WASHINGTON —
Ağustos 2011’de Pew Araştırma Merkezi tarafından yayınlanan ankette Amerika’daki Müslümanlar’ın yüzde 59’unun 18 ve 39 yaşları arasında olduğu ortaya çıkmıştı. Genel nüfusun ise yüzde 40’ı bu yaş grubunda. Bu genç yetişkinler grubunda olmak Amerikalı Müslümanlar’a fırsatlar sunsa da, bu gençler zorluklarla da karşı karşıya.
Boston Maratonu saldırısını iki Müslüman gencin yapması Amerikalı Müslümanlar’a toplumlarındaki gençlerin terör ve şiddet için kullanılabileceğini hatırlattı. Uzmanlar toplum liderlerinin gençleri şiddet yolundan uzak tutmak için çalışmaları gerektiğini söylüyor. Dar ül-Hicret İslam Merkezi’nden İmam Johari kendisinin ve diğer liderlerin her zaman şiddete karşı mesajlar yaydığını söylüyor: “Ben gençlere siyah Amerikalılar’ın tarihinden söz ediyorum. Eğer sosyal değişim yaratırsak siyahları özgürleştirenin şiddet olmadığını unutmamamız gerek. Bu beyazların, siyahların, dindarların, siyasetçilerin iradesiyle, onların birleşip durumun Amerikan anayasası ve Tanrı’ya karşı bir durum olduğunu söylemesiyle oldu. Biz bunu başardık.”
Brookings Enstitüsü’nden Peter Skerry yakın geçmişte Müslüman gençliği asimile etmenin zorluğuyla ilgili bir makale yazdı: “Müslüman liderler Müslüman gençlikle ve Müslüman Amerikalılar’la iyi bir iletişim kuramıyor. Çok yönlü açıklamalarla farklı yollara doğru gidiyor ve sağlam bir duruş sergilemeyi başaramıyorlar.”
İmam Johari’ye göre, gençleri şiddetten uzak tutmanın sorumluluğu topluma ait: “Müslüman kanseri, Müslüman yüksek tansiyonu gibi bir şey olmadığı gibi İslami şiddet diye bir şey yok. Bu gençler kendi kişisel sorunları, duygusal sorunları nedeniyle bir şeylere bulaşıyor. Elimizden geleni yapıyoruz ama yeterli olmuyor. Bu hepimizin çözmesi gereken bir sorun.”
Uzmanlara göre, çocukları radikal gruplarla ilişki kurduğunda ya da Internet’ten bu grupları izlediğinde durumu ilk fark edenlerin aileler olması gerekiyor. Mesud Han ve eşinin 4 çocuğu var ve Han, ailesinin tehlikenin farkında olduğunu söylüyor: “Eşim bu konuda çok sıkı ve biz ne yaptığımızın farkındayız. 2 oğlum ve 2 kızım da Internet’te ve bilgisayarda ne yaparlarsa izliyoruz. Ne yaptıklarını biliyoruz.”
Han ailelerin çocuklarıyla ilgilenmesi gerektiğini, onların dini ve sosyal faaliyetlerini dengelemesi gerektiğini söylüyor.
Boston Maratonu saldırısını iki Müslüman gencin yapması Amerikalı Müslümanlar’a toplumlarındaki gençlerin terör ve şiddet için kullanılabileceğini hatırlattı. Uzmanlar toplum liderlerinin gençleri şiddet yolundan uzak tutmak için çalışmaları gerektiğini söylüyor. Dar ül-Hicret İslam Merkezi’nden İmam Johari kendisinin ve diğer liderlerin her zaman şiddete karşı mesajlar yaydığını söylüyor: “Ben gençlere siyah Amerikalılar’ın tarihinden söz ediyorum. Eğer sosyal değişim yaratırsak siyahları özgürleştirenin şiddet olmadığını unutmamamız gerek. Bu beyazların, siyahların, dindarların, siyasetçilerin iradesiyle, onların birleşip durumun Amerikan anayasası ve Tanrı’ya karşı bir durum olduğunu söylemesiyle oldu. Biz bunu başardık.”
Brookings Enstitüsü’nden Peter Skerry yakın geçmişte Müslüman gençliği asimile etmenin zorluğuyla ilgili bir makale yazdı: “Müslüman liderler Müslüman gençlikle ve Müslüman Amerikalılar’la iyi bir iletişim kuramıyor. Çok yönlü açıklamalarla farklı yollara doğru gidiyor ve sağlam bir duruş sergilemeyi başaramıyorlar.”
İmam Johari’ye göre, gençleri şiddetten uzak tutmanın sorumluluğu topluma ait: “Müslüman kanseri, Müslüman yüksek tansiyonu gibi bir şey olmadığı gibi İslami şiddet diye bir şey yok. Bu gençler kendi kişisel sorunları, duygusal sorunları nedeniyle bir şeylere bulaşıyor. Elimizden geleni yapıyoruz ama yeterli olmuyor. Bu hepimizin çözmesi gereken bir sorun.”
Uzmanlara göre, çocukları radikal gruplarla ilişki kurduğunda ya da Internet’ten bu grupları izlediğinde durumu ilk fark edenlerin aileler olması gerekiyor. Mesud Han ve eşinin 4 çocuğu var ve Han, ailesinin tehlikenin farkında olduğunu söylüyor: “Eşim bu konuda çok sıkı ve biz ne yaptığımızın farkındayız. 2 oğlum ve 2 kızım da Internet’te ve bilgisayarda ne yaparlarsa izliyoruz. Ne yaptıklarını biliyoruz.”
Han ailelerin çocuklarıyla ilgilenmesi gerektiğini, onların dini ve sosyal faaliyetlerini dengelemesi gerektiğini söylüyor.
