Pazartesi günü İsrail Başbakanı Netanyahu’nun, dramatik bir sunumla paylaştığı ve İran’ın nükleer programı konusunda yalan söylediğini ortaya koyduğunu söylediği kanıtlar hakkında Amerika’nın Avrupalı müttefikleri ciddi şekilde farklı sonuçlara vardılar.
Avrupalı diplomatlar, İsrail Başbakanı’nın sunumunun Beyaz Saray’la birlikte hazırlandığı konusunda şüphe duyuyorlar. Sunum sırasında Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump’a 2015 yılında Tahran ve Amerika dahil 6 ülke tarafından imzalanan anlaşmayı rafa kaldırması çağrısında bulundu. Uzmanlar Netanyahu’nun doğrudan İran’ın anlaşmayı ihlal ettiğini söylemediğine dikkat çekiyorlar. Bu noktada Netanyahu’nun amacının anlaşmanın iptal edilmemesini isteyen Avrupalılar’ın Trump’a karşı yürüttükleri yoğun lobi faaliyetlerine karşı çıkmak olduğunu söylüyorlar.
Netanyahu, istihbarat faaliyetleri sonucu ele geçirdikleri yarım ton ağırlığındaki on binlerce sayfalık gizli belgenin, İran’ın nükleer silah programına sahip olmadığı şeklinde yalan söylediğini ortaya koyduğunu söyledi. Netanyahu aynı zamanda İran’ın bu gizli belgeleri saklamak konusundaki girişimlerini arttırarak İran’ın nükleer programını kısıtlamak amacında olan anlaşmaya da ihanet ettiğini ifade etti.
İsrail Başbakanı’nın iddiaları Tahran’daki bir tesisten İsrail istihbaratı tarafından ele geçirilen 55 bin sayfa doküman ve 183 CD dolusu gizli belgeye dayanıyor.
Avrupalı dışişleri bakanlarıyla Salı günü bir toplantıda biraraya gelen İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson 2015 yılında imzalanan anlaşmayı savundu. Anlaşmanın devamı konusunda Başkan Trump 12 Mayıs tarihinde “tamam ya da yeniden müzakereyle devam” şeklinde bir karar verecek.
Johnson, “İsrail Başbakanı’nın İran’ın geçmişteki nükleer silah teknolojisi konusundaki araştırmalarını gösteren sunumu, İran’ın nükleer hedeflerinden uzak tutmanın ne kadar önemli olduğunun altını çiziyor” dedi.
Johnson ayrıca, “Nükleer anlaşma, İran’ın niyetlerine yönelik güven üzerine kurulmamıştır. Anlaşma, son derece katı onay süreçleri, aralarında Atom Enerjisi Dairesi’nin uzmanlarının daha önce yapılmamış şekilde İran’ın nükleer programına dair verilere erişimine onay veren yaptırımlar üzerine inşa edilmiştir. İran’ın, 2003 yılına kadar gizli bir şekilde hassas araştırmalar yürüttüğü gerçeği, bize bugün İran nükleer anlaşması sayesinde neden habersiz denetimlere ihtiyaç duyduğumuzu göstermektedir” diye konuştu.
İngiltere Başbakanı Theresa May’in sözcüsü de, “İran ve nükleer arzuları konusunda asla naif olmadık. Bu sebeple en geniş kapsamlı ve katı Uluslararası Atom Enerjisi Dairesi’nin denetimi söz konusu” diyerek Johnson’un söylediklerine destek verdi.
Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü de, “Anlaşmanın ne kadar yerinde olduğu İsrail’in sunduğu detaylarla da destekleniyor” açıklamasını yaptı. Avrupa Birliği’nin Dış İlişkiler Şefi Federica Mogherini de yaptığı açıklamada İsrail Başbakanı’nın ortaya çıkardığı bilgilerin İran anlaşmasının uygunluğuna gölge düşürmediğini söyledi.
Paris’te Amerika’nın Sesi’ne konuşan bir Fransız diplomat, Netanyahu’nun bu sunumu Beyaz Saray’la birlikte koordineli şekilde yaptığını söyledi. Geçen hafta Washington’a üç günlük bir ziyaret gerçekleştiren Fransa Cumhurbaşkanı Macron, ziyaretinin sonunda gazetecilere Trump’ın sırf iç politika kaygıları nedeniyle anlaşmayı rafa kaldıracağını düşündüğünü söyledi.
Fransa’nın İsrail ve Washington arasında bir koordinasyon olduğu şüphelerini artıran bir neden de Amerika Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun, belgelerin çoğunu görmüş olduğunu söylemesi oldu. Pompeo, “Bu söz konusu anlaşmanın iyi niyet ve şeffaflık üzerine inşa edilmediğini aksine İran’ın yalanları üzerine kurulduğunu gösteriyor” dedi.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan uzmanlar, Netanyahu’nun ortaya çıkardığı gizli belgelerin, İran’ın daha önce inkar etmesine rağmen bir zamanlar gizli bir şekilde nükleer silah programı yürüttüğünü gösterdiğini söylüyorlar. Ancak yine de İsrail Başbakanı’nın sunumunun bir halkla ilişkiler çalışması olduğunu söylüyorlar. Dubai merkezli yatırım bankası Exotix Capital’ın baş araştırmacısı, Hasnain Malik, “Netanyahu’nun basın toplantısı Amerikan kamuoyunun fikirlerini şekillendirmeye yönelik gibiydi” değerlendirmesini yapıyor.
Malik, “İran’ın nükleer aktiviteleri hakkında yeni bir bilginin ortaya çıkıp çıkmadığı net değil. Değerlendirmek gerekirse, bu durum Amerika Başkanı Trump’ın anlaşmayı rafa kaldırmasını ve İran petrol ihracatına yönelik yaptırımlar getirilmesi olasılığını artırır” diyor.
Diğer uzmanlar da Netanyahu’nun sunumunun, Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un da istediği şekilde anlaşmanın rafa kaldırılması konusunda Başkan Trump’ın elini güçlendirecek gibi göründüğü değerlendirmesini yapıyorlar.