Türkiye’de hükümet aylardır İsrail’le ticareti devam ettirmek ve Azerbaycan’ın İstanbul ve Mersin’deki limanlar aracılığıyla bu ülkeye petrol sevkiyatına aracı olmakla suçlanıyor. Hükümet üyeleri ve bakanlıklar ise bu iddiaları reddediyor.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, dün TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin son altı ayda İsrail’e hiç ihracat yapmadığını, sadece Filistin hükümetinin talebi üzerine Nablus, Beytullahim, Doğu Kudüs, Eriha, Ramallah başta olmak üzere Filistin topraklarında yaşayanların ihtiyacını karşılamak üzere kurulan bir mekanizma sayesinde varış yeri Filistin olmak kaydıyla ürün sevkiyatına izin verildiğini söyledi.
Bolat: “2 Mayıs'tan beri İsrail ile hiç ticaret yapılmadı”
Ticaret Bakanı Bolat, bugün TVNET televizyonundaki özel yayında yaptığı açıklamada da bu iddialar nedeniyle hem muhalefet partilerini hem de “Türkiye'den kaçan terörist kılıklı medyacı gözüken tipler, etki ajanlarını algı yaratmak” ile suçladı.
“2 Mayıs'tan bugüne İsrail ile yapılmış tek bir cent ihracat ya da ithalat yok” diyerek İsrail ile hiç ticaret yapılmadığını belirten Bolat, şöyle devam etti:
“Bir Amerikan doları ihracat ya da ithalat yapılmadı, yapılmaz da. Gümrüğümüz kapalı, sistem kapalı. Bunu üzerine başladılar ‘Üçüncü ülkelerden gidiyor’ falan. Müneccim misin sen? Amerika'ya ihracatımızda, İngiltere'ye ihracatımızda artış var. ‘Bu mallar belki İsrail'e gidecek’ diye konuşuyorlar. O zaman biz dünyaya hiçbir ihracat yapmayalım. 262,5 milyar doları ‘stop’ edelim. Türkiye ithalat da ihracat da yapmasın. ‘Efendim onlar Filistin'e gitmiyor. Filistin'den İsrail'e gidiyor.’ Nereden biliyorsun? Alış yeri Filistin, varış yeri Filistin. Tüccarlar Filistinli. Biz onu kontrol etmekle mükellefiz.”
CHP’li Çelik: “İsrail’le ticaretin devam ettiğini biliyoruz, bu bütün dünyada kanıtlıdır”
Ancak Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın sözlerinin gerçek durumu yansıtmadığında ısrarcı. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Volkan Çelik, şunları söyledi:
“İsrail’le ticaretin devam ettiğini biliyoruz. Dün komisyonda ticaretin devam edip etmemesi gerektiğini açıklamadılar. Sadece Türkiye’den İsrail’e çıkacak gümrük beyannamelerinde çıkış yeri olarak İsrail yazmıyorlar. Bu bütün dünyada kanıtlıdır. İsrail’e ticaret devam ediyor. Bizim İsrail ile ticaretin sonlandırılması için önerilerimiz var. Serbest Ticaret Anlaşması’nı askıya alın, antrepo düzenlemesi ve bankacılık düzenlemesi yapın, nihai kullanıcı belgesi düzenletin. Türk malları İsrail’e girmesin, İsrail malları da Türkiye’ye girmesin. Ticaret ancak böyle sıfırlanır.”
TÜİK’e göre Mayıs'ta İsrail’e ihracat sıfırlandı, Nisan'da Filistin’e ihracat fırladı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından Eylül ayında yapılan ilk 9 aylık istatistikler Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ı doğrular nitelikte. İsrail’e Mayıs ayına kadar 1 milyar 521 milyon dolar tutarında ihracat yapıldıktan sonra Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında hiç ihracat olmadığı görülüyor.
Ancak Türkiye ile dış ticaretini İsrail üzerinden gerçekleştirilen Filistin’e ihracat Nisan ayında 9,3 milyon dolardan 49,3 milyon dolara fırladıktan sonraki üç ayda ortalama 110 milyon dolarlık dış satım gerçekleştirildi.
Türkiye’nin İsrail’le ilişkilerini devam ettirdiğini düşünen toplumsal muhalefetin ana talebi ise Azerbaycan’ın Türkiye üzerinden İsrail’e yaptığını iddia ettiği petrol sevkiyatının durdurulması. Bunun için tanınmış aktivist Greta Thunberg’in de duyurusunu paylaştığı protestolardan biri İstanbul’da düzenlendi.
Filistin İçin Bin Genç’ten “Vanaları kapat” eylemi
Ağırlıklı olarak sol görüşlü gençler ve muhafazakar gençlerin içinde yer aldığı “Filistin İçin Bin Genç” adlı grup, Pazartesi günü akşam saatlerinde Beyazıt Meydanı’nda protesto gösterisi yaptı.
Yaklaşık 250 genç, “İsrail’e petrolü Azerbaycan satıyor, Türkiye taşıyor. Filistin’e ihanetten vazgeç” yazılı pankartın altında toplanarak Sultanahmet Meydanı’na kadar yürüdü.
İstanbul polisinin yoğun güvenlik önlemi aldığı meşaleli yürüyüşte, ellerinde Filistin bayrakları taşıyan grup “Filistin özgür olacak”, “Nehirden denize özgür Filistin”, Katil İsrail işbirlikçi Socar”, “Emperyalistler işbirlikçiler Filistin size mezar olacak” şeklinde slogan attılar.
Filistin İçin Bin Genç grubundan Rümeysa Tebriz, “Bu eylemler Erdoğan’a bir çağrı. Çünkü İsrail’in petrol ihtiyacının yüzde 50’si Türkiye üzerinden gidiyor. Buna engel olmak için Erdoğan’a global çapta bir çağrıda bulunduk. 16 Kasım’da da Socar önüne gideceğiz ve Azerbaycan’ı protesto edeceğiz” dedi.
Bir başka eylemci İsmail Çelik de “Türkiye hükümetinin bu yaptığı kirli ticareti görüyorum, biliyorum ve insan olarak buna ses çıkarmak gerektiğini görüyorum. Filistin halkına elden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Savaşı bekleyenlerden iklim adaleti gelmez”
“Doğanın Çocukları” grubundan Beyda Ceylan ise eylemin Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de başlayan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP29 ile aynı hafta yapılmasına vurgu yaptı.
Ceylan, “COP her sene egemenlerin, petrol şirketlerinin CEO’larının, patronlarının biraraya geldiği ‘Biz iklim krizini çözeceğiz’ diye belirli hedefler koydukları ama şimdiye kadar vaatlerini gerçekleştirmedikleri, halkların öfkesini sönümlendirdikleri, yeşil kapitalizmin mümkün olduğu safsatasını yaydıkları bir şey. Bu yüzden biz bu eylem için toplandık, dedik ki ‘İlk önce siz (İsrail’e giden) o vanaları kapatın.’ Çünkü işgal edilen topraklardan, savaşı bekleyenlerden iklim adaleti gelmez” diye konuştu.
Enerji Bakanlığı: “Teslim noktası İsrail olan herhangi bir yükleme gerçekleşmemiştir”
Enerji Bakanlığı ise 10 Kasım’da yaptığı açıklamada, İsrail’e yapılan petrol sevkiyatı kapsamında Türkiye’de herhangi bir yükleme yapılmadığını belirtti.
Bakanlık açıklamada, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı’nın Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan arasında 1999’da imzalanan anlaşmayla işletildiği, hattın Türkiye kesiminin işletiminin BOTAŞ International A.Ş. tarafından yürütüldüğü hatırlatıldı.
Açıklamada, “Anlaşmalar kapsamında hattı işleten BOTAŞ International A.Ş.’nin petrolün alım satımına yönelik herhangi bir dahli ya da tasarrufu bulunmamaktadır. Petrolü BTC üzerinden taşıtarak Haydar Aliyev Limanı’ndan dünya pazarlarına satışını yapan şirketler, Türkiye’nin İsrail’e yönelik ticarete son verme kararına saygı duymuş ve teslim noktası İsrail olan herhangi bir yükleme gerçekleşmemiştir” denildi.
Erdoğan da Türkiye’nin İsrail’e yönelik ticaretini sürdürdüğü iddialarını yalanladı: “Siyasetin en kirli tarafı, kirli iftiralar”
İsrail’le ticaret ve gemi trafiği konusu, dün Azerbaycan’dan dönüşünde uçakta kendisini takip eden gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da soruldu.
Türkiye’nin İsrail’le ticaretine ilişkin iddiaları, “Cumhur İttifakı’nı hedef alan kirli iftiralar ve İsrail’in yararına çabalar” olarak yorumlayan Erdoğan, “Siyasetin en kirli tarafı burası. Niye yaparlar bunları? ‘Mevcut hükümeti nasıl yıpratırız’ anlayışı ile bu amaç için yaparlar. Biz şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümeti olarak İsrail ile ilişkileri kesmiş durumdayız. Bizim şu anda İsrail’le bu noktada herhangi bir ilişkimiz yok. Bundan sonraki süreçte de bu ilişkileri geliştirmek için attığımız adım da yok. Malum bu siyasi partiler, ki bunlar da ‘cürmü kadar yer yakar.’ Ne yapıyorlar şimdi? ‘Acaba biz Cumhur İttifakı’nı nasıl yıkarız veya Cumhur İttifakı’nı nasıl yerden yere vururuz,’ bunun arayışı içindeler. Bununla yerden yere vurulmaz. Şu anda Cumhur İttifakı İsrail ile ilişkilerin kesilmesi konusunda kesin kararlıdır. Biz bu kararlılığımızı bundan sonraki süreçte de devam ettireceğiz. Tayyip Erdoğan’ın başında olduğu Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti İsrail ile hukukunu devam ettirmez, geliştirmez” dedi.
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nden İsrail’e petrol sevkiyatı açıklaması
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesinde oluşturulan Dezenformasyonla Mücadele Merkezi de bu iddiaları reddeden ve süreci izah eden bir açıklama yayınladı.
Kurumun X hesabından paylaşıyan ve konuya ilişkin soru ve cevapları içeren açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Gemi acentelerinin ülkede faaliyeti durdurulabilir mi? Gemi acentelerine yönelik kısıtlayıcı tedbirlerin alınması ise uluslararası ticari faaliyetlerde Türkiye'nin işlem ve zaman maliyetini yükseltecek ve Türkiye'yi dezavantajlı konuma düşürecektir. Ülkeye konteyner girişi engellenirse ne olur? Bu durum, Türkiye'nin dış ticaretini negatif yönde etkileyecek olup İsrail'in ticaretinde hiçbir etki yaratmayacaktır. Gemi acenteleri merkezi neredeyse o ülkeyle ticaret mi yapılıyor? Büyük gemi acentelerinin yaptığı ticari faaliyetler küresel çaptadır. Bu durum şirket merkezinin bulunduğu ülke ile ticaret yapıldığını göstermez.”
Forum