WASHINGTON —
Rusya’nın Ukrayna’nın Kırım bölgesini ele geçirmesinden sonra bölgede gerilim artıyor. Amerika ve müttefik ülkeler Moskova’ya bir karşılık verme hazırlığı içinde. Washington’un Rusya’yı caydırmak için ne yapılabileceğiyse açık değil.
Ukrayna’da durumun ciddiyeti artarken Amerikalı bazı siyasetçiler Washington’un tepkisinin sert olmasını istiyor.
Ancak Diplomatik Koruma Eğitim Enstitüsü Genel Müdürü Ian von Gordon’a göre, bu zayıf bir olasılık: “Amerika ne derse desin ciddiye alınmayacak. Bu iki yaşında bir çocuğun yeri tekmelemesine benziyor.”
Gordon, Amerika’nın sesini yükseltebileceğini, ancak konunun sonuç olarak Avrupa’nın meselesi olduğunu söylüyor: “Amerika Avrupa’ya baskı yaparak kendi arka bahçesinden sorumlu olduğunu hatırlatmalı.”
Brookings Enstitüsü Dış Politika Araştırma Direktörü Michael O’Hanlon, Rusya Cumhurbaşkanı Putin’in güç kullanma tehdidinin Ukrayna’nın yeni Batı yanlısı hükümetine gözdağı verme isteğinden kaynaklandığını söylüyor: “Onları kaygılandırmak ve elinde seçenekler olduğuna inandırmak istiyor. Zorlayıcı diplomasi kullanarak yeni Ukrayna hükümetinin Ukrayna’daki Rusya taraftarı gruplara saygılı davranmasını sağlamak istiyor.”
Ukrayna’nın batısında büyük çoğunlukla Ukrayna dili konuşuluyor ve bu bölge, AB üyesi komşularına yakınlık duyuyor. Güney ve doğudaki bazı bölgelerdeyse çoğunlukla Rusça konuşuluyor.
Bu bölgeler Rusya’ya yakınlık duyuyor: “Ülkenin büyük bir bölünmeye gitmesi mümkün.”
Heritage Vakfı Dış Politika Çalışmaları Direktörü Steven Bucci’ye göre, Amerika’nın Ukrayna’daki nüfuzu sınırlı: “Konuşma yapmak dışında konuyla ilgili olarak yapabileceğimiz fazla bir şey yok. Bunun da bu durumda çok etkili olacağını sanmıyorum.”
Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry Salı günü Kiev’de yeni hükümete destek verdi ve 1 milyar dolarlık kredi vadetti.
Ancak Pazartesi günü, Haziran ayında Rusya’nın Sochi kentinde yapılması planlanan G-8 toplantısının ön görüşmesi iptal edildi. Cumhurbaşkanı Putin Ukrayna’ya Rus askerleri gönderildiğini yalanlarken bölgedeki Ruslar’ın haklarının korunması amacıyla bu seçeneğin masada tutulduğunu söyledi.
Ukrayna’da durumun ciddiyeti artarken Amerikalı bazı siyasetçiler Washington’un tepkisinin sert olmasını istiyor.
Ancak Diplomatik Koruma Eğitim Enstitüsü Genel Müdürü Ian von Gordon’a göre, bu zayıf bir olasılık: “Amerika ne derse desin ciddiye alınmayacak. Bu iki yaşında bir çocuğun yeri tekmelemesine benziyor.”
Gordon, Amerika’nın sesini yükseltebileceğini, ancak konunun sonuç olarak Avrupa’nın meselesi olduğunu söylüyor: “Amerika Avrupa’ya baskı yaparak kendi arka bahçesinden sorumlu olduğunu hatırlatmalı.”
Brookings Enstitüsü Dış Politika Araştırma Direktörü Michael O’Hanlon, Rusya Cumhurbaşkanı Putin’in güç kullanma tehdidinin Ukrayna’nın yeni Batı yanlısı hükümetine gözdağı verme isteğinden kaynaklandığını söylüyor: “Onları kaygılandırmak ve elinde seçenekler olduğuna inandırmak istiyor. Zorlayıcı diplomasi kullanarak yeni Ukrayna hükümetinin Ukrayna’daki Rusya taraftarı gruplara saygılı davranmasını sağlamak istiyor.”
Ukrayna’nın batısında büyük çoğunlukla Ukrayna dili konuşuluyor ve bu bölge, AB üyesi komşularına yakınlık duyuyor. Güney ve doğudaki bazı bölgelerdeyse çoğunlukla Rusça konuşuluyor.
Bu bölgeler Rusya’ya yakınlık duyuyor: “Ülkenin büyük bir bölünmeye gitmesi mümkün.”
Heritage Vakfı Dış Politika Çalışmaları Direktörü Steven Bucci’ye göre, Amerika’nın Ukrayna’daki nüfuzu sınırlı: “Konuşma yapmak dışında konuyla ilgili olarak yapabileceğimiz fazla bir şey yok. Bunun da bu durumda çok etkili olacağını sanmıyorum.”
Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry Salı günü Kiev’de yeni hükümete destek verdi ve 1 milyar dolarlık kredi vadetti.
Ancak Pazartesi günü, Haziran ayında Rusya’nın Sochi kentinde yapılması planlanan G-8 toplantısının ön görüşmesi iptal edildi. Cumhurbaşkanı Putin Ukrayna’ya Rus askerleri gönderildiğini yalanlarken bölgedeki Ruslar’ın haklarının korunması amacıyla bu seçeneğin masada tutulduğunu söyledi.
