ILLINOIS —
Amerika’nın Irak’tan asker çekmeyi tamamladığı 2011 yılında yapılan kamuoyu yoklamalarına katılanların çoğu, bu ülkenin işgalinin hata olduğunu açıklamıştı. Amerikalılar'ın bu şekilde düşünmesinde, savaşta kaybedilen askerlerin sayısı önemli rol oynadı. Saddam Hüseyin’i deviren savaşın üzerinden tam 10 yıl geçti. Duygularsa hala aynı. Savaşta ölen askerlerin yakınlarıyla görüşen Amerika’nın Sesi muhabiri Kane Farabaugh, bu kişilerin savaşın anlamını ve sonuçlarını sorgulamaya devam ettiğini bildiriyor.
Irak’ta savaşan Harvey Kanter, soğuk bir Mart günü ziyaret ettiği bu anıtta, ölen silah arkadaşlarını anarken gözyaşlarını tutmakta zorlanıyor: “Ne adlarını, ne de nasıl öldüklerini unutabiliyorsunuz.”
Illinois eyaletinin Marseilles kentinde bulunan bu savaş anıtında Kanter’ın ölen üç silah arkadaşının adları da yazıyor. Savaşın en şiddetlendiği dönemde Irak’ta birlikte çarpışmışlar. Kanter, halktan destek görmeyen bu savaşın kayıplarının yavaş yavaş Amerikalılar’ın hafızalardan silindiğini söylüyor.
Huffington Post gazetesinin Ocak ayında yaptığı kamuoyu yoklamasına göre Amerikalılar'ın %52’si, 2003’teki Irak savaşının hata olduğunu düşünüyor.
Katılımcıların %55’iyse bu savaşa değmediğini söylüyor.
John Bartosiewicz, “Bu anıta gelip de, bu kadar insanın hayatını kaybettiği savaş hakkında ‘hataydı’ ya da ‘değmezdi’ denildiğini görmeyi asla istemem,” diyor.
Anıtın gönüllü rehberi John Bartosiewicz’in iki oğlu da asker, ama Irak’ta savaşmamışlar. Kendisi 2003’te bu savaşa destek verse de, 2011’de askerler geri döndüğünde rahatladığını söylüyor: “Bir hedef belirleyip de bu hedefe ulaşmadan çekilmiş olsalardı, o zaman ‘savaşa değmezdi derdim. Çünkü bu kadar insan kaybedildi, onların üzerine hiçbir değer koyamazsınız.”
Matthew Schweitzer, “Savaş sırasında genelde ‘Savaşa değil, ama askerlerimize destek veriyoruz’ şeklinde bir ruh hali vardı. Bence bunun farkında olmak çok önemli,” şeklinde konuşuyor.
Chicago Üniversitesi araştırmacılarından Matthew Schweitzer, Irak ve Afganistan savaşlarının geride bıraktığı mirası değerlendiren bir bloğun kurucusu. Schweitzer, özellikle Irak’a daha fazla asker gönderildiği dönemde Amerikan kamuoyu görüşünün tamamen değiştiğini söylüyor: “Elde edilemeyecek bir amaç uğruna binlerce, yüzbinlerce Iraklı’nın öldüğünü, çok sayıda Amerikan askerinin kaybedildiğini gördükten sonra kamuoyu görüşü biraz geç de olsa değişmeye başladı.”
Jerry Terando ise, “Özgürlük nedir, demokrasi nedir, bunların bedeli nedir, bunlar hakkında insanların görüşlerini değiştirmek zor,” şeklinde konuşuyor.
Jerry Terrando’nun bu saydığı değerler için ödediği bedel, oğlu Joshua oldu. Joshua Terando, 2005 yılında Irak’ta bir keskin nişancı tarafından öldürüldü. Baba Jerry Terando, Irak savaşı karşıtı çoğunluğa katılan Amerikalılar’dan biri.
Jerry Terando, “Askerlerimiz ne için savaşırsa savaşsın, her şey siyasette bitiyor. Kazanmaya gönülsüz bir ulus ve iradesiz bir devletle zamanı ancak boşa harcarız,” diyor.
Joshua’nın adı da bu savaş anıtının mermer duvarlarına kazılı. Bu mermer duvarlar Jerry Terando ve ailesine, ödedikleri bedeli daima hatırlatacak: “Onu tekrar sağ görebilmek için her şeyi yapardım. Ama yine de yaptığı fedakarlıktan dolayı onunla gurur duyuyorum. Umarım tüm Amerika onun ve bu duvarda adları yazılı olanların yaptığı fedakarlığın farkında olur.”
Irak’ta savaşan Harvey Kanter, soğuk bir Mart günü ziyaret ettiği bu anıtta, ölen silah arkadaşlarını anarken gözyaşlarını tutmakta zorlanıyor: “Ne adlarını, ne de nasıl öldüklerini unutabiliyorsunuz.”
Illinois eyaletinin Marseilles kentinde bulunan bu savaş anıtında Kanter’ın ölen üç silah arkadaşının adları da yazıyor. Savaşın en şiddetlendiği dönemde Irak’ta birlikte çarpışmışlar. Kanter, halktan destek görmeyen bu savaşın kayıplarının yavaş yavaş Amerikalılar’ın hafızalardan silindiğini söylüyor.
Huffington Post gazetesinin Ocak ayında yaptığı kamuoyu yoklamasına göre Amerikalılar'ın %52’si, 2003’teki Irak savaşının hata olduğunu düşünüyor.
Katılımcıların %55’iyse bu savaşa değmediğini söylüyor.
John Bartosiewicz, “Bu anıta gelip de, bu kadar insanın hayatını kaybettiği savaş hakkında ‘hataydı’ ya da ‘değmezdi’ denildiğini görmeyi asla istemem,” diyor.
Anıtın gönüllü rehberi John Bartosiewicz’in iki oğlu da asker, ama Irak’ta savaşmamışlar. Kendisi 2003’te bu savaşa destek verse de, 2011’de askerler geri döndüğünde rahatladığını söylüyor: “Bir hedef belirleyip de bu hedefe ulaşmadan çekilmiş olsalardı, o zaman ‘savaşa değmezdi derdim. Çünkü bu kadar insan kaybedildi, onların üzerine hiçbir değer koyamazsınız.”
Matthew Schweitzer, “Savaş sırasında genelde ‘Savaşa değil, ama askerlerimize destek veriyoruz’ şeklinde bir ruh hali vardı. Bence bunun farkında olmak çok önemli,” şeklinde konuşuyor.
Chicago Üniversitesi araştırmacılarından Matthew Schweitzer, Irak ve Afganistan savaşlarının geride bıraktığı mirası değerlendiren bir bloğun kurucusu. Schweitzer, özellikle Irak’a daha fazla asker gönderildiği dönemde Amerikan kamuoyu görüşünün tamamen değiştiğini söylüyor: “Elde edilemeyecek bir amaç uğruna binlerce, yüzbinlerce Iraklı’nın öldüğünü, çok sayıda Amerikan askerinin kaybedildiğini gördükten sonra kamuoyu görüşü biraz geç de olsa değişmeye başladı.”
Jerry Terando ise, “Özgürlük nedir, demokrasi nedir, bunların bedeli nedir, bunlar hakkında insanların görüşlerini değiştirmek zor,” şeklinde konuşuyor.
Jerry Terrando’nun bu saydığı değerler için ödediği bedel, oğlu Joshua oldu. Joshua Terando, 2005 yılında Irak’ta bir keskin nişancı tarafından öldürüldü. Baba Jerry Terando, Irak savaşı karşıtı çoğunluğa katılan Amerikalılar’dan biri.
Jerry Terando, “Askerlerimiz ne için savaşırsa savaşsın, her şey siyasette bitiyor. Kazanmaya gönülsüz bir ulus ve iradesiz bir devletle zamanı ancak boşa harcarız,” diyor.
Joshua’nın adı da bu savaş anıtının mermer duvarlarına kazılı. Bu mermer duvarlar Jerry Terando ve ailesine, ödedikleri bedeli daima hatırlatacak: “Onu tekrar sağ görebilmek için her şeyi yapardım. Ama yine de yaptığı fedakarlıktan dolayı onunla gurur duyuyorum. Umarım tüm Amerika onun ve bu duvarda adları yazılı olanların yaptığı fedakarlığın farkında olur.”