Amerika, dünyanın en borçlu ülkelerinden biri. Amerika’nın borçlarını da diğer ülkeler finanse ediyor. Ancak uzmanlar, Amerika’nın bir gün borçlarını ödeyemez duruma gelebileceğinden kaygı duyuyor.
Amerika yıllardır, kazandığından daha fazlasını harcıyor. Bu yüzden de ülkenin borcu 14 trilyonu aştı. Borcun faizi ise günde 4 milyar Dolar. Amerika’nın borçlanma tavanı 14 trilyon 300 milyar Dolar ama bu limit aşılmak üzere. Pennsylvania Eyalet Üniversitesi’nden Feriborz Haydar durumu şöyle açıklıyor: “Borçlanma tavanı kritik aşamada. Kongre’den tavanı yükseltecek yetki çıkmazsa, harcayacak paramız kalmaz, bu durumda bazı harcamaları kesmek zorundayız.”
Amerika’ya borç verenlerin başında Çin, Japonya, İngiltere, Suudi Arabistan ve Almanya gibi ülkeler var.
Feriborz Haydar, Amerika borçlarını ödeyemezse ortaya çıkacak durumu şöyle açıklıyor: “Birden bire borçları ödeyemeyecek duruma düşersek, Dolar’ın değeri üzerinde ciddi şüpheler oluşur. Dolar değer kaybedebilir, bu durumda ithal ettiğimiz her mal çok daha pahalı olur. Amerika dışına çıkanlar, çok daha fazla para harcayabilir. Hisse senedi piyasaları tedirginlik yaşar.”
"Amerika Arjantin olmaz"
Arjantin, 2001 yılında borcunu ödeyemez hale geldi. Bunun sonucunda parasının değeri düştü, yatırımcılar ülke dışına çıktı, işsizlik arttı. Hatta bu durumdan Arjantin’in ticari ortakları Meksika ve Brezilya da olumsuz etkilendi. Arjantin büyük bir prestij kaybına uğradı.
Feriborz Haydar Arjantin’in yaşadıklarını şöyle özetliyor: “Paranın değeri düşünce herkes korktu ve kimse Arjantin’e yatırım yapmak istemedi. Herkes parasını dışarıya çıkarmaya başladı. Yabancı yatırımcılar çekildiği için Arjantin ekonomisi gerçekten sıkıntılı günler geçirdi.”
Feriborz Haydar, aynı durumun Amerika’nın başına gelmeyeceği görüşünde: “Bizim borcumuz Dolar üzerinden ve Dolar’ı da biz basıyoruz. Yabancılar, yüksek enflasyonlu bir ortamda da olsa dolarlarını geri alacaklarını biliyorlar. Dolar tüm dünyada rezerv para birimi olduğu için Amerika’ya belli bir esneklik veriyor, Çünkü borçlarımızı ödemek için yabancı bir para birimi kazanmamız gerekmiyor, Dolar basmak yeterli.”
"ABD ne olursa ıolsun borçlarını öder"
Heritage Vakfı’ndan J.D. Foster “Kongre’nin kararı ne olursa olsun, Amerika borçlarını ödeyecektir,” diyor.
Foster, “Hazine’ye giren gelirler devam ediyor. Vergi gelirleri Hazine’ye akıyor. Bu parayla da borç faizleri ve bakiye borçlar ödenebilir. Bunun için yeni tahvil çıkarmaya gerek yok,” görüşünü savunuyor.
Feriborz Haydar da Kongre’nin, Amerika’nın borçlarını ödeyemez duruma düştüğü izlenimi yaratmaması, borçlanma tavanını yükseltmesi gerektiğini söylüyor: “Bu tür tartışmalar bile borç faizlerini %5’e, 6’ya yükseltebilir. Eğer böyle bir şey olursa da, borcun %1’i bile 140 milyar Dolar’a çıkar. Özetle, borç tavanının yükseltilmeme ihtimali bile ekonomiye büyük darbe vurur.”
Uzmanlar, borçlanma tavanının mutlaka yükseltileceğini düşünüyor. JD Foster bu konuda şunları söylüyor: “Amerika sorumluluk sahibi bir ülke ve uluslararası finans sisteminin belkemiği. Arjantin ise eksen durumunda. Çünkü borcu kendi ulusal ekonomisine oranla çok yüksekti ama küresel finans sisteminde ağrılığı en düşük düzeydeydi.”
Ama gelecekte Amerika, uluslararası piyasalardan yeni borç toplamakta zorlanabilir.
Foster bu konuda şunları söylüyor: “Henüz bu aşamaya gelmedik. Faiz oranlarının düşük olması da hala güven olduğunu gösteriyor. Eğer gerçekten ekonomi rayından çıkarsa piyasa bize bunu yüksek faiz oranları talep ederek çok net bir şekilde gösterir. Yunanistan, İrlanda ve Portekiz örneklerinde bunu gördük.”
JD Foster, “Finans piyasaları, ciddi güven kaybına uğrayana kadar Amerika en ucuz şekilde borçlanmaya devam edecektir,” diyor.