Gerek Brüksel gerekse Ankara, 11 yıl aradan sonra Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanlarıyla Türkiye Başbakanı’nı aynı aile fotoğrafında buluşturan zirveye “yeni bir sayfa” gözüyle yaklaştı. Zirve ortak hedefler için olsa da açılar tamamen aynı değildi. Avrupa Birliği zirvenin odağına mülteci krizini yerleştirirken Türkiye’nin önceliğini müzakere sürecini canlandırmak oluşturdu.
Zirvede Türkiye’yi temsil eden Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, “Türkiye’nin AB’ye katılım süreci için tarihi bir gün” ifadelerini kullandığı zirvede Türkiye açısından en önemli kazanımı, önceden belirlenmiş ve çoğu teknik nitelikli belli şartları karşılaması karşılığında Türk vatandaşlarına Ekim 2016’da Schengen Alanı’na girişte vize muafiyeti sağlanmasına yönelik vurgu oluşturdu.
Zirve sonrasında yayımlanan ortak bildiride bu konuda şu ifadelere yer verildi: “Avrupa Birliği, Vize Yol Haritası unsurlarının tüm katılımcı üye devletler nezdinde karşılanmasının hızlandırılması konusunda Türkiye’nin taahhüdünü memnuniyetle karşılamıştır. Avrupa Birliği Komisyonu, Türkiye’nin Vize Serbestisi Yol Haritasını uygulamasına ilişkin ikinci ilerleme raporunu 2016 Mart ayının başında açıklayacaktır. Komisyon’un 2016 sonbaharında üçüncü ilerleme raporunu sunabilmesini teminen Türkiye-Avrupa Birliği Geri Kabul Anlaşması’nın 2016 Haziran ayından itibaren tam olarak uygulanması konusunda her iki taraf anlaşmaya varmıştır. Söz konusu üçüncü ilerleme raporu, Vize Serbestisi Sürecini tamamlamak, başka bir deyişle, yol haritasında yer alan unsurlar karşılandığında, Türk vatandaşlarının Schengen Bölgesi’ne seyahatlerinde vize uygulamasının Ekim 2016’ya kadar kaldırılmasını teminen yayımlanacaktır.”
Zirvede tarafların üzerinde mutabık kaldığı ortak bildiride öne çıkan diğer unsurlar ise şunlar:
-Katılım sürecinin yeniden canlandırılmasına ihtiyaç olduğu konusunda anlaşıldı. Mevcut bağları ve dayanışmayı ileriye taşıma ve ortak geleceği hazırlamak için sonuç odaklı eylem taahhüdü altına girildi.
-Yılda iki kez, uygu formatta düzenli zirve yapılması kararlaştırıldı. Bu zirvelerde Türkiye-AB ilişkileri ve uluslararası konular ele alınacak. Bakanlar/Yüksek Temsilci/ Komiser düzeyinde kapsamlı, düzenli siyasi diyalog toplantıları düzenlenecek.
-14 Aralık’ta 17’nci (ekonomik ve parasal politika) başlığın açılması için hükümetler arası konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı. AB Komisyonu’nun 2016’nın ilk çeyreğinde bazı başlıkların açılmasına yönelik hazırlık çalışmalarını tamamlama taahhüdü not edildi. Sonradan daha fazla başlık için hazırlık çalışması başlatılabileceği vurgulandı.
-AB, Türkiye’ye derhal ve sürekli insani yardım sağlayacak, genel mali yardım belirgin şekilde artırılacak. AB, mülteciler için başlangıç olarak 3 milyar Euro verecek.
-15 Ekim’de üzerinde anlaşılan Ortak Eylem Planı hayata geçirilecek. Özellikle kural dışı göçmen akınının frenlenmesinde sonuç alınması gerekiyor. Uluslararası korumaya ihtiyacı olmayanların Türkiye ve AB’ye seyahatlerinin önlenmesi, mevcut ikili geri kabul anlaşmalarının uygulanması, koruma ihtiyacı olmayanların hızlı şekilde ülkelerine gönderilmesi konularında işbirliği artırılacak.
-2016’nın ilk çeyreğinde Üst Düzey Ekonomik Diyalog Mekanizması hayata geçirilecek. Aynı dönemde Üst Düzey Enerji Diyaloğu ve Stratejik Enerji İşbirliği mekanizmasının ikinci toplantısı yapılacak.
-Gümrük Birliği’nin güncelleştirilmesine yönelik hazırlık çalışmaları tamamlandıktan sonra resmi görüşmelere 2016 sonuna doğru başlatılabilir.
Gerek Türkiye’nin yapması gerekenler gerekse Avrupa Birliği’nin atması gereken adımlar sıkı kontrole tabi tutulacak ve sürece paket mantığıyla yaklaşılıp paralel ilerleme sağlanacak.
Tarafların üzerinde anlaşmaya vardığı unsurların çoğu birbiriyle bağlantılı. Ortak noktayı ise varılması umulan hedeflerin önemli bir bölümünün doğrudan Kıbrıs sorununun çözümüyle ilişkili olması oluşturuyor.