Erişilebilirlik

Amerikalı Türklerden Engelli Çocuklara Destek


Amerikalı Türklerden Engelli Çocuklara Destek
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:07:16 0:00

New York’ta bir grup Türk, gönüllü katkılarıyla engelli çocuklara binicilik öğreten çiftliği ayakta tutmaya çalışıyor

New York kenti yakınlarındaki bir at çiftliği fiziki ya da zihinsel engelli çocuklara at biniciliği öğretiyor; bu yolla hayatlarında oluşan diğer engelleri aşmalarına yardımcı oluyor. Gönüllü olarak bu programı yürüten çiftliğin yardımına koşanlar arasında New York’ta yaşayan Türkler de var.

Excel Binicilik ve Terapi Merkezi’ni ilk bakışta diğer küçük at çiftliklerinden ayırt etmek zor. Burada da ahırlar, atlar, doğa kokusu ve atlara meraklı biniciler var. Ancak bu çiftlik sadece atlarla, onların tutkunlarını biraraya getiren bir yer değil, bir terapi merkezi. Burada fiziki ya da zihinsel engelli çocuklara; yakınları veya tanımadıkları tarafından kötü muameleye maruz tutuldukları için duygusal ve bedensel travmaya uğrayanlara binicilik öğretiliyor. Ama aslında tek öğrenilen binicilik değil. Çiftliğin kurucusu Kathleen Kotler, geç saatlere kadar çalıştığı bu çiftlikte öğrencilerinin binicilik dışında ne öğrendiğini şöyle açıklıyor: “Terapi amaçlı binicilikte çocuklar ve gençler kendilerine güvenmeyi, kendilerini geliştirmeyi öğreniyorlar. Binicilik onlara fiziki olarak kaybettikleri gücü, irade olarak geri veriyor; tıpkı diğer insanlar gibi isterlerse hedefledikleri herşeyi yapabileceklerine inanmalarını sağlıyor. Bu irade gücünün yanı sıra fiziksel kazanımlar da elde ediyorlar. Yürüyemeyen bir öğrencimiz üç aylık binicilik dersinden sonra fizik tedavi görebilecek düzeye geldi. Konuşma sıkıntısı çeken bir öğrencimiz daha rahat konuşmaya başladı.”

Kathleen Kotler, multpl skleroz hastası. Hastalık yüzünden yaşadığı fiziksel ve duygusal sıkıntıları bir tesadüf sonucu başladığı at biniciliği sayesinde azalınca, bu reçeteyi diğer insanlarla da paylaşmaya karar vermiş ve 27 yıl önce Excel çiftliğini kurmuş. O zamandan bu yana da çiftliğe gelenlere biniciliği, asıl da hayatın zorluklarıyla başa çıkmayı, öğretiyor.

Atları ve biniciliği çok sevdiğini söyleyen Michael Baker bu deneyimden oldukça mutlu: “Burada kendimi çok iyi hissediyorum. Atların verdiği huzuru seviyorum. Kathleen de bize çok iyi ve çok saygılı davranıyor.”

Çiftliğe Türkler’den destek

Bir tesadüf sonucu merak sardığı biniciliği Excel çiftliğiyle bir terapi aracına dönüştüren Kathleen’in yolu yine bir raslantı sonucu New York’ta yaşayan Türklerle de çakışmış. Bisikletle gezerken yolunu kaybeden Demet Demirkaya yanlışlıkla kendini bu at çiftliğinde bulunca Kathleen’le tanışmış, önce terapi amacıyla çocuklara ders verildiğini öğrenmiş sonrasında da çiftliğin mali sıkıntıda olduğunu. İşte o gün çiftliğe gönüllü olarak destek olmaya karar vermiş. Demet Demirkaya, “Ben burada atların günlük bakım işlerine yardımcı oluyorum. Yemlerinin verilmesi ve temizliklerinin yapılması gibi işleri yapıyorum. Ama bunun da ötesinde çiftliğin tanıtımına katkıda bulunmak için bir Internet sitesi oluşturdum. Bu sitede kar amacı gütmeyen çiftliğin amacını anlattım. Site aracılığıyla bağışta bulunmak isteyenlere bunu yapma fırsatı tanımış olduk,” diyor.

Demet Demirkaya, çiftliğin maddi sıkıntıları aşması için civardaki Türk toplumu bireylerinin de yardımına başvurmuş. Bu isteğe olumlu yanıt veren Türkler de artık çiftlik için ya para yardımı yapıyor ya gönüllü olarak çalışıyor ya da herhangi bir engeli olmasa da binicilik öğrenmesi için çocuklarını çiftliğe getiriyor. Nevin Bakır da bu gönüllülerden. Bakır, çiftliğin tanıtımı amacıyla yapılan reklam ve pazarlama çalışmalarını şöyle özetliyor: “Bir takım broşürler hazırlandı evlere dağıtılacak, doktorlara, çocuklu ailelere gönderilecek. Bu broşürler sayesinde ders almak isteyen öğrencilerin sayısını artırmayı umuyoruz. İleriki dönemlerde de elimizden geldiğince ister Türk kesimi olsun ister, Amerikalılar olsun bunları duyurmaya devam edeceğiz, çünkü gerçekten çiftlik iyi bir ortam. Umarım sesimizi duyurabiliriz ve daha fazla güç buluruz diye düşünüyorum.”

Nevin Bakır’ın kızı İclal de küçük yaşına rağmen büyük özveriyle gönüllü çalışıyor. İclal, “Ben atları ve çiftliği çok seviyorum, buraya gönüllü olarak yardım etmeyi çok seviyorum. Buradaki görevim, atların yemini zamanında aksatmadan vermek, bunu yapmayı da çok seviyorum,” diyor.

Gönüllüler arasında yer alan Şermin Özgülsat da Mayıs ayından bu yana çiftliğe yardım ediyor. Özgülsat, “Ben atların bakımı ve temizliğiyle ilgileniyorum. Birilerine yardım edebilmek çok güzel ve bunu yapabildiğim için çok mutluyum,” diyor.

Şermin yardım ettiği için mutluyken, oğlu Bedirhan’ın mutluluk kaynağı farklı. Bedirhan Özgülsat, “Ata binince kendimi çok mutlu hissediyorum ve arkadaşlarım da buraya gelsin istiyorum,” diye açıklıyor bu mutluluğunu.

Başlangıçta çocuklar, gönüllü olarak değil, biraz aile zoruyla gelseler de sonuçtan memnun kalmışlar. Mustafa Özgülsat başta aile zoruyla gelenler arasında: “Buraya beni ilk kez annem getirdi. Çiftliğin çok eğlenceli bir yer olduğunu söyledi. Ben de atlara binince çok eğlendim ve beğendim, sonra yine gelmeye başladım. Doğum günümü bile burada yaptım,” diyor.

Gönüllü Türkler doğum günlerinin yanı sıra piknik gibi sosyal etkinlikler düzenleyerek de çiftlik için bağış toplamayı başarmışlar.

Demet Demirkaya bu tür faaliyetlerde Türklerin her türlü katkıyı yaptıklarını söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu yaz bağış toplamak üzere düzenlediğimiz piknik için kimi yemek yaptı, kimi amblemli bastırdığımız t-shirt’leri sattı, New York’taki 5 Corners isimli Türk marketi de yiyecek bağışında bulundu. New York’ta Türkçe yayın yapan yerel Radyo Türküm’ün anonslarıyla katılım arttıkça çiftliğe mali açıdan kısa süreli de olsa nefes aldıracak kadar para toplayabildik. Bazı Türkler de yüzlerce dolar bağışta bulundu.”

Demet Demirkaya: “Çiftlik hem binicilere hem de atlara terapi niteliğinde”

Çiftlik sahibi Kathleen Kotler bugüne kadar birçok Amerikalı’nın desteğiyle ayakta duran çiftliğe Türkler’in de destek olmaya başlamasından çok memnun. Kotler, “New York’taki Türkçe bir radyoya demeç verdikten sonra, 60 kadar Türk çiftliğe geldi. O gün hem para yardımı yaptılar, hem de sonrasında gönüllü olarak çalışmaya başladılar. Türkler hem atlarıma, hem bana hem de ders alan çocuklara büyük ilgi ve sevgi gösterdiler. Onlara çok minnettarım,” diyor.

Excel Çiftliği’ne en az sahibi kadar gönül veren Demet Demirkaya, burada sadece çocukların değil aslında atların da hayat bulduğuna dikkati çekiyor. Çünkü dersler için kullanılan atlar da sırtlarında taşıdıkları bazı çocuklar gibi fiziksel veya duygusal açılardan travmalı. Kimi yaşlı yarış atı, kimi kanserli, kimi de sakat.

Demet Demirkaya, “Burada kullanılan atlar, kendileri de bir kenara atılmış, artık insanların ihtiyaç duymadığı yaşlı ya da sakat atlar, dolayısıyla bu terapi dersleri hem atlar hem de biniciler için yarar sağlıyor. Bu sayede ‘iki yarım biraraya geliyor’ ve birbirlerine yarar hale getiriliyor,” şeklinde konuşuyor.

İki yarım her zaman biraraya gelmediğinden, geldiğinde de Excel çiftliğindeki gibi her zaman ahenkli bir uyum oluşturmadığından, şimdilik Demet Demirkaya ve diğer Türk gönüllüler tanıklık ettikleri bu ahengi yardımlarıyla olabildiğince sürdürmeye kararlı görünüyor.

  • 16x9 Image

    Melek Çağlar

    Melek, meslek yaşamına yazılı basında başladı. Haftalık Barometre gazetesinde muhabir ve Management-Marketing sayfa editörü olarak çalıştıktan sonra 1990’lı yılların başında aynı gazetenin Yazı İşleri Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. Meslek yaşamına kısa bir ara verip İngiliz Kraliyet bursuyla City University London’da gazetecilik eğitimi aldı. 1994 yılında Amerika’ya yerleşmeden önce Hürriyet gazetesinde çalıştı. Meslek yaşamına halen Internet, radyo ve televizyon yayıncılığı yapan Amerika’nın Sesi’nde devam ediyor. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan Melek, yüksek lisans derecesini 2002 yılında tamamladığı George Washington Üniversitesi MBA programından aldı.

XS
SM
MD
LG