Erişilebilirlik

Avrupa Parlamentosu’ndan Çok Sert Rapor


Türkiye raporu, Avrupa Parlamentosu'nda yapılan oylamada 133'e karşı 375 oyla kabul edildi. 87 parlamenter çekimser kalmayı tercih etti.
Türkiye raporu, Avrupa Parlamentosu'nda yapılan oylamada 133'e karşı 375 oyla kabul edildi. 87 parlamenter çekimser kalmayı tercih etti.

Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye hakkında hazırladığı rapor çok sert eleştiriler içeriyor. Son dönemin en eleştirel belgesi olan raporun verdiği ana mesajı hukuk devleti ve demokrasi alanında gerileme yaşandığı tespiti oluşturuyor

Avrupa Parlamentosu, Türkiye’de son bir yıldır kaydedilen gelişmelerin ele alındığı raporu onayladı. Avrupa Parlamentosu’nun Hollandalı üyelerinden olan Kati Piri tarafından hazırlanan rapor için 375 parlamenter lehte 133 parlamenter ise aleyhte oy kullandı. Oylamada 87 parlamenter ise çekimser kalmayı tercih etti.

İlk aşamasında eleştiri düzeyi yüksek olmakla birlikte mevcut tondan daha yumuşak bir yapıya sahip olmasıyla dikkat çeken rapora rekor sayıda değişiklik önergesi verilmesi tonun sertleşmesi sonucunu doğurdu. Belgeye yaklaşık 600 değişiklik önergesi verildi.

Rapordaki en önemli vurgulardan birini, “Avrupa Parlamentosu, Türkiye’de demokrasi ve hukuk devleti alanlarındaki gerilemenin ışığında reformlardaki genel hızın son yıllarda belirgin şekilde yavaşlamasından ve yargının bağımsızlığı, toplanma ve ifade özgürlüğü, insan haklarına ve hukuk devletine saygı gibi bazı ana alanlarda giderek Kopenhag kriterlerinden uzaklaştıran gerileme olmasından derin endişe duyar” ifadeleri oluşturuyor. Bu tespitin 11 yıldır müzakere sürecinde olan bir ülke için yapılıyor olması en dikkat çekici unsurlardan birini oluşturuyor.

Türkiye’de yargı, temel haklar, adalet, özgürlük ve güvenlik alanlarında acilen reformlara ihtiyaç olduğunun altının çizildiği belgede, düşünce, ifade ve konuşma özgürlüğü ile bağımsız medyanın Avrupa’nın esas değerleri olduğu yinelendi.

Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında serbest bırakılmasını memnuniyetle karşılayan Avrupa Parlamentosu, Cumhurbaşkanı’nın Anayasa Mahkemesi’ne yönelik açıklamalarını kınadı.

Kürt sorununa şiddete dayalı çözüm olmadığını vurgulayan ve Avrupa Birliği’nin terör örgütleri listesinde yer alan PKK’nın şiddete dönüşünü kınayan Avrupa Parlamentosu raporunda, “PKK silah bırakmalı, terörist taktiklerden vazgeçmeli ve beklentilerini barışçıl ve yasal yollarla dile getirmeli” ifadelerine yer verildi. Terörle mücadelenin Türkiye’nin meşru hakkı olduğunun tanındığı belgede, terörle mücadele operasyonlarının orantılı olması ve toplu cezalandırma halini almaması çağrısı yapılırken PKK’nın güvenlik güçlerine ve sivillere yönelik saldırılarını güçlü şekilde kınandı.

Yolsuzlukla mücadelenin Türkiye’nin önceliklerinden biri olmasının istendiği raporda, Türk hükümetinin yolsuzlukla her seviyede mücadele niyetinde olduğuna yönelik açık ve tutarlı sinyaller vermesi gerektiği kayedildi.

Raporun dikkat çeken vurgularından birini de “Avrupa Parlamentosu, Avrupa değerlerine uygun olarak inanç temelliler kadar seküler olanlar için de farklı yaşam tarzlarına tam saygı gösterilmesi ve devlet ile dinin ayrı tutulmasının sürdürülmesi gereğinin altını çizer” ifadeleri oluşturdu.

Kadına karşı şiddet, tutuklu akademisyenler, mülteci krizi ve Kıbrıs gibi konulara da değinilen belgeye verilen tepkilerde de hukuk devleti ve temel haklardaki gerileme ön plandaydı. Avrupa Birliği Komisyonu’nun Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn, raporun yüksek kalitede bir belge olduğunu vurgulayarak, “Avrupa Birliği Komisyonu, Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’deki hukuk devletine ve temel özgürlüklere saygı konusundaki endişesini paylaşıyor” dedi.

Raportör Piri, “Türkiye’de hukuk devleti ve medya özgürlüğü konusundaki gerileme durdurulup reformlara kaldığı yerden devam edilmeli” derken Liberal Grup Üyesi Alexander Lambsdorff, “Hukuk devleti, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü Avrupa ailesinin ve liberal grubun ana değerleri. Rapor bunu açıkça ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı. Yeşiller Grubu’ndan Bodil Valero, “Her ne kadar grubumuz Türkiye’nin katılım sürecini her zaman güçlü şekilde desteklediyse de bu, ülkedeki hak istismarlarına göz kapama anlamına gelemez” ifadelerini kullanırken Sosyalistler ve Demokratlar Grubu’ndan Knut Fleckenstein, “Türkiye katılım süreci müzakerelerini kolaylaştırmak amacıyla kendisini Avrupa değerleri, ilkeleri ve kriterleriyle aynı çizgiye getirmeli” dedi.

Türkiye raporu "yok sayarak" iade etme kararı aldı.

XS
SM
MD
LG