Almanya yıllar boyunca, sağlam ekonomisi, rekor üstüne rekor kıran dış ticareti ve kısa sürede beş milyondan iki milyona inen işsiz sayısıyla, Avrupa Birliği'nin lokomotifi, dünyanın en büyük dördüncü büyük ekonomisi olarak biliniyordu. Ancak Corona virüsü salgını ve Rusya-Ukrayna savaşı, Almanya’da da ekonominin yalpalamasına neden oldu. Bunun çarpıcı bir etkisi de yoksulluğun giderek artması şeklinde ortaya çıktı. Son verilere göre, ülkede her beş kişiden biri, yoksul ya da yoksulluk sınırında yaşıyor.
Almanya Federal İstatistik Kurumu’nun verilerinden yola çıkılarak yoksulluk ve eşitsizlikle mücadele eden çeşitli kurumların raporlarına göre, yoksulluk oranı Corona virüsü salgınının de etkisiyle, iki Almanya'nın birleştiği 1990'dan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.
83 milyon nüfusa sahip ülkedeki yoksulluk oranının, 2020'de yüzde 16,2 olduğu bildirilirken bu oran, 2021'de yüzde 16,6'ya yükselerek rekor seviyeye ulaştı. Bu, neredeyse her beş kişiden birinin yoksulluk sınırının altında bir yaşam mücadelesi verdiği anlamına geliyor.
Almanya’da yoksulluk sınırı, yalnız yaşayan yetişkin biri için aylık bin 35 Euro, 14 yaş altında iki çocuğu bulunan bir çift için ise 2 bin 256 Euro olarak belirlenmişti. Türk dernek ve çatı örgütleri, Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli göçmenler arasında yoksulluk oranının yüzde 35 olduğundan yola çıkıyor. Bu da bu gruba ait insanların üçte birinin, yoksulluk sınırının altında yaşam sürdürdüğü anlamına geliyor.
Geçen Ocak ayında Ekonomik ve Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Alman pasaportu olmayan yabancılar arasında yoksulluk oranı yüzde 36,9 olarak tespit edilmişti.
Son iki yıl içinde Corona virüsü salgını krizinin ülkedeki yoksulluğu ve sosyal eşitsizlikleri daha da artırdığını savunan uzmanlar, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla başlayan savaşın etkisiyle, büyük oranda artan pahalılığın ve enerji fiyatlarının, yoksulluk oranına yansıyacağını ve ülkedeki sosyal dengelerin sarsılacağını öne sürüyor.
Eşitsizlikle mücadele eden örgütleri çatısı altında toplayan Paritaetische Wohlfahrtsverband adlı kurumdan yapılan açıklamada, elde edilen verilerin alarm verici olduğunu belirtilirken yıllardır yoksulluktan en çok muzdarip olan tek başına çocuk yetiştirenler, işsizler ve çok çocuklu aileler gibi grupların durumunun, daha da kötüleşeceği, zengin ve fakirler arasındaki uçurumun giderek artacağı vurgulanıyor. Alman Ekonomik Araştırma Enstitüsü ise dramatik bir kriz yaşandığına dikkat çekerek "Enflasyondaki artış düşük gelirli hanelerin yükünü 5 kat artıracak" şeklinde bir açıklama yaptı.
Alman hükümeti, Corona virüsü salgınının ve Rusya ile Ukrayna arasında patlak veren savaşın yol açtığı hayat pahalılığına karşı bir nebze destek çıkmak amacıyla hayatı kolaylaştırıcı bir paket hazırlamış, 31 Ağustos’a kadar akaryakıt fiyatlarında vergi indirimi yapılması ve toplu taşımada biletlerin 9 Euro olması kararlaştırılmıştı. Ancak başta enerji ve temel gıda maddeleri olmak üzere birçok alanda yapılan zamlar nedeniyle, söz konusu önlemler yetersiz kalırken özellikle ısınma masraflarındaki artışın, dar gelirlileri zor durumda bırakacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Ekonomi Bakanlığı’nın hesaplamalarına göre, yalıtımsız bir evde yaşayan bir ailenin ısınma masrafı, sadece bu yıl içinde en az 2 bin Euro artış gösterecek. Çok sayıda uzman, Almanya‘nın sosyo-politik krizle karşı karşıya olduğunu ve yoksulluk sınırında yaşayanların önümüzdeki kış aylarında çok zor durumda kalacağını vurguluyor. Bazı belediyeler, kış aylarında ısınma sorunu yaşayacak vatandaşlar için spor salonu gibi toplu konaklama imkânı sunan salonlar kurmayı planlıyor.
