2025 yılı boyunca geçerli olacak asgari ücretin, yalnız talep edilenin değil beklentilerin de çok gerisinde kalması muhalefetteki partiler ile sivil toplum örgütlerinin tepkilerine neden oldu.
Çalışanları temsilen komisyonda bulunan TÜRK-İŞ’in masayı terk etmesinden sonra Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yüzde 30 artışla belirlediği 22 bin 104 lira tutarındaki asgari ücreti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da onaylamasıyla Çarşamba günü akşam saatlerinde İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok kentte protesto gösterileri yapıldı. Protestolarda ağırlıklı olarak genel grev çağrısında bulunuldu.
TİP: “Hükümet dün açıklanan asgari ücretle bizleri sokağa davet etti”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın İstanbul’daki bölge müdürlüğünün önünde toplanan Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul örgütü, hükümeti istifaya davet etti.
Eylemde konuşan TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, “Hükümet dün açıklanan asgari ücretle bizleri sokağa davet etti” dedi.
Açıklanan asgari ücretle milyonlarca kişinin açlığa, yoksulluğa mahkum edildiğini söyleyen Kadıgil, şunları dile getirdi:
“Burada bir yanlış yapıyoruz aslında. ‘Hükümet istifa’ diyoruz, ‘Şimşek yüzünden oldu’ diyoruz. Doğru söylemiyoruz arkadaşlar. Bu ülkede bir hükümet, bir bakan yok. Bu ülkede tek bir kişi var. Her şeyin sorumlusu o. Açlık sınırı altında maaş almamızın da günde 16 saat köle gibi çalışıp ay sonunu getiremememizin sorumlusu o ve adı Recep Tayyip Erdoğan.”
“Asgari ücretlinin kirasını, doğalgazını, elektriğini ödemesi mümkün değil”
Ankara Batıkent’te tencere tavalarla “hükümet istifa” sloganları atarak yürüyen Sol Parti, İstanbul Şişli’de de “İnsanca yaşayacak bir ücret ve haklarımız için birleşelim” pankartının altında basın açıklaması yaptı.
“AKP mezara, halk iktidara” sloganın da atıldığı eyleme katılanlardan Mustafa Uzuner, 14 Aralık’ta 14 bin lira emekli maaşı aldığını ve şu anda cebinde sadece beş lira kaldığını söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Uzuner, “Bir emeklinin bir simit ve bir peynir yemesi bile lüks şu anda. 100 gram döner 350 lira bugün. 14 bin lira emekli maaşı, 22 bin lira asgari ücret alan bir insanın kirasını, doğalgazını, elektriğini ödemesi mümkün değil. Yaşasın genel grev, yaşasın genel direniş demek için toplandık. Sermayenin sadece sermayesi var. Güç bizde aslında. Onlar azınlık biz çoğunluğuz. Birleşmek ve bu işi çözmek zorundayız” dedi.
Tüm Emekliler Sendikası’ndan Hüseyin Yıldız ise Türkiye ekonomisi büyürken çalışanların pastadan aldığı payın her geçen sene daha da küçüldüğünü,” fiyatların füze hızıyla” arttığı bir ülkede “açlık sınırında bir asgari ücretin” kabul edilmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
“İstanbul gibi büyük kentlerde en az 50-60 bin lira olması gerekir”
Aynı alanda İşçi Emekçi Birliği’nin eyleminde de “Asgari değil, insanca yaşam” sloganları atıldı. Eyleme katılan işçilerden Çiçek Çatalkaya, VOA Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“Memleketin yarısından fazlası asgari ücretle çalışıyor. Ve memleketin yarısından fazlasını açlığa mahkûm eden bir zam bu. Bunu protesto etmek için burada toplandık. Kira ortalaması 25 bin lira İstanbul’da. İstanbul’un yarısından fazlası asgari ücretle geçiniyor. Bu ücret insanları açlık mahkûm etmek. Bu asgari ücretle geçinmek mümkün değil. İstanbul gibi büyük kentlerde en az 50-60 bin lira olması gerekir.”
Ankara ve Adana’da da protesto yürüyüşleri yapıldı
Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri de Kızılay’da asgari ücret zammını protesto etti. Yaklaşık 300 kişinin katıldığı protesto yürüyüşünün ardından okunan basın açıklamasında asgari ücretin halkın ihtiyaçlarına göre değil, IMF gibi uluslararası derecelendirme kuruluşları ve patronların isteklerine göre belirlendiğini dile getirilerek “sefalet ücretine karşı mücadele” çağrısı yapıldı.
Adana’da Emek ve Demokrasi Güçleri’nin yaptığı eylemde “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganları atılırken “genel grev” ve “genel direniş” çağrısı yapıldı.
Emine Esmer tarafından okunan basın açıklamasında, “Krizden işçi sınıfının payına üç kuruş ücret, hayat pahalılığı, uzayan iş saatleri düşmüştür. İş cinayetleri, derinleşen borçlanma ve intiharlar açığa çıkan sonuçların en görünür olanlarıdır. Bugün yaşamak pahalı ama ölmek son derece ucuzdur. Bu karanlık, çaresizlik ve esaret bir kader değil, bir dayatmadır. Genel grev ve genel direniş, bu sefalet dayatmasından kurtulmak için şarttır” denildi.
Forum