Erişilebilirlik

AKP–MHP Cephesinde İttifak Nasıl Devam Edecek?


AKP ile Başkanlık Sistemi’ni hayata geçirmek gibi ortak politikaları destekleyen MHP lideri Devlet Bahçeli, “hükümlülere af uygulaması” ve “andımız” meseleleri üzerine yerel seçimlerde ittifaka gidilmeyeceğini açıkladı ancak “Cumhur İttifakı”ndan vazgeçmediklerini de söyledi.

AKP’yle MHP arasında ilk önce geçen yıl 16 Nisan’daki anayasa değişikliği referandumunda Başkanlık Sistemi’ne birlikte “evet” denilmesiyle başlayan ortaklık süreci, 24 Haziran Genel Seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde de devam ettirilmişti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Cumhurbaşkanlığı’na kendi adayları olarak AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı göstererek “Cumhur İttifakı” adıyla süreci pekiştirmişti.

Ancak seçimler sonrasında MHP’nin siyasi suçlular dışındaki hükümlüleri kapsayacak şekilde “af” uygulanması için yasa çıkarılması talebiyle ilişkilerde gerilim başlamıştı. MHP, af konusunda yasa teklifini TBMM Başkanlığı’na geçen ay sunmasıyla birlikte gözler AKP’ye çevrilmiş ancak Erdoğan’ın, “Devlet eliyle ancak devlete karşı işlenmiş suçlara af çıkarılması” görüşünü savunması üzerine müzakerelere geçilmişti.

Erdoğan, geçen hafta Bahçeli’yle bir araya gelerek Mart 2019’da yapılması planlanan yerel seçimler için “Cumhur İttifakı”nın sürdürülmesini ele almıştı. Ancak geçen hafta Danıştay’ın kararıyla AKP hükümetinin ilköğretim okullarında okutulmasını kaldırdığı “Andımız” uygulamasına devam edilmesi meselesi ortaya çıkmıştı. MHP, siyasi çizgisi milliyetçi ideoloji nedeniyle yargı kararına saygı gösterilerek, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) “Andımız”ı okutmasını talep etti. Bu talebe AKP’nin sıcak bakmaması ve hatta MEB’in Danıştay’ın kararına itiraz edeceğini duyurması ittifak ilişkilerini sertleştirdi.

Bugün ise ilk önce MHP lideri Bahçeli ve sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerilimli başlıklar olan “af” ve “Andımız” konularında geri adım atmayacaklarını ilan etti. Ancak her ikisi de ilk önce kürsüden sert mesajlar vermelerine rağmen “Cumhur İttifakı”nın sona ermediğini duyurdu. Dolayısıyla MHP, Meclis’te görüşmelerine bugün başlanacak bütçe gibi başlıklarda AKP’ye verdiği desteği sürdürecek görünüyor. Bu durum da AKP’nin, Meclis’te bütçeyi ve her türlü yasal düzenlemeyi MHP’nin sandalye sayısıyla birlikte rahatlıkla hayata geçirmeye devam edeceği anlamına geliyor.

MHP Lideri Bahçeli neler söyledi?

Bahçeli, parti grup konuşmasında, Mart 2019 için ittifak kurulamayacak noktaya gelindiğini kaydederek, “Cumhur İttifakı”nın yoluna yerel seçimlerle devam edemeyeceğini sert sözlerle ifade etti. Ancak Bahçeli’nin, grup konuşmasının ardından “Cumhur İttifakı”nın tamamıyla bozulmadığını belirterek, kürsüdeki sözlerini kısmen yumuşatma yoluna gitmesi de dikkat çekti.

Bahçeli, grup konuşmasında, “MHP olarak bundan böyle kendi göbek bağımızı kendimiz kesmeye hazırız. Hiçbir ittifak bir tarafın reddedilmesiyle, geri adıma zorlanmasıyla, yok sayılmasıyla, tez ve önermelerinin görmezden gelinmesiyle ayakta kalamayacaktır. Hiçbir ittifak pozisyon hatırlatmasıyla, devamlı 'çatladı çatlıyor' ihbarlarıyla, zamana oynamayla varlığını devam ve idame ettiremeyecektir. Adalet ve Kalkınma Partisi içinde ittifak çabalarını dinamitlemek için sürekli faaliyet içinde olanlar sevinç taklaları atabilirler. Heyetler görüştü-görüşmedi, yasal zemin vardı-yoktu tartışmalarına son vermenin vakti gelmiştir. Bu kronikleşmiş süreci uzatmanın anlamı ve alemi yoktur. Parti olarak 31 Mart 2019 mahalli idareler seçimlerine yönelik herhangi bir ittifak beklentimiz, ittifak arayışımız, ittifak niyetimiz geldiğimiz bu aşamada artık kalmamıştır. Zoraki görüşmelerle bir yere varmanın imkanı olmayacaktır. Oyalanmaya, milleti aldatmaya, umutlarla oynamaya lüzum da yoktur. Kendi yolumuzu sadece kendimiz çizeceğiz. 31 Mart 2019 mahalli idareler seçimlerine kendi adaylarımızla, kendi amblemimizle katılıp Türkiye'nin her seçim bölgesinde demokratik mücadelemizi yapacağız” dedi. Konuşmanın ardından “Cumhur İttifakı”nın sona erdiği yorumları üzerine Bahçeli, ayaküstü konuştu ve “Cumhur İttifakı duruyor, yerel seçimde ittifak yok” görüşünü paylaştı.

Erdoğan MHP tepkisine nasıl yanıt verdi?

MHP cephesinden ittifak durumuna ilişkin ilk sert sözler geldikten sonra Erdoğan, parti grup toplantısında kürsüdeydi. Erdoğan, Bahçeli ve MHP tarafından bazı AKP’li isimlere yönelik sert tepkiler gösterilmesini eleştirerek, yol arkadaşlarını sahiplenme mesajı verdi. MHP’nin tepki gösterdiği “af” ve “Andımız” konusunda üslubunu sertleştirdiği gözlemlenen Erdoğan, Bahçeli’nin sert çıkışına aynı tonda yanıt vermeyi tercih etti. Ancak Erdoğan’ın konuşmasını sürdürdüğü dakikalarda Bahçeli’den “Cumhur İttifakı duruyor” şeklinde ikinci bir açıklama yapıldığı bilgisinin kürsüye yazılı notla iletildiği görüldü. Bunun üzerine Erdoğan da ittifaka zarar verilmesini istemediğini belirterek, MHP’ye karşı söylemini kısmen yumuşattı.

Erdoğan, önce “AK Parti ve MHP her biri kendi politikaları olan iki ayrı partidir. Anlaştığımız hususlarda birlikte hareket ederken, farklı düşündüğümüz konularda da her birimiz kendi yolumuzu takip ederiz. MHP’yle son dönemde, af, erken emeklilik, Danıştay’ın kararı gibi kimi hususlarda farklı düşündüğümüz görülüyor. Biz, Cumhur İttifakı’na verdiğimiz önem sebebiyle bu farklılıklarla ilgili değerlendirmelerimizi mümkün olduğu kadar yapıcı bir dille ifade etmeye çalıştık. Politikalarımızı sonuna kadar savunuruz, ama kimseye kişisel olarak saygısızlık etmeyi aklımızın köşesinden dahi geçirmeyiz. Esasen bizim siyaset tarzımızda da böyle bir üslubun yeri yoktur” diye konuştu. Erdoğan daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü:

“Görüş farklılıklarımızın Cumhur İttifakı’na gölge düşürmesine fırsat vermemeliyiz. Çünkü biz Cumhur İttifakını ülkemizin son yıllardaki en önemli kazanımlarından biri olarak görüyor ve geleceğe taşımak istiyoruz. Biz bu ittifakın ruhuna zarar verecek hiçbir işin içinde olmadık, olmayız. Milletimizin bize emaneti olan Cumhur İttifakı’nı günlük siyasi tartışmaların üzerinde tutmak istedik. Gördük ki Milliyetçi Hareket Partisi kendisi için çok farklı bir tercih yaptı, saygı duyarız. Söyleyeceğimiz tek şey; yerel seçimlerde madem ki biz yolumuza diyorlar, biz de herkes kendi yoluna deriz.”

Erdoğan, parti grubu sonrasında gazetecilerce ittifak konusundaki sorular üzerine de “Cumhur İttifakı noktasında bizim bir sıkıntımız var mı? Yok. Dolayısıyla MHP yerel seçimlerde kendi adaylarıyla devam edecek, biz de aynı şekilde kendi adaylarımızla yerel seçimlerde meydanlarda olacağız. Ama biz Cumhur İttifakı'nın devamından yanayız. Cumhur İttifakı'na herhangi bir leke gelsin asla istemeyiz. Çünkü cumhurun ittifakı demek milletimizin aynı değerlere inanan ittifakı demektir” açıklamasını yaptı.

Hükümlülere af konusunda taraflar ne düşünüyor?

Bahçeli, ittifak konusuna adeta kapıyı kapattıklarını dile getirdiği sözleri öncesinde ise AKP’yle ilk gerilim konusu “af” meselesine değinerek, MHP’nin hapishaneleri boşaltma niyeti olmadığını söyledi. Bahçeli, “24 Eylül 2018 Pazartesi günü TBMM'ye sunduğumuz kanun teklifi mana ve muhtevası itibariyle bir af değildir, bazı suçlarla ilgili ceza sürelerinden şartlı indirim ile tutuklu ve hükümlülerin salıverilmesine ilişkin kanun teklifidir. Teklifimizin tartışmasız arkasındayız. Seçim beyannamemizde ne demişsek onu seslendiriyoruz. Gevşeme, vazgeçmek, geri dönüş yok. Konuşmayalım mı düşünmeyelim mi? İstisnalar hariç cezaevinde bulunanlar insan değil mi? Onların hayata dönme hakları yok mu? Alayını birden fırınlara atıp yakalım mı? Bunları topluma kazandırmak için siyaset sorumluluk almasın mı? Uyuşturucu ile MHP'nin ismini yan yana getirmek cehalet değilse cinayettir. Uyuşturucu baronlarını konuşan yoktur. Ne bekleniyor kader kurbanlarından? Hadi baronların yakasından tutalım. MHP teklif metninden asla taviz vermeyecek, ilk gün ne söylemişse karar anı geldiğinde aynısını cesaretle dile getirecektir. Oyun bozanlık yapmıyoruz” diye konuştu.

Erdoğan ise, af meselesini uygun görmedikleri görüşünü yineleyerek, “Temel ilke, bir devlet kendisine karşı işlenen suçları af yetkisine sahip olabilir, ama halkına, milletine, kişilere karşı işlenen suçları af yetkisine devlet sahip değildir. Eğer adalet mülkün esasıysa, o zaman biz bu mülkü ayakta tutmak için adil davranmaya mecburuz. Kalkıp da uyuşturucu baronlarıyla, uyuşturucu baronlarına torbacılık yapanları bir araya getirmek veya ayrı ayrı değerlendirmek, bunu anlamak da mümkün değil. Biz devlet olarak uyuşturucu baronlarıyla da mücadele ettik, torbacılarla da mücadele ettik, onu içenlerle de mücadele ettik ve etmeye devam ediyoruz” dedi.

Erdoğan, MHP’nin “kader mahkumları” görüşünü de sert dille eleştirerek, kamuoyuna hitaben şu değerlendirmelerini paylaştı:

“Şimdi soruyorum, ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum; Allah aşkına bunlara kader mahkumu diyebilir miyiz? Hepsi de bu işi gayet iyi bilen, hem içen hem satan hem de bu arada bu işin aracılığını yapan tipler. Bunlara mı kader mahkumu diyeceğiz? Öbür tarafta can alan katillere mi kader mahkumu diyeceğiz? Öbür tarafta hırsızlık, bütün bunları yapan, bunlara mı kader mahkumu diyeceğiz? Cezaevinden çıkarıyorsunuz, bu defa fazla bir şekilde hırsızlık işlemini yapmaya devam ediyor, bunlara mı kader mahkumu diyeceğiz? Zanilere, bunlara mı kader mahkumu diyeceğiz?” şeklindeki değerlendirmelerini aktardı.

Bahçeli andı savundu, Erdoğan “İstiklal Marşı yeterli” görüşünü

Bahçeli, MHP’nin “Andımız” konusundaki hassasiyetini de vurgulayarak, konuyu “kırmızı çizgi” olarak niteledi. Bahçeli, “Andımız Türk milletinin ruh kökünde doğmuştur. Danıştay çözülme sürecinin kötü bir hatırasını söküp atmıştır. Elbette doğru yapmıştır. Neymiş Danıştay hukuka uygunluk denetiminin sınırlarını aşmış bunların hepsi zırvadır, uydurmadır, temelsizdir. Papaz kararına ses çıkaramayanlar Andımızın okunacağını duyunca ayağa kalkmışlar kanundan, hukuktan bahsetmeye başlamışlar. Bu tespiti yapanların milli kimlikten ne anladıkları şaibelidir. Türk’üm demek ayıp mıdır? Bize kırmızı çizgi hatırlatması yapan gafiller unutmasınlar ki MHP'nin kırmızı çizgisi Türklüğün varlığı ve bekasıdır. Türk olmanın bedeli varsa can feda olsun” ifadelerini kullandı.

Erdoğan ise, “İkinci Dünya Savaşı öncesindeki iklimde tek parti CHP’si döneminde başlatılan bir uygulamayı bugünün demokratik, özgürlükçü, aydınlık Türkiye’sinde halen sürdürmeyi yanlış bulduğunu” ve Danıştay’ın kararını uygulamak istemediklerini açıkça ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Andın ilk halini Türk Ocakları’nı kapatmasıyla, üniversiteleri perişan etmesiyle bilinen tıp doktoru Reşit Galip yazmıştır. İnsanları kafataslarına göre sınıflandıran çalışmaları destekleyen bu kişi, aynı zamanda Türkçe ezan zulmünün de mimarıdır. Daha sonra bu and metni değiştirile değiştirile kullanılmıştır. Bize göre, milletimizin en büyük, en etkili andı İstiklal Marşımızdır, İstiklal Marşımız dışında bir and tanımıyoruz, tanımayacağız” dedi.

Erdoğan, “Andımız” meselesi kapsamında Türk milliyetçiliği tartışması yapılmasına da tepki göstererek, İslami dünya görüşüne atıf yaptı. Erdoğan, “Türk’üm ben Türk’üm, ama şunu söyleyeyim: Ben Türkçü değilim, Türk’üm. O başka bir şey, o başka bir şey. Irkçılık bizim dinimizde yasaklanmıştır, yok. Her etnik unsur kendi etnik unsuruyla iftihar edebilir, Türk de eder, Kürt de eder, Laz’ı da eder, Çerkez’i de eder, Roman’ı da eder” diye konuştu.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Adams soruşturmasında sorgulanacak yeni Türk işadamları var mı? – 30 Eylül
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG