NEW YORK —
Amerika’da doğumların çoğu hastanelerde yapılıyor. Buna karşılık bazı kentlerde evde doğum yaygınlaşmaya başladı.
Emilie Jacobs ve eşi Rowan Finnegan ikinci çocuklarının doğumunu bekliyor. Bebeğin cinsiyetini bilmiyorlar ama Emilie, 22 aylık ilk çocukları Elias’ınkinde olduğu gibi yine evde doğum yapacak ve doğuma aynı lisanlı hemşire ebe olarak girecek. Eğer her şey sorunsuz giderse huzurlu ve ilaçsız bir doğum olacak. Doğumda yüksek teknolojili izleme araçları, cerrahi müdahale ya da doğumu hızlandıran ilaç da kullanılmayacak.
Emilie Jacobs: “Doğumdan sonra kendi banyoma gideceğim, kendi yatağımda uyuyacağım. Kendi evimde olacağım. Bunun yerini hiçbirşey dolduramaz.”
Tıp öğrencisi iken Jacobs birçok hastanede yapılan doğumları gözlemlemiş. Jacobs’a göre doktorlar doğum yapan annelerin endişelerinden çok, hastanelerin protokollerine ve tıbbi hatadan kaynaklanacak davalardan sakınmaya öncelik veriyor.
Emilie Jacobs: “Hamile olmak bir hastalık değil. Bu çok güzel bir deneyim ve eğer sizi destekleyen birileri varsa kendi evinizde doğum yapmak gerçekten bir nimet.”
Evde doğum yapmak son yıllarda daha çok rastlanan bir durum. Yılda 30 bin bebek evde doğuyor. Ancak bu hala Amerika’daki yıllık doğumların %1’inden az. Ricky Lake’in 2008 yılında çektiği “Doğum İşleri” isimli belgesel evde yapılan doğumların artmasına neden olmuş. Filmde ılık suyla dolu küvetlerde yapılan kolay doğum görüntülerine yer verilmiş.
Evde doğumu savunanlar da ebelerin yardımıyla yaptıkları su doğumlarını kayda alarak bu yöntemi yaymaya devam ediyor.
Ancak bu tür doğumların karşıtları yöntemin güvenli olmadığını düşünüyor. Amerikan Obstetrik ve Jinekoloji Dergisi’nde yayınlanan bir çalışmaya göre evde doğan bebeklerin hastanede doğanlara göre ölü doğma riski 10, ciddi nörolojik sorunlarla doğma riski ise 4 kat daha fazla.
Dr. Frank Chernevak raporun yazarlarından: “Biz doğum sırasında bir sorun olduğunda ünitemizde tek bir saniye kazanmak için bile mücadele veriyoruz. Bunun için acil durum tatbikatı yapıyoruz ve acil durum sezaryanlarına hazırlanıyoruz. Eğer hastaneden bir sokak ötede bile olsanız bu geç kalma anlamına gelir.”
Ancak Amerikan Hemşire Ebeler Koleji’nden Tina Johnson çalışmanın hatalı olduğunu söylüyor.
Tina Johnson: “Çok hatalı verilerden sonuçlar elde edilmiş. Bu sonuçlar diğer araştırmalarla örtüşmüyor. Aynı dergide sonradan çıkan diğer bir makaleye göre evde bir hemşire ebeyle planlanan doğumların hastane doğumları kadar güvenli olduğu sonucuna varıldı.”
Yazar Jennifer Block da bu görüşe katılıyor ve kadınların evde doğum yapmayı hem kendi hem de bebeklerinin sağlığı için seçtiğini belirtiyor.
Jennifer Block: “Eğer bir anne doğal doğum yaparsa bu bebek için en iyi sonuç. Bebekler doğal doğumdan fayda sağlıyor. Akciğerleri ve solunum sistemleri yarar sağlıyor. Kalınbağırsakları da iyi bakterilerle doluyor.”
Block, ayrıca Batı Avrupa ve diğer bazı ülkelerde sağlıklı hamile kadınlarla ebelerin ilgilendiğini; sadece komplikasyon durumunda doktora gittiklerini söylüyor.
Emilie Jacobs ve eşi Rowan Finnegan ikinci çocuklarının doğumunu bekliyor. Bebeğin cinsiyetini bilmiyorlar ama Emilie, 22 aylık ilk çocukları Elias’ınkinde olduğu gibi yine evde doğum yapacak ve doğuma aynı lisanlı hemşire ebe olarak girecek. Eğer her şey sorunsuz giderse huzurlu ve ilaçsız bir doğum olacak. Doğumda yüksek teknolojili izleme araçları, cerrahi müdahale ya da doğumu hızlandıran ilaç da kullanılmayacak.
Emilie Jacobs: “Doğumdan sonra kendi banyoma gideceğim, kendi yatağımda uyuyacağım. Kendi evimde olacağım. Bunun yerini hiçbirşey dolduramaz.”
Tıp öğrencisi iken Jacobs birçok hastanede yapılan doğumları gözlemlemiş. Jacobs’a göre doktorlar doğum yapan annelerin endişelerinden çok, hastanelerin protokollerine ve tıbbi hatadan kaynaklanacak davalardan sakınmaya öncelik veriyor.
Emilie Jacobs: “Hamile olmak bir hastalık değil. Bu çok güzel bir deneyim ve eğer sizi destekleyen birileri varsa kendi evinizde doğum yapmak gerçekten bir nimet.”
Evde doğum yapmak son yıllarda daha çok rastlanan bir durum. Yılda 30 bin bebek evde doğuyor. Ancak bu hala Amerika’daki yıllık doğumların %1’inden az. Ricky Lake’in 2008 yılında çektiği “Doğum İşleri” isimli belgesel evde yapılan doğumların artmasına neden olmuş. Filmde ılık suyla dolu küvetlerde yapılan kolay doğum görüntülerine yer verilmiş.
Evde doğumu savunanlar da ebelerin yardımıyla yaptıkları su doğumlarını kayda alarak bu yöntemi yaymaya devam ediyor.
Ancak bu tür doğumların karşıtları yöntemin güvenli olmadığını düşünüyor. Amerikan Obstetrik ve Jinekoloji Dergisi’nde yayınlanan bir çalışmaya göre evde doğan bebeklerin hastanede doğanlara göre ölü doğma riski 10, ciddi nörolojik sorunlarla doğma riski ise 4 kat daha fazla.
Dr. Frank Chernevak raporun yazarlarından: “Biz doğum sırasında bir sorun olduğunda ünitemizde tek bir saniye kazanmak için bile mücadele veriyoruz. Bunun için acil durum tatbikatı yapıyoruz ve acil durum sezaryanlarına hazırlanıyoruz. Eğer hastaneden bir sokak ötede bile olsanız bu geç kalma anlamına gelir.”
Ancak Amerikan Hemşire Ebeler Koleji’nden Tina Johnson çalışmanın hatalı olduğunu söylüyor.
Tina Johnson: “Çok hatalı verilerden sonuçlar elde edilmiş. Bu sonuçlar diğer araştırmalarla örtüşmüyor. Aynı dergide sonradan çıkan diğer bir makaleye göre evde bir hemşire ebeyle planlanan doğumların hastane doğumları kadar güvenli olduğu sonucuna varıldı.”
Yazar Jennifer Block da bu görüşe katılıyor ve kadınların evde doğum yapmayı hem kendi hem de bebeklerinin sağlığı için seçtiğini belirtiyor.
Jennifer Block: “Eğer bir anne doğal doğum yaparsa bu bebek için en iyi sonuç. Bebekler doğal doğumdan fayda sağlıyor. Akciğerleri ve solunum sistemleri yarar sağlıyor. Kalınbağırsakları da iyi bakterilerle doluyor.”
Block, ayrıca Batı Avrupa ve diğer bazı ülkelerde sağlıklı hamile kadınlarla ebelerin ilgilendiğini; sadece komplikasyon durumunda doktora gittiklerini söylüyor.