ABD Anayasa Mahkemesi İran’a yönelik yaptırımların delinmesi davası kapsamında hakkında iddianame hazırlanan Halkbank’ın temyiz başvurusunu değerlendiriyor. İlk duruşmada yargıçlar Halkbank konusunun Türkiye-ABD ilişkilerindeki yerine atıfta bulunan sorular yöneltti. Oturumda Halkbank avukatının sözlü savunmasında Voice of America’yı gündeme getirmesi de dikkat çekti.
Halkbank ABD’de 1976’dan bu yana yürürlükte olan Egemen Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası’na göre (FSIA) Amerika’da bir ceza mahkemesinde yargılanamayacağını iddia etmişti. Alt mahkeme bu tezi haksız bulunca Halkbank Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu.
Halkbank’ın temyiz başvurusunun değerlendirildiği ilk oturumda bankayı temsil eden avukat Lisa Blatt, egemen bir devlet ya da ona bağlı bir vasıtaya yönelik hiçbir zaman cezai bir kovuşturmanın olmadığını söyleyerek, “Dünya yedi bin yıldır var ve hiçbir ülke bir başka ülkeyi yargılamadı” dedi.
Halkbank’ın avukatı Lisa Blatt, Anayasa Mahkemesi’nin Halkbank’ın bu yasaya dayanarak yaptığı itirazını haksız bulması halinde bunun uluslararası ilişkiler ve diplomasi bakımından sonuçlarının olacağını iddia etti.
Halkbank’ın avukatının banka aleyhinde çıkabilecek bir karardan sonra, “Export-Import Bank ya da Voice of America’’ gibi kurum ve şirketlerin de bazı suçlamalarla karşı karşıya kalabilecekleri imasında bulunması dikkat çekti.
Avukat Lisa Blatt, “90’dan fazla şirket var ve bir kişinin özgürlük savaşçısı dediği bir başka kişinin teröristi” ifadelerini kullandı.
Yargıç Kavanaugh’dan Çavuşoğlu ziyareti göndermesi
Anayasa Mahkemesi yargıçları dünkü oturumda taraflara, Halkbank davasının Türkiye ve ABD arasındaki görüşmelerde önceki yıllarda gündeme geldiğine ilişkin sorular yöneltti.
Anayasa Mahkemesi’nin eski Başkan Donald Trump tarafından atanan muhafazakar yargıçlarından Brett Kavanaugh, “ABD Başkanı’na 'ulusal güvenlik yetkinizi kullanmanızı mahkeme olarak yasaklıyoruz' demek çok tuhaf ve büyük bir şey” ifadelerini kullandı.
Halkbank konusunun iki ülke arasında en üst düzey görüşmelerde gündeme gelmiş olduğunu belirten Kavanaugh, “Bu yüzden ABD’nin ulusal güvenliğini korumak ve bu konuları değerlendirmek üzere seçilen bir Başkan’ımız var. Başkan Trump döneminde süreç başladı ve Başkan Biden da aynı fikirde ve bu konu ABD ve Türkiye arasındaki müzakerelerde en üst düzeylerde gündeme geldi. Bu dava da belli ki görüşmelerin, İran’ın terörizmi desteklemesini engellenmesinin bir parçası” diye konuştu.
Yargıç Kavanaugh, “Bilemiyorum. Bütün bu değerlendirmeleri dengeleyecek ne uzmanlığımız var?” diye sordu.
Anayasa Mahkemesi Yargıcı Kavanuagh, “Haberler bu konunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşüldüğünü gösteriyor ve Türkiye’nin Dışişleri Bakanı bu hafta ABD’ye geliyor. Bilemiyorum” ifadelerini kullandı.
Halkbank’ın avukatı Lisa Blatt da bu konuda ceza davasıyla bir karar alınmaması gerektiğini savunarak, “Evet ama şunu biliyorum ki bu konuda Manhattan’daki 12 jürinin karar almasına izin vermemelisiniz. Jüriye gitmelerine ve yabancı egemen bir devleti yargılamalarına izin veriyorsunuz. İddianame böyle diyor. Türkiye hükümetinin bir suç işlediğini ve bunu devletin bir kolu aracılığıyla yaptığını söylüyor” dedi.
Egemen devlet ve ona bağlı vasıta tartışması
Anayasa Mahkemesi’ndeki oturumda Halkbank’ı avukatları, itirazlarını dayandırdıkları Egemen Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası kapsamında, bankayı Türkiye devletinin bir enstrümanı olarak tanımladı.
Anayasa Mahkemesi'nin liberal yargıçlarından Ketanji Brown Jackson oturumda bu konuda bir soruyu gündeme getirerek, "Bu koşullarda karşımızda yabancı bir şirket mi var yoksa iddia edildiği gibi bir devlet mi? Buna kim karar vermeli?" diye sordu.
Yargıç Jackson, "Bunun netleştirilmesi için dosyayı İkinci Daire’ye göndermemiz gerekmez mi?" dedi.
Yine Trump tarafından atanmış olan muhafazakar Yargıç Neil Gorsuch da duruşmada, Halkbank davası üzerinden federal bir kovuşturmaya izin verilmesinin başka yabancı devletlerin hedef alınmasının önünü açabileceği endişesini dile getirdi.
Yargıç Gorsuch, "O zaman Meksika'ya bu veya şu sebeple ya da belki de Çin'e Covid sebebiyle davalar açılmaya çalışılabilir. Savcının yaratıcılığına kalmış" ifadelerini kullanarak ABD hükümetinin bunları dikkatle değerlendirip değerlendirmediğini sordu.
Halkbank davasında ABD’yi temsil eden Eric Feigin, dış politikaya ilişkin olası sonuçları da değerlendirdiklerini, bunları ciddiye aldıklarını ve tam da bu nedenle bu tür suçlamaları nadiren getirdiklerini vurguladı.