Adalet ve Kalkınma Partisi’nin seçimlerdeki asıl hedefiyse, anayasayı değiştirmek ve ülkeyi parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçirmek için gerekli olan meclis çoğunluğunu elde etmek.
Bu hedefe ulaşmak için, iktidar partisinin Cumhuriyet Halk Partisi’nin kalesi sayılan İzmir’den daha fazla milletvekili çıkarması gerekiyor.
Seçim kampanyası yürüten AKP milletvekili Nesrin Ulema, partisine güveniyor.
Partisinin seçmene güçlü mesajlar verdiğini söyleyen Ulema “İzmir’de halk odaklı çok büyük projeler başlatmayı planlıyoruz. Bu projeler sayesinde dünya çapında rekabet etmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuşuyor.
Türkiye’de son on yılda yaşanan ekonomik büyüme, muhalefetin güçlü olduğu bölgelerde bile AKP’nin başarılı olmasını sağladı. Ancak son dönemde ekonominin yavaşlaması ve parti taraftarlarının hükümeti hedef alan eleştirileri, Haziran’daki seçim sonuçlarıyla ilgili belirsizliği arttırıyor.
Öteyandan, Adalet ve Kalkınma Partisi ilk kez bir seçime karizmatik lideri Recep Tayyip Erdoğan olmadan girmeye hazırlanıyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Erdoğan kadar popüler olmadığını söyleyen sosyoloji uzmanı Betül Durmaz, “Recep Tayyip Erdoğan çok güçlü bir liderdi. Oysa Davutoğlu’nun birçok hata yaptığını görüyoruz. Dolayısıyla seçmen, AKP liderinin kim olduğu konusunda kafa karışıklığı yaşıyor” diyor.
Seçmenin yaşadığı bu kafa karışıklığını gidermek için çalışan AKP ise son haftalarda seçim kampanyasına daha da hız verdi.
AKP’nin 14 yıldır devam eden başarısını ve son dokuz seçimdeki zaferini halkla birebir iletişim kurmasına bağlayan Nesrin Ulema devam ediyor: “Partimizin 4 milyon kadın üyesi var ve bunlar halka karışıp ev ziyaretleri yapıyor.”
Ulema da bu siyasi yöntemi başarıyla kullanıyor ve İzmir’de seçmen ev ziyaretlerinden çok iyi sonuç aldığını söylüyor.
Laik geleneğin en güçlü olduğu kentlerden biri olan İzmir’de seçmen, AKP’nin yükselen muhafazakarlığından kaygı duyuyor.
İzmir’de halkla bütünleşerek bu kaygıları gidermeye çalışan AKP’lilerse, seçim kampanyasına kent sakinlerinin evlerinde devam ediyor.