yaşandığı net şekilde görülüyor.
Belgede, Türkiye’nin vize muafiyeti konusunda karşılaması gereken 72 kriterden 7’sini hala karşılamadığı tespiti yineleniyor. Bu vurguya bundan önceki raporda da yer verilmişti.
Türkiye’nin karşılaması gereken kriterler şunlar:
- Terörle mücadele mevzuatında değişiklik yapılması.
- Yolsuzlukla mücadele bağlamında Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’nun (GRECO) önerilerinin uygulanması.
- Avrupa Polis Teşkilatı (EUROPOL) ile Operasyonel İşbirliği Anlaşması yapılması ve uygulanması.
- Avrupa standartlarıyla uyumlu bir kişisel verilerin korunması yasasının kabul edilmesi ve uygulanması.
- Suç bağlantılı konularda AB’nin tüm ülkeleriyle etkili işbirliği sağlanması.
- Biyometrik pasaportlara geçiş.
- Türkiye, bu konuda AB ülkeleriyle daha yakın temas sağlama niyetini iletti.
- AB-Türkiye Geri Kabul Anlaşması’nın uygulanması.
Terörle mücadele yasasında değişiklik şu aşamada Türkiye açısından karşılanması en zor şart olmayı sürdürürken Avrupa Birliği, kriterler arasında yer alan, biyometrik pasaportlara ilişkin 2017’nin ikinci çeyreğinde gelişme bekliyor.
Mutabakatın bir başka unsurunu oluşturan müzakere başlıkları konusunda da henüz somut bir gelişme yok. Türkiye’nin açılmasını istediği 23’üncü (yargı ve temel haklar) ile 24’üncü (adalet, özgürlük ve güvenlik) başlıklarda teknik çalışmaların sürdüğünün kaydedildiği belgede, “Avrupa Birliği, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve aralarında ifade özgürlüğünün de olduğu temel özgürlüklere saygı söz konusu olduğunda Türkiye’nin en yüksek standartlara saygı göstermesini bekler” vurgusuna yer veriliyor.
Türkiye’nin bir başka beklentisi de Gümrük Birliği’nin güncellenmesi. Avrupa Birliği Komisyonu bu konuda üzerine düşeni yaptı. Gelinen aşamada Avrupa Birliği Konseyi’nin konuya ilişkin değerlendirmesini tamamlaması bekleniyor. Avrupa Birliği Komisyonu direktifler hazır olunca Türkiye’yle müzakerelerin başlayacağı mesajını veriyor.
Mutabakat çerçevesinde Avrupa Birliği’nin Türkiye’deki Suriyeler için 2016-2017 döneminde 3 milyar Euro kaynak aktarması öngörülüyordu. Son rapora göre bu miktarın 2.2 milyar Euro’luk bölümü tahsis edilmiş durumda. 2.2 milyarlık dilimin de 1.5 milyar Euro tutarındaki bölümü sözleşmeye bağlandı. Bu miktardan ödeme yapılan kesim ise 750 milyon Euro seviyesinde kaldı.