Almanya, 2014’ten bu yana bir milyondan fazla mülteci aldı. Bu mültecilerin 400 binden fazlasını iç savaştan kaçan Suriyeliler oluşturuyor. Dresden’deki, Suriye’nin Halep kentindeki kuşatmayı anlatan bir anıt, göçle ilgili tartışmaları alevlendirmişe benziyor.
Dresden, İkinci Dünya Savaşı’nın izlerini hala taşıyor. Kentteki ünlü Meryem Ana Kilisesi, savaşın küllerinden yeniden doğmuş ve bugün alaşağı edilmiş yan yana üç otobüsten oluşan bir eseri, eteklerinde ağırlıyor.
Bu sanat eseri, Halep’teki bir olaydan esinlenmiş. Muhalifler, rejimin keskin nişancılarına karşı üç otobüsü dikerek barikat oluşturmuşlardı.
Projenin küratörü, eserin sahibinin Suriye kökenli bir Alman olduğunu ve eserin tarihi yankılar taşıdığını söylüyor.
Küratör Christiane Mennicke-Scwarz, “Sanatçı için Dresden kentinin savaştan sonra yeniden inşasına tanık olmak çok duygusal bir deneyimdi. Yüzyıllardan beri dünyanın dört bir yanında insanlar savaştan ve şiddetten kaçıyor. Bu yüzden burası onun için, umudun simgesi,” şeklinde konuşuyor.
Anıt, 13 Şubat’ta, Dresden’de çoğu sivil 25 bin kişinin öldüğü, tarihin en büyük bombardımanlarından birinin 72’nci yıldönümünde açıldı.
Dresden bugün aşırı sağcıların kalesi. Almanya İçin Alternatif Partisi gençlik kollarından Soren Oltersdorf, anıta tepkili.
Soren Oltersdortf, “Bu anıt açıkça Dresden halkını kışkırtmak için burada. Dresden bombardımanının kurbanlarının hatırasını geri plana attı ve 13 Şubat’ın anlamını gölgeledi” şeklinde konuşuyor.
Otobüslerin üzerinde yetkilileri kınayan ilanlar görülüyor. Ülke genelinde de göçle ilgili tartışmalar alevlenmiş durumda. Kent sakinleriyse karışık duygular içinde.
Christian, “Böyle şeyleri buraya dikmek yerine, parasını mülteciler için daha etkin şekilde kullanmalarını tercih ederim” şeklinde konuşuyor.
Sylvia, “1945’te Dresden’de ölenlere odaklanmalıyız. Evet bir savaş devam ediyor ve çok korkunç ama bunu anmanın yeri burası değil” diyor.
1945’teki Dresden’le günümüzün Halep’i arasında benzerlik kuranlar da var.
Patrick İrma, “Dresden bombardımana tutulmuştu. Birçok Alman mülteci durumuna düştü. Bunları unutuyor muyuz? Kentimizi ve simgelerinin önünde böyle bir koruma kalkanı olmasından memnunum. Bize tarihimizi anımsattı” şeklinde konuşuyor.
Eseri yapan sanatçı, anıtın siyasi bir simgeye dönüşmesi gibi bir niyeti olmadığını söylüyor. Yine de mülteci akını, Dresden’in geçmişinin anılarını ve Almanya’nın geleceğini gündemden düşürmüyor.