Erişilebilirlik

Almanya’da eyalet seçimini kazanacağı tahmin edilen aşırı sağcı AfD, sosyal demokrat SPD’nin ardından ikinci oldu


Eyalet Başbakanı Dietmar Woidke (ortada), seçmenleri kendi ve partisi SPD lehine harekete geçirmek amacıyla AfD'nin seçimi kazanması halinde aktif politikayı bırakacağını ilan etmişti.
Eyalet Başbakanı Dietmar Woidke (ortada), seçmenleri kendi ve partisi SPD lehine harekete geçirmek amacıyla AfD'nin seçimi kazanması halinde aktif politikayı bırakacağını ilan etmişti.

Almanya’da başkent Berlin’i çevreleyen Brandenburg eyaletinde yapılan seçimi Sosyal Demokrat Parti (SPD) kazanırken, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) Partisi yüzde 29,8’le ikinci sırada yer aldı. Haziran ayında yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ülkenin doğu eyaletlerinde birinci parti çıkan göçmen karşıtı AfD, üç hafta önce Thüringen eyaletindeki seçimde birinci, Saksonya eyaletinde ise ikinci olmuştu. 2013’ten beri Brandenburg Eyalet Başbakanı olarak görev yapan Dietmar Woidke’nin partisi SPD ise oyların yüzde 31,1’ini alarak yarışı ilk sırada tamamladı.

Anketlerde AfD az farkla SPD’nin önünde görünüyordu. SPD’nin kalesi olarak bilinen Brandenburg’da 2019’da yapılan seçimlerde SPD yüzde 26,2 ile birinci, AfD ise yüzde 23,5 ile ikinci sırada yer almıştı.

Seçim sonuçlarına göre, bu yılın başında Sol Parti’den ayrılanların kurduğu milliyetçi-sosyalist, Rusya yanlısı BSW yüzde 12,3‘le üçüncü, Hristiyan Demokrat CDU yüzde 11,8 ile dördüncü oldu. Yeşiller yüzde 5 oy alırken, Sol Parti ve liberal FDP yüzde 5’lik barajın altında kaldı ve eyalet meclisine giremedi.

Eyalet meclisinde yer alacak CDU, SPD, Yeşiller ve BSW daha önce antidemokratik ve ırkçı eğilimleri nedeniyle AfD ile ortaklık kurmayacaklarını açıklamışlardı. Bu durumda bu partiler arasında koalisyon oluşturulacağı tahmin ediliyor.

Başbakan Scholz rahat nefes aldı

Başbakan Scholz'un eyaletin başkenti Postdam‘da ikamet etmesi ve eyaletin yıllardır SPD tarafından yönetilmesi Brandenburg'da yapılacak seçimi önemli kılıyordu. İki Almanya’nın birleştiği 1990 yılından beri Brandenburg’da aralıksız iktidarda olan ve tüm seçimlerden en güçlü parti olarak çıkan SPD'nin, Thüringen ve Saksonya eyalet seçimlerinden sonra burada da başarısız olması halinde Başbakan Scholz'un da büyük yara alabileceği ve Federal Meclis’te güven oylamasına gitmek zorunda kalabileceği yorumları yapılıyordu. Eyalet Başbakanı Woidke, seçmenleri kendi ve partisi SPD lehine harekete geçirmek amacıyla AfD'nin seçimi kazanması halinde aktif politikayı bırakacağını ilan etmişti.

SPD, izlediği stratejiyle Brandenburg’da birinci parti olmayı başardı ancak 2021’den bu yana federal hükümette birlikte yer aldığı Yeşiller Partisi ve Hür Demokratik Parti (FDP) bir kez daha başarısız sonuçlar elde etti. Yeşiller, Saksonya’da da sadece yüzde 5,1’lik bir oy oranına ulaşırken Thüringen'de meclise girmeyi dahi başaramadı. FDP ise Brandeburg’da olduğu gibi bu iki eyalette de meclise giremedi.

Hükümetin geleceği tartışılıyor

Berlin’deki koalisyon hükümeti, sürekli kendi içindeki kavgalarla ve anlaşmazlıklarla boğuşan bir ortaklık tablosu yansıtırken, yapılan tüm kamuoyu araştırmaları ve son seçim sonuçları üçlü hükümetin halk tarafından onaylanmadığını gösteriyor. Bazı yorumcular, hükümetin Eylül 2025’te yapılacak genel seçime kadar ayakta kalamayacağını, erken seçimin şart olduğunu ifade ediyor. Ancak Brandenburg seçiminde SPD’nin birinci sırada yer alması nedeniyle Olaf Scholz‘un biraz olsun rahat bir nefes aldığı ve erken seçime gitmeyeceği görüşü de dile getiriliyor. Son kamuoyu yoklamalarına göre, Almanya’da bu hafta sonu genel seçim olsa Birlik Partileri CDU/CSU yüzde 33, AfD yüzde 20, SPD yüzde 14, Yeşiller yüzde 10, BSW (Birlik Sahra Wagenknecht) yüzde 10, FDP yüzde 4 ve Sol Parti yüzde 2,5 oy alacak görünüyor.

AfD ikinci güç haline dönüştü

Brandenburg seçimlerinin sonuçlanmasıyla Almanya’da genel seçim için geriye sayım da başladı. Ülkede 28 Eylül 2025'te genel seçime gidilecek. Son kamuoyu yoklamaları, AfD'nin ülke çapında CDU'nun arkasında ikinci parti olduğunu gösteriyor.

Euro Bölgesi'ndeki mali krize tepki olarak 2013'te kurulan, 2015’teki mülteci krizinde oy oranlarını artırmaya başlayan AfD, uzun süre tepki oylarının verildiği bir parti olarak görüldü. Ancak bu yıl Avrupa Parlamentosu, ardından Saksonya, Thüringen ve son olarak Brandenburg‘da meclis seçimlerini birinci veya ikinci sırada tamamlayarak artık bir protesto partisi olmadığını, tersine Alman siyasetinin kalıcı ve belirleyici bir aktörü haline dönüştüğünü kanıtladı. Yapılan analizler, seçim kampanyalarında hükümetin özellikle göç ve mülteci politikaları ile Ukrayna politikasını eleştiren AfD’nin seçmenler tarafından inandırıcı bulunduğuna, partiye bilinçli olarak oy verildiğine işaret ediyor.

Forum

STÜDYO VOA

ABD’den vatandaşlarına Lübnan uyarısı – 20 Eylül
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:58 0:00
XS
SM
MD
LG