Erişilebilirlik

Almanya’da Suriyeli mülteci dalgası endişesi


Almanya'da, Suriye’de 2011'den beri süregelen iç savaşın son günlerde yeniden alevlenmesiyle yeni bir mülteci dalgasının yaşanacağı endişesi büyüyor.
Almanya'da, Suriye’de 2011'den beri süregelen iç savaşın son günlerde yeniden alevlenmesiyle yeni bir mülteci dalgasının yaşanacağı endişesi büyüyor.

Suriye'deki iç savaşın yeniden alevlenmesiyle yeni bir mülteci dalgasının yaşanabileceği endişesi taşıyan Almanya, özellikle Türkiye üzerinden gelebilecek göç akınlarına karşı önlem alma arayışına girdi.

Şubat ayında yapılacak erken genel seçimde birinci olmasına kesin gözüyle bakılan Hristiyan Birlik CDU/CSU’nun dış politika sözcüsü Jürgen Hardt, yaptığı açıklamada, "Özellikle içinde cihatçıların da bulunduğu karmaşık muhalefetin bölgede nasıl davranacağı belirsiz olduğu için Suriye’den Avrupa ülkelerine bir kaçış potansiyeli" olduğunu belirtti.

Hardt, tüm olası kaçış ve göç güzergahların Suriye'nin kuzeyinden Türkiye'ye doğru ilerlediğini belirterek, Türkiye'nin merkezi rolüne dikkat çekti.

Dış politika sözcüsü, "Yeni Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Türkiye ile hızlı bir şekilde yeni bir göç anlaşması yapmalıdır" şeklinde çağrıda bulundu ve Alman hükümetinin yaşanan seçim kaosu nedeniyle bu süreçte çok az etkili olacağına inandığını belirtti.

CDU/CSU Suriyeli mülteciler için Türkiye’yi işaret etti

CDU/CSU‘nun iç politika sözcüsü Alexander Throm ise Suriye'den gelebilecek mültecilerin Almanya'ya alınmasına karşı çıktı. Throm, "Kuzey Suriye'de cihatçı grupların ilerlemesi nedeniyle kaçış hareketleri olursa, bu durum ülke içindeki güvenli bölgelerde veya komşu ülkelerde gerçekleşmelidir" dedi.

Throm, "Uluslararası mülteci hukuku, öncelikle komşu ülkelerin sığınak ülkeleri olarak sorumluluk taşıdığını temel bir ilke olarak görüyor. Güvenliğe kısa yol ve vatanlarına kısa dönüş ilkesi geçerli olmalıdır" diye konuştu.

Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin öncelikle Ukrayna'dan gelen mültecilerden sorumlu olduğunu belirten siyasetçi, "AB ile karşılaştırıldığında Almanya, en fazla Ukraynalı mülteciyi kabul eden ülke" ifadesini kullandı.

Throm, "Bu grubun dışında, birliğin talep ettiği gibi daha önce güvenli ülkelerde sığınma başvurusunda bulunabilecek kişilerin sınırda geri gönderilmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.

SPD: "Suriye’deki uzlaşma süreci göç dalgasını önler, bu Türkiye’nin de yararına olur"

Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) uluslararası politikalar sözcüsü Nils Schmid de Suriye'deki İslamcı grupların ilerleyişi bağlamında, ülkede bir siyasi müzakere süreci çağrısında bulundu.

Schmid, uzlaşma sürecinin "Suriye'nin tüm bölgelerini kapsaması, farklı grupların uzlaşmasını teşvik etmesi ve bunların siyasi katılımını bir anayasa reformuyla güvence altına almasının önemli" olduğunu söyledi. Bir uzlaşma için ilk adım olarak Schmid, Suriye'nin Cumhurbaşkanı Beşar Esat'dan siyasi tutukluların serbest bırakılmasını talep etti.

Schmid ayrıca "Bir uzlaşma süreci, yeni bir göç dalgasının önlenmesine de yardımcı olabilir" dedi ve bunun Türkiye'nin de çıkarına olacağını vurguladı.

FDP Meclis Grubu'nun dış politika sözcüsü Ulrich Lechte de öncelikle komşu ülkelerin olası mültecilerden sorumlu olduğunu düşündüğünü belirtti.

"Bu ülkelerden Türkiye 3 milyon, Lübnan 1,5 milyon ve Ürdün 1,3 milyon mülteci alarak ülke dışına kaçan Suriyelilerin üçte ikisini zaten kabul etti" diyen Lechte, yeni bir dalga öncesi ek destek ve uluslararası yardım çağrısında bulundu.

"2015 yılında Avrupa'ya mülteci akını, UNHCR gibi yardım kuruluşlarının fonlarının tükenmesi nedeniyle başlamıştı" görüşünü savunan Lechte, "Umarım Başbakan Olaf Scholz, seçim kampanyasına rağmen, gerekli adımları atmak ve yardım sağlamak için biraz sağduyuya sahiptir" diye konuştu.

Yeşiller Meclis Grubu'nun iç politika sözcüsü Lamya Kaddor ise Suriye'deki son tırmanışın yeni bir mülteci dalgası yaratacağını söyledi.

Mültecilerle ilgili olarak zaten gergin olan Alman belediyelerindeki durumun daha da kötüleştirebileceği öngörüsünde bulunan Yeşiller Partili politikacı, "İnsanlar başlangıçta Suriye içindeki çevre bölgelere kaçacaklar. Ancak uzun vadede, süregelen umutsuzluk ve şiddetli çatışmalar birçok insanı ülkeden Almanya’ya doğru kaçmaya zorlayabilir. Bu gelişme, zaten şu anda bile sınırlarının kapasitesinde çalışan Alman belediyelerini daha büyük zorluklarla karşı karşıya bırakabilir" görüşünü dile getirdi.

Almanya, Suriyeli sığınmacıları geri göndermeyi tartışıyordu

Suriye’deki gelişmeler ve yeni bir göçmen dalgası endişesi, Almanya’da seçim öncesi gündemi belirleyecek konulardan biri olacak gibi görünüyor.

Başbakan Olaf Scholz, Mayıs sonunda Mannheim'de biri polis üç kişinin ölümüne yol açan ve Suriyeli bir sığınmacı tarafından yapılan bıçaklı saldırı sonrasında Suriyeli suç işleyen göçmenlerin sınır dışı edilmesinde daha ciddi kararlılık sergilemek istediklerini duyurmuştu.

Bu açıklamadan kısa bir süre sonra, Münster Yüksek İdare Mahkemesi 16 Temmuz 2024 tarihinde aldığı bir kararda, Suriye'deki bazı bölgelerin artık güvenli olduğuna ve sivillerin ciddi bir hayati tehlike altında olmadığına dikkat çekerek, Almanya'da Suriyelilere genel bir koruma hakkı bulunmadığına hükmetti. Mahkeme, kararında, "Suriye’de insanların yaşamları artık genel olarak tehdit altında değil. Sivillerin saldırılarda ölmeleri beklenmiyor ve güvenli bölgelerin yeterli olduğuna ilişkin yeterli deliller var" dedi.

Bu karar, Almanya'da Suriyeliler için sınır dışı uygulamaları ve bazı durumlarda koruma statüsü taleplerinin reddedilmesi için dönüm noktası olarak yorumlandı. Hükümetteki sosyal demokrat SPD, bu karar sonrasında sınır dışı işlemlerinin hızlandırılacağını duyurdu.

Suriyeli göçmenler, Alman kamuoyunda en çok tartışılan konulardan biri. Özellikle Almanya için Alternatif (AfD) Partisi, Suriyeli göçmenler konusunu sıkça kullanarak göçmen karşıtı söylemler geliştiriyor ve bu göçmenlerin Almanya'nın sosyal ve ekonomik yapısına zarar verdiğini iddia ederek, sınır dışı edilme politikalarını savunuyor.

AfD’nin oy oranını sürekli olarak artırması sonucunda ise son aylarda diğer partiler de benzer söylemlerle göçmenlerin geri gönderilmesini ve Suriye'de güvenli bölgelerin oluşturulmasını savunan açıklamalara imza attılar. Böylece ülkede siyasi atmosfer sığınmacılara ve göçmenlere karşı daha sertleşti.

Federal İstatistik Dairesi'nin son verilerine göre Almanya'da, çoğunluğu 2015 sonrasında gelen yaklaşık 1,2 milyon Suriyeli yaşıyor. Türkiye ile Mülteci Mutabakatı gibi alınan önlemlere rağmen Suriyeliler Almanya'ya gelmeye devam ediyor. 2024 yılının ilk yarısında iltica başvurusunda bulunan Suriyeli sayısı 37 bin 633 olarak kayıtlara geçti.

Forum

XS
SM
MD
LG