İngiltere’yi Avrupa Birliği’nden çıkaracak süreci yönetecek olan yeni Başbakan Theresa May’in dışişleri bakanı olarak Boris Johnson’ı ataması Brüksel’de pek de olumlu karşılanmadı. Johnson’ın, Pazartesi günü dışişleri bakanı olarak ilk mesaisini yapacağı AB Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda oldukça soğuk bir tavırla karşılanma riski oldukça yüksek. Bu riskin yüksek olmasının ardında ise Johnson’ın daha önce Avrupa Birliği hakkında yaptığı açıklamalar yatıyor.
Avrupa Parlamentosu Liberal Grubu Başkanı Guy Verhofstadt, Johnson’ın yeni görevi için “Açıkça İngiliz mizahının sınırı yok” değerlendirmesini yaparken Yeşiller Grubu Eş Başkanı Rebecca Harms, “İlk başta bunun bir şaka olduğunu düşündüm. Şimdi ise ağlasam mı gülsem mi bilmiyorum. Bildiğim ise siyasette sorumsuzluğun ödüllendirilmesinin iyi olmadığı” dedi. Bu iki ismin değerlendirmeleri Brüksel’de Johnson’a yönelik genel havayı yansıtması açısından dikkate değer.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz da May’in kabine tercihlerini eleştiren isimlerden. “Bu zor zamanlarda yeni İngiliz hükümetiyle geçmişte olduğu gibi yapıcı şekilde çalışılacağını” vurgulayan Schulz, yeni kabinenin İngiltere ve Avrupa’ya zarar verecek “tehlikeli kısırdöngüyü” sürdürdüğünü ifade etti.
Schulz, yeni hükümetin oluşumunun odak noktasının ülkenin geleceğinden ziyade Muhafazakar Parti’nin iç uyumu olduğunu belirterek, “Siyasi karar alıcıların odağı ülkenin refahı değil parti içi hesaplamalar. İngiltere, Avrupa’nın kalanı üzerinde de doğrudan etkileri olan bu tehlikeli kısırdöngüyü kırmalı. Avrupa’da, müdahil olan herkesin çok sorumlu davranmasını gerektiren belirsiz ve zor bir durumdayız” dedi.
Johnson’ın kampanya sırasında seçmenleri yanlış yönlendirmesi ve yalan beyanda bulunması Brüksel’de zaten yüksek olmayan kredibilitesini iyiden iyiye düşürmüştü. Avrupa Birliği’nin sabrını taşıran açıklama ise Johnson’ın, Birlik hedeflerinin Hitler ve Napolyon ile benzerlik gösterdiğine ilişkin olanıydı. Bu açıklama sert şekilde kınanmıştı.
Brüksel’de bir yandan Johnson’ın yeni görevine yönelik yorumlar yapılırken diğer yandan da İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden resmen ayrılma sürecini başlatmasına yönelik beklenti sürüyor. İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkış sürecini yürütecek hükümetin oluşturulmasının ardından Brüksel, Londra’nın “resmi boşanma süreci” için düğmeye basmasını bekliyor. İngiltere Başbakanı Theresa May’e Avrupa Birliği kurumlarından gönderilen kutlama mesajları bu konuda bir “sabırsızlık ve güçlü bir beklenti” olduğunu ortaya koyuyor.
İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkış sürecinin resmen başlayabilmesi için May’in, Lizbon Antlaşması’nın, bir üyenin ayrılma koşullarına ilişkin kuralları düzenleyen 50’nci maddesini işletmek için bildirimde bulunması gerekiyor. May’in bu maddeyi acilen devreye sokmasını isteyen isimlerin başında Avrupa Birliği Komisyonu Jean Claude Juncker yer alıyor. İngiltere’de düzenlenen referandumdan çıkan sonucun yeni ve yakın zamanda üzerinde durulması gereken bir durum oluşturduğunu hatırlatan Juncker, May’e başarı dileğinde bulunup, “Liderlik konusu halledildiğine göre şimdi kesinlik sağlamak amacıyla çabuk çalışacağımızı umuyorum” dedi.
May ile “verimli bir çalışma ilişkisi” kurma yönünde isteğini dile getiren AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, kısa kutlama mektubunda, “Sizi, Avrupa Birliği Konseyi’nde karşılamayı ve verimli çalışma ilişkimizi sabırsızlıkla bekliyorum” ifadelerini kullanmakla yetinirken Birlik ülkesi üyelerden verilen mesajlarda da “bir an önce boşanma sürecine” geçilmesi ön plandaydı.
May’in verdiği ilk mesajlar ise Avrupa Birliği’nin bir süre daha bekleyeceğine işaret ediyor.
